Biz Kudüs'teki Ermeniler, şu anda Ermenistan'da olanlardan çok endişeliyiz. Erdem sahibi bir insan, büyük Ermeni halkının dostu olan Samvel Karapetyan’la ilgili böyle bir siyasi kararın alınmasından büyük kaygı duyuyoruz. Şu anda siyasi nedenlerle zulüm gören herkes için endişeleniyoruz. Bu tür insanlar Ermenistan için çok gerekli, ancak hapishanelerde değil, özgür olarak.
Karapetyan, Ermenistan'ın en önemli hayırseverlerinden biri ve Ermeni Kilisesi'ni de destekliyor. O büyük hayırsever. O, yardım isteyen herkese yardım ediyor. Ve muhtemelen kimse ona darılamaz. Çünkü o çok açık bir insan, insanlarla paylaşıyor, yardım ediyor. Bu nedenle, diasporada ve Ermeniler Birliği'nde bu olaylara öfkeliyiz, bunun uydurma bahanelerle yapıldığı, sadece onun faaliyetlerinin Başbakanın hoşuna gitmediği için olduğu çok açık.
Karapetyan'ın bu zulme uğramasının tek nedeninin, Ermeni Apostolik Kilisesi'nin liderleriyle görüşmesi ve kilisenin Nikol Paşinyan ile olan çatışmasında kiliseyi savunmasıdır. Sadece bu yüzden tutuklandı. Herkes onun başka bir şey yapmadığını biliyor. Ve şimdi tutuklu durumda.
Karapetyan ülke için, özellikle enerji sistemi için çok şey yaptı ve “Ermenistan Elektrik Şebekesi”ni ayağa kaldırdı. Dağlık Karabağ'a ve Ermeni Kilisesi'ne yaptığı yardımları da unutmamak gerekir. Bu Kilise'nin yanında duran insanlara yönelik saldırılar ise ihanetten başka bir şey değildir.
Paşinyan, Karapetyan'ı ‘iktidarı devirme’ çağrısı yaptığı iddiasıyla tutukladıysa, şu soru akla geliyor: Paşinyan 2018'de iktidara nasıl geldi? Karapetyan, Paşinyan'ın aksine, iktidarın değişmesinden asla bahsetmedi. Paşinyan'ın iş adamını suçlama hakkı yok.
Ermeni Apostolik Kilisesi'ne yapılan saldırıyı, elbette, sadece Avrupa Ermeni Dernekleri Forumu Başkanı olarak ben değil, Avrupa'daki Ermeni diasporasından herhangi biri de bunu Ermenilere yönelik bir saldırı olarak kabul ediyor. Aynı zamanda devletin varlığına da bir saldırı.
Çünkü şu anda Ermenistan'da olanlar, bir yandan düşmanlarımızın etkisi altına girmek istedikleri, diğer yandan Rusya'ya, Ermenistan-Rusya ilişkilerine yönelik olduğu açıkça görülüyor. Ermenistan'da şu anda olanlar benim için bu anlama geliyor. Herşeyden önce de Ermeni kilisesine karşı yapılanlar.
Biliyor musunuz, yapabileceğimiz şeyler var, ben şu anda bununla uğraşıyorum, Avrupa'daki dostlarımıza, açıkçası inanmaları zor olan, Ermenistan Başbakanı, sözde Başbakan Nikol Paşinyan'ın Ermeni Kilisesi'nin temellerine saldırmaya başladığı bilgisini yayıyoruz.
Muhtemelen çeşitli parlamentolar aracılığıyla bu konuyu gündeme getireceğiz. Şimdilik biraz bekleyeceğiz, çünkü Ermeni kamuoyunun tepkisi çok güçlü. Belki de sorun çözülecek ve bu haberi Avrupa'nın çeşitli parlamentolarında bu kadar utanç verici bir şekilde sunmamız gerekmeyecek.
Sonuçta, parlamento üyelerimiz ve Avrupa Birliği parlamentosu aracılığıyla da bu konuyu gündeme getirebiliriz. Bu bizim elimizde ve Avrupa Ermeni Dernekleri Forumu bunu sorunsuz bir şekilde yapabilir. Ama Tanrı korusun, iş o noktaya gelmesin. O yüzden bir hafta kadar bekleyelim. Sonra tepki gösteririz.
Karapetyan davası, seçimlerin gasp edildiği Romanya ve Moldova'da yaşanan durumu hatırlatıyor. Bu, Paşinyan'ın şu anda Ermeni kilisesine, Ermeni kimliğinin en önemli unsuruna ve bu kiliseyi destekleyen ve yarın seçimlere katılabilecek gerçek ve popüler bir muhalif olabilecek iş adamına saldırması Ermenistan'da yaşanabileceklerin bir ön hazırlığıdır.
