POLİTİKA

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkevi binamız, Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz gibi 85 milyonundur

Kabine Toplantısı'nın ardından değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu kastederek "Ana muhalefet partisinin devrik eski genel başkanının Türkevi'nden niye bu kadar rahatsız olduğunu açıkçası anlayamıyoruz" dedi ve "Türkevi binamız, Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz gibi 85 milyonundur" açıklamasını yaptı.
Sitede oku
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı 3 saat 50 dakika sürdü.
Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından değerlendirmelerde bulundu.
Diyanet teşkilatına yönelik bir kampanya yürütüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan 28 Şubat dönemine geri dönülmeye çalışıldığını söyledi. Erdoğan konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

"Burada bir hususu özellikle dikkatlerinize getirmek istiyorum. Son yıllarda bilhassa 15 Temmuz gecesi sergiledikleri yürekli duruş akabinde Diyanet teşkilatımıza yönelik sinsi bir kampanya yürütülüyor. 28 Şubat döneminden gayet iyi hatırladığımız faşizan manşetlerin, tekrar atılmaya başlanması bu linç kampanyasının bir parçasıdır. Ellerine geçirdikleri her fırsatta manşetleriyle darbecilere selam çakanlar, bakıyorsunuz, bugün de 28 Şubat zihniyetini 'başörtülü, çarşaflı, sakallı, cüppeli' diyerek yeniden hortlatmaya çalışıyor.

Yıllarca millete yaşam tarzı dayatanlar, şimdi farklı yaşam tarzlarının hayatın bütün alanlarında görünür olmasından rahatsızlık duyuyor, milletimizin bazı kesimlerini adeta öcü gibi göstermeye kalkıyor. Şunun bilinmesini isterim, bu devlet, hiçbir ayrım yapmadan tüm kurumlarıyla milletindir. Devletin sahibi, hangi inanca, kökene, siyasi görüşe mensup olursa olsun 85 milyonun tamamıdır. İnsanımızın kılık kıyafetinden dolayı devletin belli kurumlarına giremediği dönemler, artık sona ermiştir."

'O kötü günler, artık tamamen geride kalmıştır'

Erdoğan, insanların başörtüsünden, saçından, sakalından, çarşafından dolayı ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü günlerin artık mazide kaldığını belirterek, "İnsanımızın takunyalı, tarikatçı, cemaatçi, inançlı-inançsız diye ayrımcılığa uğradığı günler, artık geride kalmıştır. Sırf başındaki örtüsünden dolayı annelerin çocuklarını lojmanlarda ziyaret edemediği, yemin törenine dahi katılamadığı o kötü günler, artık tamamen geride kalmıştır" dedi.

'Hiç kimse o kara günleri bir daha geri getiremeyecek'

"Bir kez daha açıkça ifade ediyorum. Bu makamlarda olduğumuz müddetçe, Allah'ın izniyle, hiç kimse o kara günleri bir daha geri getiremeyecektir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle devam ettirdi:
"Bedel ödeyerek milletimize kazandırdığımız hak ve hürriyetlerin, vesayet heveslileri tarafından gasbedilmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Demokrasiyi hazmetmekte sorunu onlarla da mücadelemizi hukuk zemininde sonuna kadar devam ettireceğiz."
Erdoğan, adalet hizmetlerinde ülkeyi hak ettiği yere getirmek için yoğun gayret sarf ettiklerini vurgulayarak, "23 yıldır 'güven veren ve erişilebilir adalet' hedefimizden asla kopmadık. 2002 yılında 9 bin civarında olan hakim savcı sayımız, 15 Temmuz'da yaşadığımız ihanete rağmen yaklaşık 3 kat artışla bugün 25 bini geçti. Nicelikle beraber niteliğin de artırılmasına öncelik veriyoruz" dedi.
BM temaslarıyla ilgili de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşmiş Milletler (BM) 79'uncu Genel Kurulu'na katılmak üzere gittiği ABD'nin New York kentinde, 4 gün boyunca oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade etti.

