Amerikan sorunsalı uzmanı Habib Badawy, Trump'ın bir iş adamı olarak stratejisinin Arap ve İslami toplulukları cezbetmeyi başardığını ve medya kampanyasının ‘derin devleti’ yenilgiye uğratmayı başardığını belirterek bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
Ancak derin devlet, Trumpçıların Amerika üzerindeki kontrolünü kabul etmeyecek ve kendini göstermeye devam edecek. Ancak şu ana kadar Trump'ı desteklemeyi amaçlayan medya kampanyası onu Amerikalı işçileri kurtarmaya gelen bir süper kahraman olarak göstermeyi başardı. Ancak Trump'ın etrafında toplanan insan grubu, dünyayı kontrol etmeyi amaçlayan eski ideoloji ile çatışabilecek tamamen Amerikan hedefleri peşinde koşuyor. Trump, Beyaz Saray'a girdikten sonra Ukrayna krizine Rus tarafını tatmin edecek barışçıl bir çözüm bulacak. Ortadoğu'da barışın tesis edilmesi konusunda ütopik bir vizyona sahip olsa da, bazı atılımlar gerçekleştirebilir.
'Trump, eski projelerini dolaptan çıkaracak'
Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Komitesi'nin üyesi Ahmad Majdalani, Trump zaferinin beklenmedik olmadığını ve Biden yönetiminin başarısızlıklarının bir sonucu olduğunu kaydetti.
Trump’ın, Beyaz Saray'a girdikten sonra, NATO'nun Rusya'ya karşı savaş başlattığı Ukrayna dahil uluslararası çatışmaları yatıştırmak için çalışacağını söyleyen Majdalani, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ortadoğu'ya gelince, Trump Filistin ve Lübnan’daki durumu ve İran’la ilgili durumu kontrol altına almaya çalışacak. Eski projeleri var ve İbrahimi Anlaşmalar ve Filistin'in kaderine ilişkin ‘yüzyılın anlaşması’ da dahil olmak üzere bunları tekrar dolaptan çıkaracak. Trump öncelikle bölge ülkeleri ve İsrail arasında barışı sağlamak için acele etmeyecek, ancak bölgedeki Amerikan çıkarlarını korumak için Suudi Arabistan’la ilişkilerin normalleşmesini istediği için bunu yapmayı göze alacak.
'Trump desteğini keserse İsrail itidale dönecek'
Lübnanlı milletvekili ve Eski Enerji ve Su Kaynakları Bakanı Cesar Abi Khalil, ABD seçimlerinin sonuçlarının ve bunların Ortadoğu ve dünyanın geri kalanı üzerindeki etkisinin küçümsenmemesi gerektiğini kaydederek bu konuda şu yorumda bulundu:
Lübnan, Amerika'nın başlıca müttefiki olan İsrail ile komşu, dolayısıyla Washington'un politikaları ülkemizi de bir şekilde etkiliyor. ABD, İsrail'i silah ve para ile desteklediğinde İsrail savaş başlatıyor, ancak Amerikalılar bu yardımı kestiğinde İsrail daha itidalli davranıyor. Donald Trump liderliğindeki yeni Amerikan yönetiminin Lübnan'daki çatışmayı sona erdirmek, ateşkes sağlamak ve 1701 sayılı kararı uygulamak için çalışacağı yönünde umut var. Trump'ın hızlı bir şekilde anlaşmaya varma ve genellikle ABD'deki derin devlet ve silah üreticilerinin etkiye sahip olduğu savaşlara aşırı meyilli olmama yönündeki çalışma tarzı çok iyi biliniyor.
'Trump, İsrail'e daha fazla özgürlük verecek'
ABD Ulusal Bilim ve Teknoloji Araştırmaları Enstitüsü’nde (INCT/Ineu) çalışan Brezilyalı uzman Arturo Hartmann, Cumhuriyetçi Donald Trump'ın Beyaz Saray'a geri dönmesinin, İsrail’e başta İran olmak üzere Ortadoğu ülkelerle yaşadığı çatışmalarda özgürlük vereceğini savundu.
Tel Aviv ve Tahran arasındaki gerilimin tırmanma ihtimalinin her geçen gün arttığını dile getiren Hartmann, “Soykırım Demokratlar döneminde de devam edecekti ve muhtemelen Trump döneminde de devam edecek. Bu bağlamda değişebilecek olan şey, ABD'nin İran'a karşı askeri güç olarak hareket etmesi için İsrail'e daha fazla özgürlük ve destek vermesi. Biden'dan önce Tahran'a karşı diplomatik tırmanışı başlatanlar Cumhuriyetçilerdi” ifadesini kullandı.
ABD'nin Ukrayna'ya desteğinin sürmesine gelince, Vladimir Zelenskiy rejiminin çatışmanın ortasında mali ve askeri desteğinin çökmesiyle karşı karşıya gelebileceğini söyleyen Hartmann, “Zelenskiy mali destekçisini ve devam eden çatışmanın ana kışkırtıcısını kaybetmekten korkuyor. Ama Trump yardımların kesileceğini söyledi” diye ekledi.
'Trump, Putin'le çok iyi ilişkilere sahip'
Denver Üniversitesi’den Rafael Ioris, Ukrayna meselesini çözmenin Trump için de çok önemli olduğunu savunarak, "Ama bunun sebebi, onun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le sahip olduğu çok iyi ilişkiler" diye kaydetti.
Brezilyalı uzman, Washington ve Pekin arasındaki ilişkilere gelince, ABD-Çin ticaret savaşının Trump döneminde tırmanması ve ABD'nin Çin mallarının ülkeye girişini zorlaştırma girişimlerinin Biden döneminde de devam etmesi nedeniyle daha büyük ekonomik çatışmayı beklemenin mantıklı olacağını söyledi.
Trump liderliğinde, Küresel Güney'in gücünün Amerikalılar için giderek daha büyüyen “ana tehdit” olarak gösterileceğini kaydeden Ioris, “Bu ülke, nüfuzu, ekonomik, diplomatik ve hatta askeri gücü nedeniyle büyük rakip olarak görülüyor. Dolayısıyla çok fazla anlaşmazlık var” diye ekledi.