Slogan ilk kez 1960’larda Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) tarafından kullanıldı. O dönemde Yaser Arafat liderliğindeki FKÖ, Ürdün Nehri’nden Akdeniz’e kadar uzanan tarihi Filistin topraklarında tek bir devlet kurulmasını savunuyordu.
Ancak 1990’lardaki Oslo sürecinin başarısızlığı ve 2000 yılındaki Camp David görüşmelerinin sonuçsuz kalması, iki devletli çözüm umudunu zayıflattı.
Sloganın anlamı ne?
Bu ifade, Ürdün Nehri ile Akdeniz arasındaki bölgeyi tarihsel olarak Filistin olarak bilinen, alanı tanımlıyor.
1987’deki Birinci İntifada sırasında slogan, Filistin direnişinin sembolü haline geldi. Filistin bayraklarıyla birlikte protestolarda sıkça kullanıldı.
2000-2005 yılları arasındaki İkinci İntifada ve 2007’de başlayan Gazze ablukası ile slogan, küresel Filistin dayanışma hareketlerinde yaygınlaştı.
Hamas, 2017’deki tüzüğünde bu ifadeyi kullandı.
Netanyahu’nun partisi de kullandı
1977’de Benjamin Netanyahu’nun Likud partisinin seçim manifestosunda ‘Deniz ile Ürdün arasında yalnızca İsrail egemenliği olacak’ ifadesi yer aldı.
Akademisyen Maha Nassar’a göre, 1967’den önce de kullanılan slogan, o dönem Filistinlilerin yalnızca İsrail yönetiminden değil, Batı Şeria’daki Ürdün yönetiminden ve Gazze’deki Mısır yönetiminden de kurtulma umutlarını ifade ediyordu.
Sloganı kullandığı için eleştirilenler
30 Ekim 2023’te İngiltere milletvekili Andy McDonald, “Nehrinden denize, tüm insanlar barış içinde yaşayabilene kadar dinlenmeyeceğiz” dediği için İngiltere İşçi Partisi tarafından uzaklaştırıldı. McDonald, bölgedeki ölümlerin son bulması için içten bir çağrı olduğunu söyledi.
Amerikalı oyuncu Susan Sarandon, 2023'te protestolarda sloganı savundu, "Yahudiler için güvenli hissetmek kolay" dedi. Ajansı tarafından Spyglass Media Group tarafından kovuldu ve projeleri geri çekildi.
ABD’de bir restoran zinciri olan Ayat Restoranları, 2025’te New York şubesi açılında sloganı menü ve duvar yazılarında kullandı. Yahudi topluluğu, restoranı ‘soykırım çağrısı yapmakla’ suçlayarak zinciri protesto etti.
Columbia Üniversitesi öğrencileri, sloganı kullandıkları için disiplin soruşturmasına alındı. Buna karşılık, Mahmood Mamdani gibi bazı akademisyenler sloganı özgürlük mücadelesinin meşru bir parçası olarak savundu.