Kefen ve bezin olmadığı tutanağa geçti
“İki tabaka vardı. İlk tabakada hiçbir şey yok. Kefen ve bez yoktu. Toprağın üzerinde dağınık şekilde kemikler ve kafatası vardı. Kefen ve bezin olmadığı tutanağa geçti.Adli Tıp uzmanları yazdılar. Toprağın üzerinde dağınık bir şekilde duran kemikler ve kafatası vardı sadece, ceset bütünlüğü ise yoktu.
Bu birkaç alternatifi bize verebilir. 10 sene içinde kaybolmuş ya da aşınmış olabilir mi ? O bana çok rasyonel gelmiyor. Sonradan kemiklerin bırakılma ihtimali kefenin olmadığı yerde çok kuvvetli bir ihtimal olarak karşımızda duruyor. O beni ziyadesiyle rahatsız etti. 2014 yılında defin işlemi sırasında da kayıt alınmamış. Biz de otopsiye girmedik yasal hakkımız da yok. Kimlik tespitiyle ilgili talimat yazılmıştı.
Kimlik tespiti ise yapılamadı. Sadece avukatları hazır bulundu. Mutlaka kimlik tespiti için ölenin yakınlarının hazır bulunması gerekiyordu. Steril bir beze konularak Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Özellikle dişler incelenecek. Biz geçmişte alınan örnekler üzerinden değil Garipoğlu ailesi erkeklerinden alınacak örneklerle yapılmasını talep ettik. Güncel DNA örnekleriyle incelenmesini özellikle istedik."
'15 yıl cezaevinde kalacaktı, bu ay tahliye olacaktı'
“15 yıl cezaevinde kalacaktı, bu ay tahliye olmuş olacaktı. Yani öldüğü iddiası var, yaşıyor olduğunun tespiti halinde. 10 Ekim 2014 tarihinde Cem Garipoğlu’nun intihar ettiği söylendi. İntihar ilaçla olabilir, silahla olabilir ama bir insanın cezaevinde kantinden çamaşır ipi alması, kafasına poşeti geçirmesi, 1 dakika boyunca bu ipi sıkması ve kendisini boğarak öldürmesi hayatın olağan akışına aykırı bir intihar yöntemi. Çünkü vücut ona reaksiyon verir. Bir insanın kendisini boğması çok zordur. Dosyada psikoloğun raporu var, intihara meyilli olmadığına dair. İntihar eden kişi bir intihar mektubu bırakır. Burada o var mı yok? Çince, Rusça öğreniyor bir intihar notu yazmak bu kadar zor olmasa gerek.
Son 3 yıl içerisinde kanlı kanepe fotoğrafı çıktı. Sizin çocuğunuz Münevver Karabulut’u hunharca katletmiş. Siz başsağlığı dileklerinizi iletmiyorsunuz, cinayetin işlendiği kanlı kanepenin üzerinde mutlu aile fotoğrafı çektiriyorsunuz. Bu nasıl bir şeydir ya, bu çok gayri insani, gayri vicdani, gayri ahlaki bir tavırdır."
'Dişler, saçlar ve sırt kemiği gibi uzun kemikler üzerinde inceleme yapılacak'
Bunların üstüne Münevver Karabulut’un ailesinin ‘fethi kabir isteyelim’ dediğini söyleyen Epözdemir, “Yaklaşık 2 yıldır bununla ilgili hukuk mücadelesi yürütüyorduk. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı bu talebimizi kabul etti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazdı. Bu fethi kabir klasik bir fethi kabir olmayacak. Burada nasıl bir fethi kabir işlemi yapılacak? Mezarlık açılacak, mezarlıktan cesedin tamamı alınacak. Bir araçla birlikte Adli Tıp Kurumu’na götürülecek. Adli Tıp Kurumu cesedin üzerinde biyolojik ve kimyasal incelemeler yapacak. Özellikle dişler, kaldıysa saçlar ve sırt kemiği gibi uzun kemikler üzerinden DNA parçaları alınmak suretiyle biyolojik ve kimyasal inceleme yapılacak. Sonra tekrar buraya getirilip defnedilecek, mezar kapatılacak” diye konuştu.