Tip-1 diyabet çocuklarda ve gençlerde görülen bir diyabet türüdür. Bu çocuklar pankreas insülin hormonu salgılamadıkları için günde en az 4-5 kez kendilerine insülin iğnesi yapmak zorundalar. Bazen 8 bazen 10-15 kez de parmaklarını delip şeker ölçümü yapmak zorundalar. Burada en önemli nokta pankreas asla insülin hormonu üretmediği için insülin alamazlarsa yaşayamazlar. O yüzden insülin bizim için can suyudur. Her yaş grubunda tanılı çocuğumuz var. Yenidoğanda da, 10 yaşında da 5 yaşında da var. Düzenli şeker takibi, düzenli insülin takibi, beslenme takibiyle bu çocuklar normal çocuklar gibi hayatlarını devam ettirebilirler. Ama bu kontrolleri düzgün yaptırmazsak komplikasyonlara maruz kalırız. Özellikle okul öncesi çağda çocukları küçük olan diyabetli ailelerde gördüğümüz en büyük komplikasyon, ağır bir şeker düşüklüğü yaşarsa çocukta beyin hasarı kalıyor ve bunun telafisi yok.
Hastalarda sensörün önemi
Bu sayede biz çocuklarımızın şekerini telefonlarımızdan takip edebiliyoruz. Bize alarmla bilgi veriyor, şekeri düştüğünde ya da yükseldiğinde, bizim de hemen müdahale etme şansımız oluyor. Türkiye’de sensörlerin hepsi ithal. Bu ürünlerin kimisi bir hafta kimisi 10 gün vücutta kalıyor. 1 TL ebatında, kola, göbeğe ya da bel kısmına takılıyor ve günde 288 kez ölçüm alıyor. Bunun minimum maliyeti 4 bin TL, en yükseği ise 10 bin TL. Aslında hepsi aynı işi yapıyor, sadece algoritmaları biraz farklı.
Tip-1 diyabetin belirtileri neler?
Kişide aşırı su içme, aşırı idrara çıkma, geceleri altına kaçırma, ağızda aseton gibi bir koku, idrarda koku, halsizlik, aşırı yemek yemesine rağmen kilo kaybı ve son olarak o istenmeyen durum dediğimiz, halsizlikten sonra iyice bilincin kaybedilmesi. O yüzden 6 ayda bir rutin kan sayımları yaptırdığınız zaman bir de şekerinize baktırın.