'Türkevimiz de küresel diplomasinin nabzının attığı merkezlerden biri haline geldi'

Düşünce kuruluşlarından Türk-Amerikan toplumu temsilcilerine, uluslararası yatırımcılardan devlet ve hükümet başkanlarına kadar çok çeşitli kesimlerle bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan "2021 yılında hizmete açtığımız BM'nin tam karşısındaki Türkevi binamız, bu yıl da görüşmelerimize ev sahipliği yaptı. BM ile Türkevimiz de küresel diplomasinin nabzının attığı merkezlerden biri haline geldi" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Ana muhalefet partisinin devrik eski genel başkanının, Türkevi'nden niçin bu kadar rahatsız olduğunu da açıkçası anlayamıyoruz. Türkevi binamız, tıpkı şu an çatısı altında olduğumuz Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz gibi 85 milyonundur, 85 milyonun iftihar vesilesidir. Kapısı da, milletin evi gibi, Türk milletinin her bir ferdine açıktır. Bunda ayıplanacak, eleştirilecek bir durum da göremiyoruz. Türkiye'nin başarılarına sevinmek yerine bundan gocunanları bugün bir kez daha milletimizin vicdanına havale ediyoruz."

'Türkiye bugün mazlumların küresel platformdaki sesi haline gelmiştir'

Küresel barış ve güvenliğin 5 ayrıcalıklı ülkenin keyfine bırakılmaması gerektiğini "Dünya 5'ten büyüktür" şiarıyla tekrar ifade ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Yine konuşmamızda Türkiye’nin dış politika vizyonuna dair kapsamlı bir ufuk turu yaptık. Tüm görüşmelerimde, yaklaşan kış mevsimi öncesinde, insanlık olarak, Filistin halkına yönelik yardımlarımızı artırmamız gerektiğini dile getirdim. Gerek Genel Kurul salonunda, gerekse daha sonraki görüşmelerimizde aldığımız tepkiler son derece olumluydu. Verdiğimiz mesajlarla bir kez daha insanlığın ortak vicdanına tercüman olduğumuzu gördük. Türkiye bugün, özgürlük için, adalet için, hak ve hakkaniyet için mücadele eden tüm mazlumların küresel platformdaki sesi haline gelmiştir. Bundan, ülkemiz ve milletimiz adına onur duyuyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York'tayken İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarını daha da artırdığını, son 2 haftada İsrail'in saldırılarında, aralarında çok sayıda çocuğun da olduğu 1000'i aşkın Lübnanlı hayatını kaybettiğini söyledi.
Lübnan'a 30 ton insani yardım malzemesi ulaştırıldığını açıklayan Erdoğan yardımların devam edeceğini şu şekilde ifade etti:
"Lübnan Başbakanı Sayın Mikati ile görüşmemizde Türkiye'nin güçlü desteğinin yanlarında olduğunu çok net biçimde söyledim. İlk etapta acil ilaç ve tıbbi malzeme yardımımızı bölgeye süratle gönderdik. 30 ton insani yardım malzemesi çarşamba günü Beyrut'a ulaştı. Güvenlik şartları elverdiği ölçüde yardımlarımızı devam ettireceğiz. Tabii İsrail'in sivil asker ayrımı gözetmeden sürdürdüğü saldırılara bağlı olarak, Lübnanlı kardeşlerimizin ihtiyaçları da katlanarak artıyor."

