‘Çanakkale yüksek risk taşıyor’
“Birinci sırada Çanakkale’yi uyarıyorum. Batı Marmara’yı uyarıyorum; Marmara Adası ile Tekirdağ arasında 1766 depreminin olduğu yerde bir enerji birikimi olduğunu söylüyorum. Üçüncü sırada Balıkesir var. Dördüncü sırada Burdur-Isparta var. Beşinci sırada ise Hakkâri, Yüksekova ve Şemdinli var. Şemdinli’de aktif bir fay var, İran’a doğru gidiyor, Piranşah fayı. Yani Yüksekova Fayı, Şemdinli Fayı ve Piranşah Fayları olarak adlandırdığımız faylar şu anda tetikte bekliyor. Karlıova ile Erzincan arasında Güzelsu adında bir fay var, o fayın da her an patlama ihtimali var.”
‘Gemlik’te Pazarcık benzeri bir hareketlilik var’
“Gemlik’te yoğun deprem oluyor. Gemlik’i Pazarcık depremindeki gelişmelere benzetiyorum. Zaman zaman susuyor, sonra yoğun bir deprem söz konusu. Gemlik’in devamında da Erdek-Bandırma-Biga var. Biga’da Paleon Antik Kenti 3 kere yıkılmış. Geçmişte yaşananlar bize yol haritası çizebilir.”
‘Aynı bölgede 3 tane 3 şiddetinden büyük deprem endişe sebebi’
“Tek başına herhangi bir endişe duymam. Ama aynı bölgede 3 tane 3’ten büyük deprem olursa endişelenmek gerekebilir. 2014’te Gökçeada’da yaşadığımız gibi. Gökçeada’da deprem olmadan iki hafta önce hem Saros Körfezi’nde hem de Marmara Denizi’nde toplam 6 tane 3’ten büyük deprem oldu. Bunları öncü deprem olarak yorumladım, nitekim aradan iki hafta geçtikten sonra 2014 depremi yaşadık.”
‘Binaların sağlamlığı can kaybını önledi’
“Can kaybı olmamasının iki nedeni var; nüfus yoğunluğu az ve binalar sağlam. En fazla odanın içindeki eşyalar dökülüyor ama binalar yıkılmıyor. En önemli neden binaların sağlam olması. Japonlar gibi Ruslar da bu işi iyi başarmışlar. Ama biz 50 bin kişiyi kaybettik. 6 Şubat depremlerinde yıkılmadık bina kalmadı. Bizim yapmamız gereken bunlardan ders almak. Birtakım şeyler yapıyoruz ama bunlar yeterli değil. Şu ana kadar yapmamız gerekenin yalnızca yüzde 15’ini yaptık. Binaları yenilemenin yanında sağlamlığı da kontrol etmek lazım. İstanbul’da yapılan yeni yapılan binalar yıkılırsa şaşırmayacağım.”
‘Kamçatka depremi Türkiye’yi etkilemez’
“Bu deprem tetikleme yapabilir. Ama Güney’den Kuzey’e; Filipinler’den Japonya’ya, oradan Kamçatka’ya, oradan da Kril Adaları’ndan Amerika’ya uzanan hat boyunca tetikleme yapabilir. Ama bu deprem Türkiye’yi hiçbir şekilde tetiklemez. Yalnız komşu fayları, komşu dalma-batma zonlarını tetikler. Bu depremden önce 7.4’lük bir deprem var bu zon üzerinde, o bunu tetikledi diye söyleniyor. Bu 8.8’den sonra orada bir volkanik bir aktivite başladı. Bu da normal bir şey. Dalma-batma zonlarında yavaş yavaş aşağı dalan okyanusal kabuk aşağı daldıkça ısı artıyor ve eriyor. Sonrasında yukarıya volkan püskürmesi yaşanıyor.
Eğer deprem odak noktaları daire içinde yer alıyorsa o zaman bir magmatik sokulum söz konusu, düz bir şekilde yer alıyorsa fay ile ilgili. Santorini’de bunu yaşadık, dairesel bir alan içinde bu oldu. Hatta bizim en son 23 Nisan’da Silivri açıklarında meydana gelen deprem çok kısa sürdü, İstanbul’da da duyuldu. Aynı zamanda gözlerden uzakta kalan bir Simav depremleri var. Marmara’daki deprem sayısından daha çok deprem sayısı Simav’ın hemen kuzeyinde yaratıldı ve o depremler de bir dairesel alan içinde oluştu. Sonuç şu; burada da aşağıdan yukarıya magmatik sokulum var. Hemen püskürecek hali yok ama uzun vadede püskürebilir.”
‘Tsunami, depremin doğal sonucu’
“Dünyadaki 10 büyük depremden biri olarak kayıtlara geçti. 1952’de Kamçatka Kuzeyinde yine 9’luk bir deprem vardı. Orada da yine aynı jeolojik nedenlerle deprem oldu. Büyük okyanus Asya’nın altına dalıyor ve o dalma batma zonunda okyanus kabuğu alta girince diyelim ki 30 sene-100 senede her sene 5-7 cm alta dalıyor, o belli bir metreye ulaşınca birdenbire kırılıyor. Önce elastik bir davranışı varken, dayanamıyor ve kırılıyor. Bunu Kamçatka’da yaşadık. Japonya’da 1911’de, 2004’te Endonezya’da yaşamıştık, bunların hepsinde büyük depremler ve tsunamiler oldu. Deprem olduğunda okyanusun veya denizin tabanında aşağı veya yukarı yönde bu depreme bağlı olarak hareket olursa o zaman deniz yüzeyindeki su tabakası da yükseliyor ve alçalıyor. Alçaldığı alana komşu alanlardan su akımı oluşuyor. Dolayısıyla tsunami dalgası böyle oluşuyor. Tsunami dalgası oluştuktan sonra da karaya doğru ilerliyor. Ortalama olarak Kamçatka kıyılarında 3 metrelik tsunami dalgaları oluştu. Eğer bölge düz ise kilometrelerce içeri girebiliyor, dağlıksa dağlara doğru tırmanıyor. Bu depremin doğal sonucu.
Deprem olduktan sonra deniz tabanındaki çökmeye veya yükselmeye bağlı olarak oluşuyor. Bu çökme sınırlı olursa büyük tsunami dalgaları oluşmuyor. Ama okyanusun kıta altına dalması sırasında birdenbire kırılma oluyor, o kırılma sırasında çökme veya yükselme miktarı sınırlı olursa tsunami dalgası da küçük oluyor. Bu hem deniz tabanındaki alçalma, yükselme hem de kıyıya bağlı.”