Enteresan bir günü yaşıyorum diyebilirim. Bu benim Ekrem İmamoğlu olarak tasarladığım kişisel bir ziyaret ya da seyahat değil. TBB ve İBB adına Şam'a heyetlerin gideceğini ifade etmiştim. Teknik ve bürokratik heyetimiz ciddi hazırlık yaptı. Dışişleri Bakanlığı ile de temas kurarak, ilgili yazılarımızı yazarak, başta Şam olmak üzere Suriye'nin birçok şehrine ilerleyen zaman diliminde gitme niyetimizi beyan ettik. Özellikle yerel yönetim konusundaki bilgimizi, deneyimimizi en üst seviyede, yeniden güçlü bir biçimde; demokratik, laik bir Suriye devletinin kurulması eşiğinde nasıl oralara katkı sunmamız gerektiği hususunda bir ziyareti tasarlamıştık.
Şu anda bu iktidara kırmızı kart gösterildiğinde eminim ki bu ülkede o partiye oy verenlerin dahi en az yüzde 70-80'i 'Evet, bu kırmızı kart haklı kardeşim.' deyip, kafasını öne eğecektir. Bunun içinde emekliler, üniversite öğrencileri, dar gelirliler, işsizler, atanamayan öğretmenler, asgari ücretle geçinme çabasında olan insanlar vardır. Dolayısıyla hak edene kırmızı kartı gösterme konusunda Genel Başkanımız güzel bir öneride bulunmuştur. Bugün bu iktidarın bu kötü uygulamalarına şahitlik eden her insan, yüreğiyle, eliyle, gerektiğinde bazen buluşmalarda, meydanlarda gayet kıpkırmızı kartlarını bu iktidara gösterebilirler. Çoktan hak ettiler. Oyun dışı kalacağı gün de sandığın ilk kurulduğu gün olacak.