'Ailesine 'beni buradan çıkarın' demiş'
“Biliyorsunuz 3 Mart 2019'da 15 sene önce Münevver Karabulut hayatının baharında ailesinden ve sevdiklerinden koparıldı. Ölmeden önce testere kullanıldı. Hunharca ve vahşice bir cinayet işlendi. Tabiri caizse insan olma vasfına aykırı bir cinayet işlendi. Canavarca cinsel eziyet çektirerek katledildi ve faili yaklaşık 6 ay boyunca, 187 gün boyunca kaçtı. Teslim olmadı. Yargıya teslim olduktan sonra da ak sakallı dedenin eksik olduğu bir hikaye anlattı. O dönem tabi ki takipte farkındalık süreçlerinin yaşanması açısından emsal bir cinayet oldu. Tabii süreç devam ederken bir dava, on bir dava oldu. Adli tıpta, yargıda ve kollukta ihmaller yaşandı. Bunları takip ettik. Bizi tehdit ettiler, kurşun yolladılar. Mektup gönderdiler, manipüle etmeye çalıştılar. Başsavcılığa bildirdik. Alınabilecek en ağır ceza 24 yıllık hapis cezası alındı. Bu arada Cem Garipoğlu basına kamuoyuna demeçler veriyor. Cezaevi psikoloğu raporu var dosyada. Yani psikolog intihara meyilli değil, intihar gerekçesi yok diyor. Son derece sağlıklı biri, antidepresan bile kullanmayı bırakmıştı diyor. Bir intihar notu yok. Yani intihar eden iradenin dış dünyaya yansıyan, kamuoyuna yansıyan bir açıklaması olmalı. Bir intihar notu. Tarihe not düşmesi gerekiyor, o da yok. Bir gün ailesiyle görüşmüş ‘Beni buradan çıkarın. Ben kalamıyorum artık burada' demiş. Çince öğreniyor. Beş dil biliyor ve bir sabah Cem Garipoğlu'nun öldüğüne ilişkin kamuoyunda haberler yayınlanmaya başladı."
Mezar 3-4 gün içerisinde açılacaktır
Bizim müracaatımız sonucu yapıldı
“Bir yıl önce Cem Garipoğlu'nun babası bir dilekçe sundu. ‘Biz de mezarın açılmasını istiyoruz' dedi ama işlemin ortaya çıkış şekli Garipoğlu ailesinin bir başvurusu üzerine yapılmış değil. Bu işlem bizim başsavcılığa yaptığımız müracaat bizim müteakibimiz ve taleplerimiz neticesinde soruşturma kapsamında yapıldı. Dolayısıyla bu işlem yapılırken taraf vekili olarak bizim de hazır bulunmamız lazım. Aksi halde biz olmadan yapılan bir işlemin objektifliği, şeffaflığı, bilimselliği tartışılır hale gelir. Talebimizi de Sayın Başsavcılık makamına sunduk. Kuvvetle muhtemel o da kabul edileceği diye düşünüyorum. Merhum Sayın Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın dahi mezarı adli bir soruşturma üzerine, şüphe üzerine açılabiliyorsa, Cem Garipoğlu açısından bu çok gecikmiş bir karardır. Dolayısıyla ben gecikmiş bir karar olarak görüyorum ama Başsavcılığa çok teşekkür ediyoruz”