Şu an 11 ilde 174 ayrı alanda ve 4 bin 333 köyümüzde, bu şantiyelerde çalışan 153 bin işçi, emekçi kardeşimizle birlikte bu mücadeleyi canla başla veriyoruz. Şu anda tüm bölgede ihalesi tamamlanan konut sayımız 322 bine ulaşmıştır. Söz verdiğimiz gibi eylül ayı içinde 100 bininci konutumuzun anahtarlarını vatandaşlarımıza teslim ettik ve bu mutluluğu hep birlikte yaşadık. Hamdolsun konut teslim sayımız 101 bin 254'e ulaşmıştır. İnşallah daha önce de ifade ettiğimiz gibi yıl sonuna kadar 200 bin, 2025 sonuna geldiğimizde de 452 bin konut ve iş yerimizi 11 ilimizde vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. 2025 yılı bitmeden, yeni, güvenli evine girmeyen hiçbir vatandaşımız, kardeşimiz inşallah kalmayacak. 11 ilimiz sanayisi, turizmi ve kültürüyle yeniden ayağa kalkana kadar da tüm ekibimizle bölgeden ayrılmayacağız. Elimiz, gönlümüz her zaman deprem bölgesinde olacak.
'Hatay'da 18 bin 404 konut teslim edildi'
2.5 ay gibi kısa bir sürede Hatay'ın 9 ilçesinde toplamda 16 bin yeni konutun yapımını başlatmış olduk. Hatay'ımızda şu ana kadar 18 bin 404 konutu vatandaşlarımıza, depremzede kardeşlerimize teslim ettik. Antakya, Defne, İskenderun, Altınözü, Samandağ, Kırıkhan ve Reyhanlı'da devam eden 140 bin konutumuzu, iş yerimizi inşallah 2025 yılı sonuna kadar Hataylı hemşehrilerimize teslim edip bu alanlardaki mutluluğu da hep birlikte görmüş olacağız.
'Deprem bölgesinde vatandaşımızın istemediği hiçbir adımı atmadık, attırmadık'
Bugüne kadar deprem bölgesinde vatandaşımızın istemediği hiçbir adımı atmadık, attırmadık. Bundan sonra da aynı anlayışla çalışacağız. Vatandaşımız bizi nerde görmek istiyorsa, bizden ne bekliyorsa biz vatandaşımızın dizinin dibinde olacağız. O, 6 Şubat sabahı tuttuğumuz elinizi bir an olsun bırakmayacağız. Vatandaşımızla el ele inşallah Hatay'ımızı yeniden ayağa kaldıracağız. Tüm kardeşlerimiz, ister şehrin içindeki rezerv alanlarda isterse şehrin çeperinde belirlediğimiz Gülderen gibi alanlarda konutlarını alsınlar. Biz her iki durumda da vatandaşımızın yanında olacağız, destek vermeye devam edeceğiz. Rezerv alanlarla ilgili kararlarımızı verdik. Vatandaşlarımızın bizden istediği alanlarda, yani şehrin merkezinde 'Bizim alanımızı da dönüştürür müsünüz?' dedikleri yerlerde konutlarımızı yapıyoruz. İstemedikleri hiçbir alanda vatandaşımıza, milletimize rağmen projemiz gerçekleşmiyor. Bu alanların hepsini ilan ettik, vatandaşımızla paylaştık. Vatandaşlarımızla görüşmeler çerçevesinde de artık rezerv alan konularını netleştirmiş olduk. Burada da rezerv alanlarda konutlar teslim edilene, vatandaşlarımız evlerine girene kadar kira yardımlarının bakanlığımız bünyesinde verileceğini ifade etmek isterim.
