Bugün Fenerbahçe'nin asıl meselesi, kazanılamayan kupalar değil, kaybolan direnç, umut ve sıradan bir spor kulübü olmaya razı olunmasıdır. Bu durum, istiklal gazisi ve direnişin genç ruhu olan Fenerbahçelilerin itiraz ve gerekirse isyan ile karşı durmaları gereken bir uyuşma halidir. Fenerbahçe, vatan içeriden çökertilmek istenirken direnişin sembolü olmuş bir ruhtur. Yönetimlerin başarılı olup olmadıklarına karar verecek olan ben veya mevcut yöneticiler değil, kongre üyelerimiz ve taraftarlarımızdır. Camiamız içinde, yönetimin çağrısı ile bir seçimli kongre yapılması, yönetimin güven tazelemesi yahut yeni bir yönetimin seçilmesi yönünde birtakım çağrılar yapıldığı görülmektedir. Kulüp başkanımız Ali Koç, eylül ayında bir kongre toplayacaklarını kamuoyuna ve özel görüşmemizde şahsıma ifade etmiştir. Ben bu görüşmede kendisine, şayet bir kongre yapılacak ise bunun eylül ayına kalmadan yapılmasının doğru olacağını ifade etmiştim. Bu vesile ile kulübümüzün uzun yıllar süren şampiyonluk hasretini dindirmek için sorumluluk üstlenmem ve yeniden kulüp başkanlığı için aday olmam yönünde çağrı ve çabalara bir yanıt vermek mecburiyetimin olduğuna inanıyorum. Elbette ki yönetim kurulumuzun, olağanüstü genel kurul kararını eylül ayına bırakma hakkı vardır ve meşrudur. Ancak, yönetime güvenini yitirmiş kongre üyelerimizin de imza toplamak yoluyla kongreyi göreve çağırmaları aynı şekilde bir haktır ve meşrudur.