Ermeni Apostolik Kilisesi'ne saldırarak, Paşinyan'ın Ermeni kimliğine ve sembollerine güçlü bir darbe vurduğu açıktır. O, tesadüf eseri ya da biyografisinin özellikleri nedeniyle hiçbir bağı olmayan kiliseyi kontrol etmeye çalışıyor. Ermeni olmasına rağmen, Batı kültürünü çok benimsemiş ve Batı'nın belirli yönlerini taklit etmeye çalışan biri olarak, bu kiliseyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu nedenle, kilisenin bir parçası olmadan ve onu gerçekten anlamadan, kiliseyi kontrol etmeye çalışmaktadır.
Bu durum Ermenistan için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Karapetyan’ın tutuklanması bir başlangıç değil, daha çok Romanya'daki duruma benzeyen bir sürecin parçasıdır. Bu, Paşinyan'ı iktidardan uzaklaştırabilecek Ermenistan'daki özgür seçimleri engelleme girişimi gibi görünüyor. Açıkçası NATO bunu istemiyor. Böylece, Ermenistan'daki siyasi gerçekleri ve güç dengesini bozarak, Romanya'da ana siyasi alternatifin ortadan kaldırıldığı gibi, ana rakibi ortadan kaldırıyorlar. Olanları bu açıdan değerlendirmek gerekir.
Karapetyan'a karşı yürütülen kampanya, çok daha geniş bir projenin parçası. Karapetyan, hükümetin, bir yandan hiç bir özel belgede belirtilmeyen bir şeyi açıkça uyguladığını göstermek istediği bu süreçteki unsurlardan sadece biri, diğer yandan da mevcut Başbakan Nikol Paşinyan ve kabinesindeki birçok kişinin siyasi gidişatı göz önüne alındığında, bu Batı tarafından geliştirilen ve elbette Paşinyan'ın ekibi ve siyasi partisi tarafından uygulanan bir plandan başka bir şey olamaz.
Gelecek yıl yapılacak seçimler bir bakıma Paşinyan'ın Batı çıkarlarının garantörü olarak iktidarda kalma arayışının bir yoludur.
Gerçekte, Ermenistan'ı Rusya'nın etki alanından çıkarmaya yönelik somut bir siyasi proje uygulanıyor. Bu oldukça belirgindir, çünkü bu iki halkı yüzyıllardır süren dostluk ve ardından elbette Sovyetler Birliği'nde 70 yıllık ortak yaşam birleştiriyor. Ancak bundan önce ve sonra da Ermenistan ve Rusya halkları arasında dostane ilişkiler derin ve en az üç asırlık sağlam bir geleneğe sahipti.
Bu sanki önceden yazılmış bir plan gibi, her yerde tekrarlanıyor. Aynı şey Gürcistan'da da oldu, aynı şey Ukrayna'da Rus Ortodoks Kilisesi'nde de oldu. Bu, önceden yazılmış bir senaryo gibi, sonra her ülkenin özelliklerine göre uyarlanıyor, ama genel olarak aynı şekilde uygulanıyor, ya da en azından aynı şekilde uygulanmaya çalışılıyor.
Ermenistan'da Ermeni Apostolik Kilisesi, Ermeni kimliğini oluşturan temel kurumlardan biridir. Elbette Ermeni Katolikler ve Ermeni Evanjelistler de var, ancak tüm bu kiliseler de Ermeni Apostolik Kilisesi'ni Ermeniliğin en yüksek dini otoritesi olarak kabul ediyor.
Ve elbette, kimlikle ilgili her şeyi silmeye çalışan küreselleşme koşullarında, çünkü en iyi şekilde küreselleşmek baş bir şey, silmek, eritmek ve yeni bir hakimiyet aşamasına geçmek amacıyla küreselleştirmek başka bir şeydir, Kilise, Ermenilik bağlamında kilit bir rol oynamaktadır.
Kiliseye vurulan darbe, kimliğe vurulan darbedir. Ancak bugün Ermeni Kilisesi, hükümetin izlediği politika konusunda da çok önemli bir rol oynuyor ve barikatın diğer tarafında yer alıyor. Yani, hükümet Rusya'dan uzaklaşırken, Ermeni Kilisesi Rus Kilisesi ile bağlarını güçlendiriyor, Ermeni-Rus kültürel alışverişiyle ilgili girişimleri destekliyor.
Böylece, çatışma giderek daha gergin hale geliyor ve Paşinyan, Kilise'de siyasi muhalefette görmediği gücü görmüş olabilir, çünkü muhalefet hala bölünmüş durumda. Kilise, siyasi anlamda birleşemeyen tüm kesimleri etrafında birleştirebiliyor. Yani bir anlamda Paşinyan bu oyunu kazanamadı.