'Deprem bölgesi Türkiye'nin milli mücadele siperi'
'Milletimizin yararına olan, faydasına olan her işin de yanında olacağımızı ifade ettik'
Biz herkesle görüşeceğimizi, milletimizin yararına olan, faydasına olan her işin de yanında olacağımızı ifade ettik ki; Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da çeyrek asırdır bu ülkeye sunduğu hizmet anlayışı, bu anlayıştır. Biz Cumhur İttifakı olarak da bu anlayıştan bir gün olsun uzak durmadık ve az önce de ifade ettim. Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de 81 ilimizde, hangi partiden olursa olsun, belediye başkanlarımızın, milletvekillerimizin, milletimizin sorunlarını çözümüne ilişkin taleplerini hep dinledik, hep çözümcül önerilere de Bakanlığımız nezdinde destek olmaya gayret gösterdik. Bu kapsamda Ankara Büyükşehir Belediyemizle, İzmir Büyükşehir Belediyemizle, İstanbul Büyükşehir Belediyemizle görüştük. Kendileri bu döneme ilişkin taleplerini bize iletti, personel taleplerinin karşılanmasını, yine kentsel dönüşüm noktasındaki işbirliklerini nasıl yapabileceğimizi orada hep birlikte istişare ettik. Dün itibarıyla hem Ankara'nın hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Bakanlığımız nezdinde bekleyen bir personel talebi kalmadı. Personel taleplerine ilişkin tasarruf tedbirlerini de göze alarak onaylarımızı verdik, kendileriyle de istişaremizi yaptık. Dolayısıyla ne itfaiye personeli, ne zabıta personeli ne de ilgili kurumlarda çalışacak personele ilişkin bizde bekleyen bir talepleri yok, bunların hepsi onaylandı, buradan tüm kamuoyuna da bunu ilan etmiş olalım.
'Artık belediyelerimizin bahanelerin arkasına saklanma gibi bir lüksü yok'
Bakanlığımız ya da ilgili bakanlıklar nezdinde körfezin temizliğine ilişkin bekleyen bir iş varsa bu işi hızlandırma adına da yapılması gereken her iş ve işlemi yapacağımızı İzmir Büyükşehir Belediyesine söyledik. Hem Ankara'da hem İstanbul'da hem İzmir'de kentsel dönüşüm noktasında hep birlikte hareket edilmesi, vatandaşımızın bu noktada bekleyen bir talebinin olmaması gerektiği, buralara deprem dönüşümü noktasında daha fazla bütçe ayırarak deprem dönüşümünü işte bu 11 ilimizde yaşadığımız sorunları, problemleri, acıları bir kez daha yaşamamak adına elinizi, gövdenizi taşın altına koymanız gerektiğini kendilerine de ifade ettik. Bu noktada bize de düşeni yapacağımızı söylemiş olduk. Dolayısıyla artık belediyelerimizin bahanelerin arkasına saklanma gibi bir lüksü yok. Çok net söylüyorum yani 'personel talebi karşılanmadı', efendim 'Bakanlığımızda bekleyen iş var', veya 'şu şu işimiz ilerlemiyor' gibi bir bahanesi yok. Dolayısıyla bahanelerin arkasına değil orada işlerin nasıl yapılabileceğine ilişkin iradenin arkasında olmaları gerekiyor. Beklentimiz artık herkes kendi işine odaklansın, yapması gereken görevlileri bir an önce yapsın istiyoruz.
'Maalesef bir tezvirat söz konusu'
Bu konuda da maalesef bir tezvirat söz konusu. Yani biz 'milletimizin sorunlarını çözeceğiz, evlerini teslim edeceğiz' dememize rağmen maalesef algıyı başka bir alana çekmek üzere bir çaba olduğunu da görüyoruz. 6306 sayılı yasa kapsamında afet riski altında bulunan alanların dönüşümü noktasında işi hızlandırabilmek adına Bakanlığımızın bir uygulaması söz konusu rezerv alanlarda yapmış olduğumuz uygulamadan bahsediyorum. Bu uygulamalarda işin, projenin bütüncül bir çerçevede yürütülebilmesi adına hemen belirlediğimiz alandaki mülkiyetleri, geçici olarak hazine mülkiyetine çekiyoruz. Burada projemiz, aynı Gülderen'de olduğu gibi yapmak suretiyle o alanda, rezerv alanda yaşayan vatandaşlarımıza projelerini yapıyor, daha sonrasında bu mülkiyeti, kat mülkiyetine çevirmek suretiyle orada hangi vatandaşımız yaşıyorsa tapularını yine o vatandaşlarımıza teslim ediyoruz. Dolayısıyla geçici süreliğine hazine mülkiyetine aldığımız ve sonrasında da vatandaşımıza konut mülkiyeti olarak teslim ettiğimiz bir durum söz konusudur. Bu alanlarda eskiden kim yaşıyorsa, orada kimler komşuysa, kimler arkadaşsa yine o komşuluk ilişkisiyle aynı kişileri, vatandaşımızı o projelerde iskan edeceğiz. Dolayısıyla o projede herhangi bir başka mahalleden, ilçeden, ilden bir vatandaşı da iskan etmeyeceğiz. Yine eski komşularıyla yaşayacak.