"Bu konuda çok eleştirildiğimizi biliyorum ama herhangi bir uyarıda bulunmadan yanlışları yapmalarına izin vererek, toplumu kin ve nefrete, öfkeye sevk ederek, özellikle toplumumuzu yatıştırması gereken, sağduyulu şekilde açıklamalar yapması gereken insanların, bu açıklamaları yapmadığı bir yerde asayişi sağlamaya çalışan polisimizi, kolluk kuvvetlerimizi hedef gösteren ve bunu canlı yayın şeklinde veren televizyonlarımızı uyarmamalı mıydık? En büyük davalardan biri gibi gösterilen, nihayetinde de sonucunda da birtakım tutuklamalarla birlikte birtakım başka uygulamalarla sonuçlanan, davanın seyrini etkileyebilecek hakimlerimizi, savcılarımızı hedef gösteren ve aynı zamanda onları baskı altına almaya çalışan canlı yayınlar verilirken, biz uyarıda bulunmayacak mıydık? Kimse kusura bakmasın arkadaşlar, devlet ve kurumları bu tür durumlarda gereğini yapar."
'Yaptığımız uygulamalar sansür değildir'
"Eğer bu alanda yapılan uyarılar birileri tarafından sansür olarak görüyorsa, biz sansüre karşıyız. Yaptığımız uygulamalar sansür değildir. RTÜK tarafından bundan sonra da sıklıkla yapılacak bir uygulama. Bizim yayıncılarımız buna dikkat ederler, etmezler... Ederlerse istedikleri gibi özgür ortamda, yayıncılık sınırları belirlenmiş ortamda yayınlarını yaparlar"