'Bölgede 697 ilave mahkeme kurduk'
Deprem sonrasında, depremin ilk anından itibaren, 6 Şubat 2023 yılında deprem olmuştu. O zaman grup başkan vekili ve milletvekiliydim. Sabah milletvekillerimiz hemen yola çıktılar. Yollar deprem nedeniyle hasar görmüştü, kar, kış kıyamet. Grup başkanvekilimiz Mustafa Elitaş, sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmesinde OHAL ilan edilmesiyle görüşmüştü. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi şu şekilde oldu 'Kar, bora, fırtına vatandaşlarımızın yanında olacağız, ilk müdahaleyi yapacağız, sonrasında olağanüstü hal ilan edilecek'. O kararname çerçevesinde yargısal süreçlerin nasıl yapılacağına ilişkin kararname çıkmıştı. O kararname çerçevesinde yargı olarak birtakım çalışmalar yaptık. İdari yargı usülünde geçici madde düzenlemesi yapmıştık. Adalet Bakanlığı olarak bütün illerden tecrübeli hakim ve savcıları bölgeye intikal ettik. Adli tıp, DNA, kimlik tespitleri. 984 bilirkişi de delilleri tespit etmesi gerekiyordu. Yıkılan binalarla ilgili enkazlar kaldırılmadan delillerin toplanması gerekiyordu. Bina bina eksiksiz şekilde 11 vilayetimizde bu çalışmalar yapıldı. Açılacak soruşturmalar bu delillere dayandırıldı. 697 ilave mahkeme kurduk bölgede. Oradaki yargısal süreçlerin tıkanmaması için. Ceza süreçleri ve davalar bakımından vatandaşlarımızın yargısal konularda mağdur olmaması için tedbirler alındı.
'Bu acı tarif edilmez'
'Sayın Özel 'bizim belediyeye dokunmasın' diyor'
'Ahmaktır' demek hakaret mi, değil mi?
Adalet Bakanı olarak benim devam eden soruşturma ve davalarla ilgili olarak, siyasi davadır ya da değildir şeklinde yorum yapmam doğru olmaz. Her şey kamuoyunun gözü önünde cereyan ediyor. 'Ahmaktır' demek hakaret mi, değil mi? Bunu yargı takdir edecek. İlk derece kararını verdi şimdi istinaf sürecinde. Siz 'bu dava gecikti, erken verildi' diye 'yargı tacizi' derseniz bu olmaz. Yargı bağımsız ve tarafsız şekilde kararını verecek. Ordu'daki dava ile ilgili aynı şey söylenmişti. O davada Yargıtay'da. Sonraki ifadeleri, İstanbul Başsavcımızla ilgili ifadeleri var. Yargı hakaret mi değil mi, değerlendirecek. Cumhuriyet başsavcısına 'çürük zihinli' dediğinizde bunun hakaret olup, olmadığını, suç teşkil edip etmeyeceğini herhalde yargı takdir edecektir. Sürekli yargıya yönelik buradan ifade edemeyeceğimiz hakaret içeren sözlerle sürekli gündemde kalmak gibi durum söz konusu. Burada 16 milyon İstanbullunun sorumluluğunu taşımak gerekir. Bir cumhuriyet başsavcısına 'çürük zihinli' dediğimizde yargı susacak mı? Soruşturmayla karşı karşıya kalınca 'yargı tacizi'. YSK üyelerine söylediği söz yargı gündeminde. Sayın Özel'in ifadeleri. Bir gençlik kolu başkanının o sözler üzerine video yapması ve soruşturma açılması. Yargıya kimse hakaret edemez. Ben Adalet Bakanıyım ve HSK Başkanıyım. 'Bu suç işlemiştir' demiyorum. Suç olup, olmadığını, hakaret olup, olmadığını değerlendirecek olan yargıdır. Bunu şova dönüştürürseniz, herkes hukuka saygı duyacak. Yargı mensuplarına söylediği sözler kabul edilebilir değildir. Bizim maalesef hakaret siyaseti, sürekli karşı tarafı rencide edecek sözler, hakarete varan sözlerle yargının konusu olabilecek sözler sarf edildiğinde 'yargı niye üzerime geliyor' dendiğinde doğru olmaz. Kimse yargıya parmak sallayamaz. Burası hukuk devleti. Kanunlarımız var. Herkes kendi görev alanında işini tam yapsa, özellikle icraatlarla görevde olsa. İcraatlarla görevde olmayınca işi böyle kapatmak söz konusu oluyor.
'Antalya da başlatabilirdi. Ankara da başlatabilirdi'
Genel Af çıkacak mı?
Yargı reformu strateji belgemizde infazla ilgili talepler var. Afla ilgili bir gündemimiz yok. Burada yaşlı hastalar, 65 yaş üstündeki tutuklular, 70-80 yaşının üstündeki tutukluların işledikleri suçlara göre konutta infaz söz konusu olabilecek. Hamile, çocuklu kadınlarla ilgili, belli suçlar, 3, 5 yılın altında bazı istisnai suçlar hariç konutta, geceleyin, hafta sonu infaz gibi uygulamaya kabiliyeti olacak şekilde düzenlenecek. Buna benzer çalışmalarımız olacak. Alternatif infaz usüllerinin geliştirilmesi. Hasta tutuklular. Bir başkasının yardımı olmadan hayatını idame ettiremeyecek kişiler. Burada da 5 yılın altındakiler. Buna benzer hastalar, çocuklu kadınlar ve 65, 70, 80 yaş üstü yaşlı hükümlüler bakımından böyle bir düzenleme söz konusu olabilir. Burada en çok şikayetçi olunan konu, soruşturma aşamasında tutuklama tedbirinin uygulanmasıyla ilgili. 2 yılın altındaki suçlar bakımından tutuklama yasağı var. 2 yılın altındaki suçlar bakımından 1 yıl koşullu salıverilmesi, 1 yıl da denetimli serbestlik uygulanıyor. Hiç yatarı olmuyor. Burada katalog suçlarını koruyarak ancak diyerek suçun işleniş şekli, suçun kamu düzenini ağır şekilde bozma tehlikesi gibi kriterler koyarak, ki AİHM kriterlerinde de var, burada takdir yetkisi hakimlerimize verilebilir. Bir hayvana eziyet ediyor, kediyi öldürüyor diyelim. Tutuklama yasağı var diye tutuklama yapılamıyor. Sosyal medya yıkılıyor. Bu tür durumlarda da tutuklama kararını hakime takdir yetkisini vermek lazım.