Tarih, tüm aksi propagandalara rağmen Türkiye'nin bu insanlık sınavını nasıl başarıyla verdiğini yazacaktır. Tarih, 'insan hakları nutku' çekenlerin nasıl kucak açtığını elbette yazacaktır. İnanıyorum ki sizler de bizim gibi sınırımızın hemen ötesinde yaşanan kritik gelişmeleri takip ediyorsunuz. İdlib'deki sivillere yönelik artan saldırıların bardağı taşıran damla misali, son hadiseleri tetiklediği anlaşılıyor. Türkiye'nin 910 kilometre uzunluğunda sınıra sahip olduğu bir ülkedeki gelişmelere gözlerini kapaması elbette mümkün değildir.
Perşembe günkü Milli Güvenlik Kurulu Toplantımızda, Türkiye Cumhuriyeti Devletine yakışır ciddiyetle sahadaki durumu değerlendirdik. Bir defa şunu çok açık ve net söylemek isterim bizim, hiçbir ülkenin bırakın toprağını çakıl taşında dahi gözümüz yoktur. Türkiye olarak temennimiz, komşumuz Suriye'nin 13 yıldır hasretini çektiği huzura, istikrara ve barış ortamına süratle kavuşmasıdır. Suriyeli kardeşlerimiz, gerçekten çok zor günler geçirdi, çok ağır bedelleri ödedi, çok büyük zulümler gördü.
'Suriye'de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik var'
Daha bunun gibi hepimizin yüreğini dağlayan pek çok trajediye, katliama, insanlık ayıbına komşumuz Suriye'de şahit oldum. DEAŞ'ından PKK'sına kadar terörün kanlı yüzünü Suriye sahasında hem de çok vahşi bir şekilde mücadele ettik. Türkiye kendisi için istediğini komşuları içinde işten bir devlettir. Ekonomik kalkınması, toplumsal huzuru, iş barışı ve güvenliği ile nasıl bir Antep görmek istiyorsak Halep içinde aynı temennilerde bulunuyoruz. Hatay'ın esenliğine nasıl önem veriyorsak, Hama'nın, Humus'un, Şam'ın, Rakka'nın, Aynularab'ın da güven içinde olmasını arzu ediyoruz.
Aramızda sınırlar olabilir ama bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. 1000 yıldır bu coğrafyada yan yana yaşıyoruz, inşallah daha nice asırlar boyunca birlik ve dirlik içinde bir arada olamaya devam edeceğiz. Şu hakikati artık, herkesin görmesi ve kabullenmesi gerekiyor, Suriye'de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır. Suriye artık tüm etnik, mezhebi ve dini unsurlarıyla Suriyelilerindir. Kendi ülkelerinin geleceğine karar verecek olan da Suriye halkıdır. Ateşe benzin dökmenin kimseye bir faydası dokunmaz. Jeopolitik hesaplar peşinde koşmanın Suriye halkına katkısı olmaz.
'Suriye toprakları savaşa doymuştur'
'Türkiye, dün olduğu gibi bugün de tarihin doğru tarafında yer almaktadır'
Katliam ve zulümden kaçan kardeşlerimize kapımızı açarken de Suriye krizine çözüm bulmak için de elimizi uzatırken de gayemiz daima buydu ama Şam rejimi, Türkiye'nin uzattığı elin kıymetini bir türlü idrak edemedi, ne manaya geldiğini anlayamadı. Atalarımız ne diyor? 'Doğru duvar yıkılmaz, eğri kaçar kurtulmaz.' Türkiye, dün olduğu gibi bugün de tarihin doğru tarafında yer almaktadır.
Huzurun hakim olduğu, barışın hakim olduğu, Arap, Türkmen, Kürt, Alevi, Sünni, Nusayri, Hristiyan ayırt etmeksizin hiç kimsenin dışlanmadığı, kimsenin hak ve özgürlüklerinin çiğnenmediği, zulme uğramadığı, farklı kimliklerin yan yana, sulh içinde yaşadığı bir Suriye görmek istiyoruz. İnşallah çok yakın gelecekte böyle bir Suriye'yi göreceğimizi ümit ve temenni ediyoruz.
'Ne zaman Türkiye partisi olacaksınız?'
Sayın Özel'in grup toplantısında hükümetimizin Suriye politikasıyla ilgili sarf ettiği sözlerin ileri tutar hiçbir yanı yoktur. Anlaşılan Sayın Özel, iyice kızışan parti içi iktidar kavgasından başını kaldırıp dünyada ne olup bittiğini takip dahi edemiyor. Tıpkı devrik genel başkan gibi birilerinin eline tutuşturduğu kağıtları okuyarak saçma sapan iddiaları gündeme taşıyor. Kendisine tavsiyem şudur: Siz, Şam rejiminin değil Türkiye'nin ana muhalefet partisisiniz. Dolayısıyla gelişmelere Ankara merkezli bakmanız beklenir.
Haleplilerin, Türkiye'ye ve ay yıldızlı al bayrağımıza muhabbet duyması, soruyorum CHP'yi niçin rahatsız ediyor? Suriyeli sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde vatanlarına dönme ihtimalinden CHP yönetimi neden rahatsız oluyor? Türkiye'nin bölücü terör belasını sınırlarından uzaklaştırma iradesinin Allah aşkına size dokunan tarafı nedir? Eski yönetim döneminde CHP'yi enfekte eden etnik köken ve meşrep virüsünden ne zaman kurtulacaksınız? Ülkemize başkalarının penceresinden bakmayı bırakıp ne zaman Türkiye partisi olacaksınız? Sayın Özgür Özel, CHP'yi normalleştirecekse Türkiye meselesinde eski yönetimin bıraktığı kötü mirasla da hesaplaşması özellikle gerekir.