"Niye böyle başladım. Hatırlayın Kılıçdaroğlu, iktidara gelir gelmez Suriyeli öğrencileri, Türkiye'den Suriye'ye göndereceğini söylemişti. O zamanlar bende tam aksini söylemiştim, 'asla biz Suriye'deki muhacirleri buradan göndermeyeceğiz' demiştim.
Çünkü bizim bakışımız farklıydı. Biz göçü onların anladığı manada değil, tam aksine biz göçü Mekke'den Medine'ye hicret olarak telakki etmiştik. Ve biz buna fırsat vermedik. Burada gördüğünüz küçük muhacirler var. Bunlar bizim evlatlarımız, bizim yavrularımız. İşte güzellik burada. Gerçekten ensar olmak ne kadar güzel bir şey işte burada."
'Kimin başı dara düşse Allah'a hamdolsun yönünü önce Türkiye'ye dönüyor'
"Her ne kadar göç ve göçmen meselesiyle son dönemde yoğun bir şekilde yüzleşiyor olsak da aslında biz bu konunun yabancısı değiliz. Anadolu, tarih boyunca hep bir göçmen yurdu oldu. Yaşadıkları yerlerde zulüm, baskı ve şiddet gören tüm mazlumlar güvenli liman olarak daima Anadolu'yu, Türkiye topraklarını gördü. Engizisyondan kaçan Musevilerden, Doğu Avrupa'daki Hristiyanlara, Kafkasya ve Balkanlar'daki Müslüman kardeşlerimizden Nazi zulmünden kaçanlara kadar herkes ülkemizin ve milletimizin kapısını çaldı.
Bugün de bölgemizde kimin başı dara düşse Allah'a hamdolsun bir eman yurdu olarak yönünü önce Türkiye'ye dönüyor. Açık söyleyeyim, bundan sonra da yüksünmüyor, kesinlikle şikayet etmiyoruz. Bilakis mazlumun imdadına koşmayı, düşenin elinden tutmayı, komşuluk ve insanlık görevimiz olarak telakki ediyoruz."