Türk yüzücü Aybige Su Irçağ 28 Haziran'da İtalya'da Capri-Napoli Uluslararası Açık Su Yüzme Maratonu'nda yer aldı ve bu organizasyonu bitiren ilk Türk kadın yüzücü oldu.
Adını tarihe yazdırdı
Irçağ, 36 kilometrelik zorlu parkuru 8 saat 45 dakikada tamamlayarak bu maratonu bitiren ilk Türk kadın yüzücü olarak tarihe geçti. Irçağ, yarışa katılan tek solo kadın sporcu olarak da, 2025’te 60. kez düzenlenen bu tarihi organizasyona damgasını vurdu.
Peki 21 yaşındaki genç sporcunun yolu yüzme ile nasıl kesişti? Bir yandan tıp eğitimine de devam eden Irçağ tıp okumak ile yüzücülük dengesini nasıl kuruyor? Sputnik Türkiye'ye konuşan sporcu, küçük yaşlardan itibaren suyun içindeki serüveninin nasıl tarihe geçen bir başarıya dönüştüğünü anlattı.
Aybige Su Irçağ kimdir?
Ben Aybige, 21 yaşında, tek çocuklu bir ailenin kızıyım. Tıp fakültesinde 3. sınıfı geçtiğimiz gün tamamladım. Küçüklüğümden bu yana yüzüyorum.
'Annem beni neredeyse denizde doğuracakmış'
Aybige Su'nun deniz ile olan bağını ise anlamak zor değil. Genç sporcu doğumundan bugüne kadar su ile olan bağını şöyle anlattı:
Su ile tanışmam aslında doğmadan önce başlamış diyebilirim, annem ve babam tam anlamıyla deniz aşığı insanlar. Hatta annem beni neredeyse denizde doğuracakmış. Boğaz'da ya da yazlığımız Şile'de yüzmek, ailecek en sevdiğimiz aktiviteydi. Kendimi bildim bileli su, benim için bir terapi alanı. Ne zaman beni deniz ya da havuzda görseniz gülümserim, tabii yarış ve antrenmanlar hariç. Yüzme dışında, çocukken farklı spor dalları ile de ilgilendim. Şu anda bir koşu kulübü olan No Reason Co.’da pacer (tempolu koşu) olarak yer alıyorum. Koşu çok sevdiğim bir spor olmasa da hayatımın bir parçası haline geldi. Yarı maratonlara katılıyor, farklı şehirlerde yarışıyorum. Ama yüzme hep birinci sırada. Diğer sporlar, yüzmeye engel olmadığı sürece hayatımda var olabilir.
Antrenörleri 'bu kız bırakmalı' dedi
Küçük yaşta yüzmeye başlayan Aybige, tarihi başarı elde etmesine karşı antrenörlerinden 'bu kız bırakmalı' sözlerini duyduğunu da söyledi:
Yüzmeye küçük yaşta başlayınca işler bir noktadan sonra sen fark etmeden ciddileşiyor zaten. Seçilen kulüpte önce altyapıya, sonra performansa alınıyorsun. Yarışlara katılmaya başlıyorsun. Ama açık konuşmam gerekirse, ben hiçbir zaman havuz yarışlarında “başarılı” bir sporcu olmadım. Antrenörlerimden defalarca “bu kız bırakmalı artık” cümlesini duydum. Ama ben hep yüzmeye tutundum. Çünkü başarıyı onların tanımıyla değil, kendi hissettiklerimle ölçüyordum. Yüzmek beni mutlu ediyordu, bu kadardı. Lisede Fransız okulunda okurken, hem dersler hem antrenmanlar çok zordu. Üstüne bir de üniversite sınavı geldi. “Yüzerek tıp kazanamazsın” dendi. Haklıydılar; çok zordu. Sınava 6 ay kala yüzmeye ara verdim. Hayatımın en zorlu 6 ayıydı. Sınavdan çıktığım pazar günü havuza geri döndüm. “Ben buraya aitim” dedim. Ardından 2022’de ilk açık su yarışım olan Kıtalararası Boğaz Yarışı'na katıldım. O yarışla birlikte açık suya aşık oldum. Sonrası zaten kendiliğinden aktı geldi.
'Sabah 5'te kalkıp soğuk suya girmek' inanç meselesi
Mental dayanıklılık, yüzmenin belki de en büyük parçası. Sabah 5’te, herkes sıcak yatağında uyurken kalkıp soğuk havuzlara gitmek… Yüksek nabızla mide bulantısına kadar çıkabilen zorluk seviyeleri… Sosyal hayattan ödünler… Üstelik çevreden gelen, “bugün de gitme, bizimle gel” ya da “yüzeceksin de ne olacak zaten” gibi sözler… Tüm bunlara rağmen orada olmak, bir inanç meselesi. Yarış anı da bir başka mental mücadele. 30 saniyelik sprint de olsa, 9 saatlik açık su maratonu da olsa, o anda orada en iyini vermen gerekiyor. Baskı, heyecan, stres çok yüksek. O anlarda kendime, oraya gelebilmiş olmanın bile ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatıyorum. Bu bana hem güç hem de sükûnet veriyor.
Aybige Su Irçağ
Spor sakatlıkları tıp eğitimini etkiliyor mu?
Tıp fakültesinde 3. sınıfı yeni bitirdim, Eylül ayında hastane eğitimine başlıyorum. Henüz uzmanlık konusunda net değilim, erken olduğunu düşünüyorum. Ama şimdiye kadar farklı ülke ve şehirlerde cerrahi ve klinik stajlar yapma şansım oldu. Cerrahi branşlara kendimi daha yakın hissediyorum diyebilirim. Sporcu disiplinim, tıp eğitimim boyunca bana çok yardımcı oldu. Ama bunun ters yönleri de var. Sporcu olarak bazen sakatlıkları ya da vücut sinyallerini “hırsla” göz ardı ediyorsun. Doktor adayı olarak bu bana ters geliyor. O yüzden ikisini bir arada yürütmek zaman zaman zihinsel bir denge işi de oluyor.
Aybige Su Irçağ, açık suyun kendisi için 'nefes almak' anlamına geldiğini vurguladı ve "Yüzme benim için sadece bir spor değil, kimliğimin ayrılmaz bir parçası. Açık su ise bana nefes aldırıyor. Ne olursa olsun; neye inandığınızı, neden başladığınızı hatırlarsanız yol hep devam ediyor. O yüzden, suya girmekten korkmayın—bazen en büyük cevaplar orada saklı oluyor" dedi.
Capri-Napoli Uluslararası Açık Su Yüzme Maratonu
Capri Marina Grande'den başlayan ve Napoli kıyılarına kadar uzanan parkur, açık su yüzmenin en zorlu etaplarından biri olarak kabul ediliyor. 1954 yılından bu yana düzenlenen yarış, geçmişte FINA Dünya Açık Su Şampiyonası unvanına da ev sahipliği yaptı.