“Seçimlerde bugüne kadar girdikleri tüm seçimlerden birinci parti olarak çıkmanın verdiği özgüvenle bilhassa sağlık gibi en önemli olan bir alanda hem eşit hem ayrımsız hem ücretsiz olması gereken bir alanı her geçen gün daha eşitsizleştiren, ayrımın olduğu ve ücretsiz sağlık hizmetinin neredeyse kimse için hiçbir fasılın kalmadığı bir süreçte bir dokunulmazlığı vardı hükümetin. ‘Eğer vatandaş memnun olmasa bu kadar çok oy verir mi? Bizi birinci parti yapar mı’ diyorlardı. Sağlık alanı bu alanda aslında en derin hataların yapıldığı ama ilk başta daha önce hepimizin kabul ettiği, eleştirdiği, düzeltilmesi gereken yapısal ve ilginci sorunların üzerine gelmiş görece bir birleşme döneminden dolayı kamuoyu anketlerinde de sağlık hizmetlerinin diğer hizmetlere göre memnuniyetinin daha yüksek olduğu bir süreci maalesef sağlığı ticarileştirmek, sağlık hizmetlerini artık sınıfsal bir mesele haline getirmek için bir fırsata çevirdiler. O alanı dokunulmaz bir alan olarak gördüler. Bu konuda yanlışları eksikleri söyleyen kim varsa kamuoyu birlikte mahkum edilmeye çalışıldı. Hatta Cumhuriyet Halk Partisi'nde ya da diğer muhalefet partilerindeki bizler gibi sağlık meslek örgütlerinden gelen hekimler, diş hekimleri, eczacılar, veterinerler sözlerini söylediklerinde kendi partilerinde dahi efendim bu alanda iktidar güçlü, buraları eleştirmeyelim gibi iletişime yönelik uyarıların alındığı dönemlerden geçtik. Şimdi öyle bir yere geldik ki deyim yerindeyse gemi tam olarak karaya oturdu.”