Konuşmasında, "Biz milli kimliğimizden tarihi yürüyüşümüzden emin olan bir milletiz. Hükümetimiz, devletimiz bu kimlik parametrelerine tamamıyla sahip çıkıyor" diyen Bakan Fidan, Türkiye'nin ittifak arayışlarının bir kimlik arayışıyla ilgili konu olmadığını ifade etti.
"Doğuculuk, Batıcılık değil. Türkiye'nin çıkarlarına uygun, aynı zamanda dostlarını ve bölgesini de barış içinde tutacak bir arayıştır" cümlesinin altını çizen Fidan, dinamik bir dünyada yaşandığını ifade ederek şu cümleleri kaydetti:
Avrupa Birliği daha önce de ifade ettim tamamıyla Türkiye ile ilgili. Müslümanlarla ilgili konularda kimlik temelli politikalar izliyor. Birçok konuda rasyonel olan aktörler bize geldiğinde başka değerler üzerinden değerlendirmelere gidiyorlar. Bu da hayatın bir gerçeği. Bizim de değerlerimiz var. Bizim de rasyonel çıkarlarımızın olduğu konular var. Bunların hepsini uygun bir şekilde yönetmemiz gerekiyor. Dolayısıyla Avrupa Birliği ile ilerletemediğimiz konuları başka platformlarda aramamız bizim için problem değil.
Bakan Fidan konuşmasının bu kısmında, BRICS'i bir potansiyel olarak gördüklerini ifade ederek "4 milyara yakın insanın içinde yaşadığı bir platform" cümlesini kaydetti.
Fidan konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü:
Bu platform ne kadar kurumsallaştırılır, ne kadar herkesin ekonomisine finansal araç üretir, sistem üretir, ne kadar esneyebilir, ne kadar içerleyici olabilir ve en önemlisi de ne kadar eşitlikçi olabilir... Bir taraftan sistem içerisinde motor gücü olabilecek ekonomik aktörlere ihtiyacınız var, diğer taraftan o ekonomik aktörü eşitlikçi bir politikaya razı etmek. Tüm bunlar bizim BRICS içerisinde incelediğimiz, baktığımız, ilgi gösterdiğimiz konular. Hiçbir yerde mükemmelliyet aramıyoruz. Kendi fikirlerimizi uygun yöntemlerle aktarıp, uygun pozisyonlarda herkesin faydasına yönelik bir metot takip ediyoruz. İnşallah burada hayırlı şeyler çıkacağına inanıyorum.
'Savaşın bölgeye yayılması konusunda Netanyahu'da bir arzu var'
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın, İsrail ordusunun Lübnan'da düzenlediği saldırıda öldürülmesine ilişkin, "Görünen o ki savaşın bölgeye yayılması konusunda İsrail'de, Netanyahu'da bir arzu var" dedi.
Fidan, bir yıl önce söylediklerinin vuku bulduğunu, bunun böyle olmasını istemediklerini belirterek, "Yani İsrail durdurulmazsa Gazze'de, Filistin'de bu savaşı başka yerlere de taşıyacak diye söylemiştik" ifadesini kullandı.
İsrail'in Gazze'deki kendince hedeflerine, askeri hedeflerine ulaştıktan sonra şimdi cepheyi Lübnan'a taşıdığını kaydeden Fidan, "Bu birçok aktör için sürpriz olmadı. Gelecek sene bu operasyonu nereye taşıyacak? Hangi hedefleri yok etmek için bu momentumu kullanacak? Onu da hep beraber göreceğiz. Ama görünen o ki şu anda savaşın bölgeye yayılımı konusunda İsrail'de, Netanyahu ve ekibi içinde ciddi bir arzu var, bunu ilerletmeye çalışıyorlar" diye konuştu.
Fidan, Amerika ve uluslararası toplumun bu konudaki sessizliğinin de ürkütücü bir duruma geldiğini dile getirerek, İsrail'in, Hizbullah'a yönelik son iki haftada düzenlediği saldırılara istihbarata dayalı olarak uzun zamandır hazırlık yaptığına dikkati çekti.
"Nasrallah bölgenin önemli figürüydü. Lübnan için önemli bir figürdü. Onun yokluğunun bıraktığı boşluğun zor doldurulacağını ben açıkçası düşünüyorum. Hem Hizbullah için hem İran için Nasrallah'ın ölümü büyük bir kayıp oldu. Kendisiyle savaş başladıktan 10 gün sonra Lübnan'da görüşmüştük. Çok zor şartlar altında, gerçekten zor şartlar altında bir görüşme imkanımız oldu" ifadelerini kullanan Fidan, görüşmeler sonrası Hizbullah'ın var gücüyle bir savaş içine girmeyeceğini öngördüğünü aktardı.
Bakan Fidan, şunları kaydetti:
İsrail, Gazze'deki hedeflerine ulaştıktan sonra şimdi Lübnan'a geldi. Lübnan'dan sonra nereye gider? Hangi hedefler üzerinde çalışır? Buna ilişkin birtakım öngörülerimiz var, şimdilik o öngörüler bizde kaldı.