Abdulkadir Selvi, bugünkü yazısında YAŞ toplantıları ve MGK toplantılarının değişimine dikkat çekti ve "Bu yazıyı bugün yazmasaydım belki daha yazamayacaktım. Birilerinin çok özlediği eski Türkiye’de Yüksek Askeri Şura toplantısı ve Genelkurmay’daki devir teslim törenleri nedeniyle temmuz ve ağustos ayları gerilimli geçerdi" diyerek başladığı yazısında 'Eski Türkiye/Yeni Türkiye' karşılaştırması yaptı.
Selvi yazısında şu noktalara değindi:
"Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıklarındaki devir teslim törenleri askerin sivillere had bildirdiği, rejime ayar çektiği kürsüler olurdu. Askeri vesayetin medya ayağı ise bunları manşetlere taşır, komutanların konuşmalarını köpürte köpürte verirlerdi. Kimse de çıkıp bunlar sizin işiniz değil demezdi. Diyenler de bedel öderdi. Harp Okulları’nın mezuniyet töreninde ise dönem birincileri daha teğmen rütbesini takmadan demokrasiye ayar verirdi. O Türkiye’den bu Türkiye’ye gelindi. Yeni Türkiye’de ne oldu? 18 Ağustos tarihinde Genelkurmay Başkanlığı’nda devir teslim oldu. Orgeneral Metin Gürak görevi Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’na devretti. Haberimiz oldu mu? Rejim krizi yaşandı mı, asker sivile namlunun ucunu gösterdi mi, piyasalar bundan olumsuz etkilendi mi, dolar çıktı, Türk parası düştü mü? Yok. Normal demokrasilerde ne yaşanıyorsa o süreç işledi. Daha önceki, yarı askeri cumhuriyetlerde yaşanan görüntülerdi. Şimdiki ise İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da ne oluyorsa bizde de o oldu. MGK toplantıları artık askerin sivillerden hesap sorduğu toplantılar değil, bölgesel ve küresel sorunların masaya yatırıldığı güvenlik toplantılarına dönüştü. Yani olması gereken zemine oturdu. YAŞ toplantılarında atamalar yapılıyor, generaller belirleniyor, bir üst rütbeye yükseltilenler tespit ediliyor. Başbakanların, “Beni tehdit mi ediyorsunuz” dediği günler artık geride kaldı. Bu, Türkiye’nin normalleşmesi demektir. Bu, askeri vesayetin tasfiye olması demektir. Bunun mimarı da MGK toplantısında, komutana “Kes ulan” diye had bildiren Recep Tayyip Erdoğan’dır."