Şehit analarının ağlamaması, Türkiye'nin bu terör belasından kurtulması için Sayın Bahçeli'nin çağrısı tarihsel önemdedir, ezberleri bozmuştur, duvarları yıkmıştır. Bir anlamda turnusol, samimiyet testidir. Çok değerlidir. 1990'lı yıllarda Türkiye terör belası ile boğuşurken bir TV kanalında rahmetli Alparslan Türkeş'in, HEP milletvekili Leyla Zana'ya 'Kızım bir sorunun olursa beni ara, her zaman arayabilirsin.' şeklinde ifadesi vardır. Aslında dünden bugüne Bahçeli'nin tavrı çok nettir. Ahmet Türk ile söyledikleri tarihe geçer niteliktedir. Önümüzdeki günlerde güzel gelişmeler olacaktır. Burada artık söz sırası DEM'dedir. DEM Parti üzerine düşen tarihi sorumluğu yerine getirmelidir. PKK terör örgütünün silah bırakması ve Türkiye'de eylemlere artık son vermesi noktasında daha cesaret verici tavır içinde olmalıdır. Bugün tarihte ilk defa DEM Parti, Devlet Bahçeli'yi ziyaret etmektedir. Bu, milletimizin görmek istediği bir harekettir, tavırdır.
O gün Devlet Bahçeli'ye kızanlar, itiraz edenler, Meclis kürsüsünden ip atanlar, Suriye'de yaşanan gelişmelerden sonra herhalde bu çağrısının ne kadar tarihsel bir öneme sahip olduğunu hep beraber anlamışlardır. Sayın Bahçeli çağrısını yapmıştır, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuda düşüncelerini dile getirmiştir. Terörist başı Abdullah Öcalan bir açıklama yapmıştır. Şimdi sıra DEM Parti'dedir. DEM Parti'nin bu tarihsel sorumluluğunu yerine getirmesi gerekmektedir. Şubat ayı içerisinde artık Türkiye'de silahların bırakılacağı bir iklimin, silah tesliminin ve PKK terör örgütünün Türkiye'de artık eylem yapmayacağının gündeme geleceğini, önemli bir provokasyon olmazsa her şey yolunda ilerlerse şubat ayı içerisinde çok önemli gelişmelerin olacağını görüyorum. Türkiye tarihini gerçekten olumlu yönde değiştirecek, Türkiye'nin ileri hamleler yapmasını sağlayacak bir takım gelişmelerin olacağını görüyorum.
'Sosyal medyaya giriş yaşıyla ilgili bir düzenleme yapacağız'
Tavrımız net, bu konuda siyasetçiler karar vermeyecek, bilim insanları, psikiyatristler, uzmanlar karar verecek ama sosyal medyanın yıkıcı etkisinin bu kadar öne çıkmasını doğru bulmuyoruz. Bir taraftan kumar, oyun siteleri, diğer taraftan etkileşim almak uğruna yapılan absürt içerikler ailemizin temeline dinamit koymakta, gençlerimizin geleceğini çalmakta. Biz bunu asla kabul etmiyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızla, AK Parti Grubumuzla beraber Komisyonumuz ortak bir çalışma içerisinde. Değerlendirmelerimiz devam ediyor. Sosyal medyaya giriş yaşıyla ilgili bir düzenleme yapacağız. Muhakkak aileyi, çocuğu korumak istiyoruz. Bununla ilgili de 13 yaşsa 13 yaş,16 yaşsa 16 yaş. Ailelerimizden bize yapılan başvuruda, öğretmenlerimizle yaptığımız değerlendirmelerde daha çok 13 yaşın öne çıktığını görüyoruz. Bu noktada buna siyaset kurumu değil uzmanlar karar verecek.