Olimpiyat ve dünya şampiyonu Mete Gazoz, 15 Temmuz Derneği tarafından Antalya'nın Kemer ilçesinde düzenlenen etkinlik kapsamında gençlerin sorularını yanıtladı.
Okçuluğun en sevdiği branş olduğuna karar vermesinin ardından 8 yaşında ilk defa Türkiye şampiyonasına katıldığını anlatan Mete Gazoz 13 yaşında milli takıma girdiğini ve yaklaşık 12 yıldır milli takımda çalışmalarına devam ettiğini ifade etti.
Gençlere başarılı olmanın nelere bağlı olduğunu aktaran Mete Gazoz şunları söyledi:
"Milli takımdaki antrenörlerim her zaman benimle oldular. Yılın 340 günü birlikteyiz. Hiçbir zaman benden şüphe etmediler. Arkamda olduklarını, yarışma çizgisinde tek başıma olmadığımı bilmek bana çok büyük güç verdi. Onlar benim en büyük yardımcıların en büyük destekçilerim oldu. Bu başarılar bu şekilde geldi."
Gazoz "Olimpiyat şampiyonu olmak, Türk bayrağını göndere çektirmek, İstiklal Marşı'nı okutmak nasıl bir duygu?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bu duyguyu tarif edilebilecek bir kelime yok, inanılmaz bir duyguydu. Çünkü orada yarışan bütün milli sporcular kendi adını, soyadını temsil etmediği için bir milleti, bir ülkeyi temsil ettiği için onun farkındalığıyla yarışıyor. Bundan dolayı da antrenmanlarda çektiğimiz zorluklar, acılar işte sabah erken kalkıp gece geç yatmalar, yorulmalar hepsi bir anda uçup gidiyor. Tüm dünyanın karşısında Türklerin zafer kazanması muazzam bir şey."
Okçu olmasa ne olacağı sorusuna ise Mete Gazoz "Ben okçu olmasaydım ya havalı tabancada Yusuf (Dikeç) ağabey gibi atıcı olurdum ya da eskrim yapardım" yanıtını verdi.