'Müslümanlar olarak bizim tüm dünyaya liderlik yapmamız gerekiyor'

Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'da en büyük tepkiyi İslam ülkelerinin vermesi gerektiğini söyleyen Erdoğan "Müslümanlar olarak, zulmü engelleme ve mazluma el uzatma noktasında, bizim tüm dünyaya liderlik yapmamız gerekiyor. Kardeşlerimize önce biz sahip çıkmazsak, başkalarının destek olmasını zaten bekleyemeyiz. Ancak bu konuda ilk günden beri maalesef ciddi bir zafiyet yaşanıyor" diye konuştu.
Erdoğan, İsrail hükümetini, Hamas'ın kabul ettiğini açıkladığı ateşkese zorlayacak ekonomik, ticari ve diplomatik adımların atılmadığını, bu atalet karşısında üzüntü duyduklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oysa bugün merhum Cahit Zarifoğlu'nun veciz ifadesiyle 'Filistin, her mümin kulun önündeki bir sınav kağıdıdır. Bugün Filistin ve Lübnan'a sahip çıkmak insanlığa sahip çıkmak, barışa, farklı inançların bir arada yaşama kültürüne sahip çıkmak demektir. Bugün İsrail, katliam politikalarıyla nesiller boyu devam edecek husumet tohumları serpmekte, ona destek verenler de bu suça ortak olmaktadır. İsrail, dozunu artırdığı devlet terörüyle sadece uluslararası hukuka olan inancı değil, kendisine destek veren ülkelerin itibarını da yok etmektedir. Gözünü kan ve nefret bürümüş bir avuç radikal siyonist, bölgemizi ve tüm dünyayı ateşe atmaktadır. Açık söylüyorum, biz bu zulme, bu barbarlığa asla rıza göstermeyiz. Siyonist lobinin şahsımızı hedef alan hadsizliklerine de boyun eğmeyiz. Ne pahasına olursa olsun bugüne kadar hakkı haykırmaktan çekinmedik, hiçbir zaman da çekinmeyeceğiz.
İslam alemini ve dünyanın vicdan sahibi tüm ülkelerini bu modern barbarlığa karşı birleşmeye davet ediyorum. İsrail'e karşı 'insanlık ittifakının' kurulmadığı her gün, bilinmelidir ki tehlike daha da büyüyecektir. İsrail'in uyguladığı mezalimin yol açtığı sorunlar, eninde sonunda herkesin kapısını çalacaktır. Tıpkı DEAŞ gibi, tıpkı YPG saflarında kan döken yabancı teröristler gibi İsrail'in saldırılarının etkileri, katliamı tribünden seyredenlere de ulaşacaktır. Türkiye olarak, insanlığın aynı yanlışa tekrar düşmesini istemiyoruz. Müslüman, Musevi, Hristiyan demeden bölgemizdeki herkesin huzuru için uluslararası toplumu ve İslam alemini harekete geçmeye çağırıyoruz."
Göç yönetimiyle ilgili yürütülen çalışmaları kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını, düzensiz göçü kaynağında engellemeye dönük çabalarının sürdüğünü dile getiren Erdoğan, Türkiye'deki sığınmacıların güvenli, onurlu ve gönüllü geri dönüşlerine dair eylem planını, tüm paydaşlarla istişare içinde oluşturduklarını söyledi.
Erdoğan, 12'nci Kalkınma Planı'yla uyumlu hazırlanan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi'ni de yakında kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
"Özel sektörümüz için 'Yerel Kalkınma Hamlesi' teşvik programını da önümüzdeki haftalarda ilan edeceğiz. Bugün ayrıca ülkemizin ticari hayatını zehirleyen fırsatçılık sorununa karşı aldığımız tedbirleri masaya yatırdık. Vatandaşın rızkına göz dikenlere göz açtırmamakta kararlıyız. Fahiş fiyat artışı yapanlar ile etiket oyunlarıyla milletimizi kandırmaya çalışanlara karşı denetimlerimizi daha da sıkılaştıracağız. Pek çok sektörde tamahkarlıktan kaynaklı fiyat köpüğünün yavaş yavaş ortadan kalktığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu daha da hızlanacaktır."
TÜRKİYE
CHP lideri Özel, Sinan Ateş davasında duruşmaya katıldı: 'Burada sadece tetikçiler, aracılar var'
Yorum yaz