Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı.
'Medyada eril bir dil kullanılıyor'
Cevizoğlu, toplumsal algıların oluşmasında en önemli aygıtın medya olduğuna işaret ederek, "Kadına yönelik yayınlar konusunda da medyamızın dili önemli. Medyada şiddet haberleri verilirken kadınlara ve erkeklere yönelik kalıplaşmış kavramlar var, medya bu dili kullanıyor, bunun dışına çıkmıyor. Bu kavramların çoğu doğru ama çok sayıdaki doğrunun arasında iki tane yanlış olması kitlelerin hangisinin doğru olduğuna inanmasını zorlaştırıyor" ifadesini kullandı.
Ayrıca Cevizoğlu, görsel medyada kadın cinayetleri ve kadına yönelik ayrımcılık konusunda eril bir dil kullanıldığını belirtti.
'Siz gündüz programına ne kadar karşıysanız ben de o kadar karşıyım'
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, komisyon üyelerine yaptığı sunumda kendilerine yapılan bazı eleştirilerde haksızlığa maruz kaldıklarını dile getirerek, "Bir yapım, bir dizi, bir program veyahut da bir film olmasın ki kadına yönelik şiddet var ise ceza almamış olsun. Az da olsa çok da az olsa mutlaka müeyyide uyguluyoruz" diye konuştu.
Gündüz kuşağı programlarına ilişkin değerlendirmeler yapan Şahin, kadına yönelik şiddeti özendiren programlarla ilgili 1 Ocak itibarıyla denetim faaliyetlerini daha sıkı bir şekilde yapacaklarını açıkladı.
Gündüz kuşaklarıyla ilgili yanlış bir algı olduğuna işaret eden Şahin, şunları kaydetti:
"Sanki 'RTÜK, gündüz kuşağı programlarını koruyor, kolluyor ve bunlarla ilgili cezasızlık var' gibi bir yanlış algılama var. Siz gündüz programına ne kadar karşıysanız ben de o kadar karşıyım. Fakat o kadar çok izlenen ve asla terkedilmeyecek ve vazgeçilmez olduğu bir dönem ki yayın kaldırılınca yerine neyin geleceğini bilmiyoruz.
Hepimizin özlemi geçmiş dönemdeki aile programları, keşke olsa. Ne Türkiye eski Türkiye, ne izleyici eski izleyici ne de bizim duygularımız eski duygular. Ama bu demek değildir ki bunlardan vazgeçeceğiz ve bize dayatılanı izleyeceğiz. Zaten bize dayatılanı izlemeyelim diye bunları yapıyoruz"
Hepimizin özlemi geçmiş dönemdeki aile programları, keşke olsa. Ne Türkiye eski Türkiye, ne izleyici eski izleyici ne de bizim duygularımız eski duygular. Ama bu demek değildir ki bunlardan vazgeçeceğiz ve bize dayatılanı izleyeceğiz. Zaten bize dayatılanı izlemeyelim diye bunları yapıyoruz"