“Erdoğan–Putin görüşmesini Pekin’de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi bağlamında değerlendirmek gerekir. Bu yılki zirvede çok özel bir mesaj verilmek istendiği açık. Özellikle Rusya, Çin ve Hindistan üçlüsü dünyaya yeni bir mesaj vermeye çalışmakta, diplomatik ilişkiler ve görüşmeler de bu çerçevede organize edilmekte. Rusya ve Putin, zirve boyunca aktif diplomatik iş birliği mesajı vermeyi hedefledi. Putin’in Çin lideri, Hindistan Başbakanı, Nepal ve Kamboçya başbakanları ile ayrıca Pezeşkiyan’la yaptığı görüşmeler bu bağlamda değerlendirilebilir. Erdoğan ile yapılan görüşme de Rusya’nın bu zirvedeki aktif diplomatik temaslarının bir parçası olarak öne çıktı. Görüşmeye bakıldığında, gündemin daha çok Ukrayna savaşı etrafında şekillendiği görülmektedir. Tarafların üzerinde anlaşamadıkları konular yerine, ticaret ve turizm gibi ortak çıkar alanlarına vurgu yapılmıştır.”
‘Rusya- Türkiye arasında diplomatik kanallar açık tutuluyor’
“Putin’in diğer liderlerle kurduğu yakın diyalog da dikkat çekti. Örneğin, Hindistan Başbakanı Modi’ye “Sevgili Modi” diye hitap etmesi ve Modi’nin de “Sevgili Putin” şeklinde karşılık vermesi, diplomatik formalitelerin ötesinde kişisel sıcak bir ilişkiye işaret etmekte. Erdoğan–Putin görüşmelerinde geçmişte Soçi’de veya başka yerlerde benzer bir kişisel yakınlık öne çıkarken, bu zirvede böyle bir durumun ortaya çıkmadığı söylenebilir.
Somut sonuçlara bakıldığında, Rusya’nın özellikle Ukrayna bağlamında Türkiye ile ilişkilerine belli bir sınır çizdiği görülmekte. Putin, Türkiye’nin insani yardım alanındaki çabalarını takdir ettiğini açıklasa da siyasi ve askeri konularda herhangi bir vurgu yapılmamıştır.
Bu da Türkiye’nin Ukrayna konusunda Rusya ile iş birliğinin sınırlarının açıkça çizildiğini göstermektedir. Sonuç olarak, Erdoğan–Putin görüşmesini, iki ülke arasındaki çözümsüz konulara rağmen diplomatik kanalların açık tutulduğunu göstermesi bakımından olumlu değerlendirmek mümkündür. Görüşmede özellikle ticaretin geliştirilmesi ve turizmde iş birliği ön plana çıktı.
Bu alanlar, geçmişte olduğu gibi bugün de Türkiye ve Rusya’nın “kazan–kazan” gördüğü alanlardır. Her iki ülke de ekonomik açılım ihtiyacından dolayı ticaret ve turizme her zamankinden fazla önem vermekte. Bu nedenle tartışmalı konulardan uzak durularak, karşılıklı fayda sağlayacak alanlara odaklanıldığı görülmekte.
Bu yaklaşım, ekonomik ilişkilerin yanı sıra diplomatik iş birliğinin korunması açısından da önem taşımakta.”