'Diyanet Akademisi'ni hayata geçirmiş olmanın kıvancını yaşıyoruz'
Cumhuriyet dönemi dini müesseseleri arasında çok özel bir konuma sahip olan dini yüksek ihtisas merkezlerimiz ve dini ihtisas merkezlerimiz bu anlamda önemli bir fonksiyon icra etmektedir. Başkanlığımız İslami ilimler literatürüne yeterli erişimin henüz tam manasıyla sağlanamadığı, dini alanda yükseköğretim düzeyinde faaliyet gösteren kurumların henüz yaygınlaşmadığı ve hatta yok denecek kadar az olduğu bir dönemde bu mühim ihtiyaca cevap vermek ve temel İslami ilimler alanında önemli bir boşluğu doldurmak üzere Diyanet Akademisini, akademiden önceki haliyle eğitim merkezlerimizi, ihtisas merkezlerimizi kurmuş, hayata geçirmiştir. İşte bugün hamdolsun Diyanet hizmetleri için büyük bir imkan olarak gördüğümüz Diyanet Akademisini hayata geçirmiş olmanın kıvancını yaşıyoruz. Diyanet Akademisi, Başkanlığımızın kuruluş misyonunu gerçekleştirecek nitelikte kadrolar yetiştirmek adına hizmet veren saygın ve mümtaz kurumlarımızdan biridir. Bu meyanda Diyanet Akademisinin İslami İlimler geleneğiyle sağlıklı ve nitelikli bir iletişim kurmak derinlikli, ilmi çalışmalara rehberlik etmek, kaynaklara doğrudan ulaşarak İslam dinini doğru anlamak ve hiçbir kesimini dışlamadan bütün toplumu aydınlatarak, insanımızı geleceğe taşımak gibi önemli bir sorumluluğu bulunmaktadır.
'Akademimizin temel hedefi iyi hocalar yetiştirmek'
'İnsanı öldürmek için değil yaşatmak için bilime ihtiyaç var'
Öncelikle yaşananların doğru okunup iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Sadece İslam coğrafyası için değil, küresel emperyalist bir mafya tarafından kuşatılmış bütün dünyanın kurtuluşu için hak, hukuk, adalet, merhamet çerçevesinde güçlü bir gelecek perspektifi ortaya konulması önem arz etmektedir. Bugün dünyanın gözü önünde Filistin'de, Gazze'de bu küresel emperyalist vahşilerin desteğiyle Müslümanları, bebekleri, çocukları, masumları katleden işgalci zalimler işte o zaman buna cesaret edemeyecektir. Biz hem bilimsel olarak hem de birlik, beraberlik içerisinde olursak bütün Müslümanlar ve dünyanın vicdanlı insanları olarak, hukuk, ahlak, adalet çerçevesinde insan yetiştirirsek işgalci zalimler ve dünyayı mafyavari yöneten ve yönetmeye çalışan emperyalist zalimler buna fırsat ve cesaret bulamayacaktır.
İnanıyorum ki İslam'ın ana kaynakları ekseninde insana, varlığa ve hayata dair bütüncül bir yaklaşımla üretilecek bilgi, içinden geçtiğimiz bu kaotik süreçte, insanlığın anlam arayışına en güzel şekilde rehberlik edecektir. Dünyanın öldürmek, yok etmek için ilme, bilime değil; insanı yaşatmak, insanı huzura kavuşturmak için ilme, irfana, bilgiye, hikmete, bilime ihtiyacı vardır.