Küresel uzmanlardan oluşan Lancet Komisyonu, obezite teşhisinde kullanılan geleneksel yöntemlerin gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan kapsamlı bir rapor yayımladı. Rapor, uzun yıllardır kullanılan Vücut Kitle İndeksi'nin (BMI) sınırlamalarına dikkat çekerken, daha kapsamlı ve bireysel odaklı teşhis yöntemlerine geçiş yapılması çağrısında bulunuyor.
The Lancet Diabetes & Endocrinology dergisinde yayınlanan rapor, dünya çapında 50'den fazla tıp uzmanı tarafından destekleniyor.
BMI sınırlamaları neler?
Vücut Kitle Endeksi, bireyin vücut ağırlığını boyunun karesine bölerek hesaplanıyor. Ancak bu yöntem, vücut yağ dağılımı, kas kütlesi, yaş ve cinsiyet gibi faktörleri göz ardı ediyor. Örneğin, kaslı bireyler yüksek BKİ değerine sahip olsa da, bu onların obez olduğunu göstermiyor. Ayrıca, VKİ'nin bireylerin genel sağlık durumu hakkında tam bir bilgi vermediği de belirtiliyor.
Komisyon ne öneriyor?
Rapor, VKİ'ye alternatif olarak şu ölçütlerin ve değerlendirmelerin kullanılmasını öneriyor:
Bel-Boy Oranı: Bel çevresinin boy uzunluğuna oranı, abdominal yağlanmayı daha doğru bir şekilde ölçebilir. Bu yöntem, kardiyovasküler hastalık riskini belirlemede VKİ'den daha etkili olabilir.
Bel Çevresi Ölçümü: Bel çevresinin ölçülmesi, karın bölgesindeki yağ birikimini değerlendirmek için etkili bir yöntemdir.
Sağlık Belirtilerinin Değerlendirilmesi: Metabolik sağlık göstergeleri, fiziksel aktivite düzeyi ve yaşam kalitesi gibi faktörlerin teşhis sürecine dahil edilmesi öneriliyor.
Obezite teşhisinde yeni bir yaklaşım
Uzmanlar, obezitenin yalnızca bir kilo sorunu olarak ele alınmaması gerektiğini belirtiyor. Obezite, bireyin genel sağlığını etkileyen bir durum olarak görülmeli ve teşhis yöntemleri bu anlayışla yeniden tasarlanmalı. Daha bütüncül bir yaklaşım, hem teşhislerin doğruluğunu artırabilir hem de tedavi süreçlerini daha etkili hale getirebilir.
Rapor, obezite teşhisinde bilimsel gelişmelerin ve daha hassas ölçüm yöntemlerinin kullanılmasının sağlık sistemlerinde köklü değişiklikler yaratabileceğini vurguluyor. Uzmanlar, bireylerin daha sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemelerinin ve sağlık sistemlerinin daha kapsamlı değerlendirme araçları geliştirmesinin önemini vurguluyor.