Türkiye, genç ve dinamik nüfusuyla, rekabetçi ruhuyla köklerinden gelen kodlarında yer alan sportif anlayışla birçok spor dalında çok önemli başarılara imza atmış, çok büyük sporcular yetiştirmiş bir spor ülkesidir. Bu gerçekten hareketle biz de ülkemizde icra edilen bütün spor dallarını hükümetlerimiz dönemlerinde her zaman destekledik. Kadın, erkek, olimpik, paralimpik farkı gözetmeksizin ülkemizi en iyi şekilde temsil eden tüm sporcularımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Türkiye'nin uluslararası alanda yıldızının parlaması için hiçbir fedakarlıktan çekinmedik, bundan sonra da çekinmeyeceğiz. Yüzlerce farklı branşta sporla ilgilenen, spora düşkün bir milletiz. Ancak futbolun milletimizin gönlünde çok müstesna bir yeri bulunuyor. Ülkemizde futbol, milyonlarca vatandaşımız tarafından amatör düzeyde de olsa ya oynanıyor veya ilgiyle takip ediliyor. Yaş, cinsiyet, sosyal statü, siyasi görüş fark etmeksizin futbolu, insanımızı buluşturan, geniş bir ortak payda, kaynaştırıcı bir güç olarak görüyoruz. Bu yüzden Türkiye Futbol Federasyonumuzun, futbolun başka pek az dalda bulunan bu gücünü milletimizin lehine artırmasını bekliyoruz. Esasen bu beklenti milletimizin tamamında mevcuttur. Milletimiz bizden gerginliği, kısır tartışmaları değil, kardeşliği, dostluğu, adil yönetim anlayışını ve her anlamda kaliteli futbolu teşvik etmemizi bekliyor. Milletimiz, kısacası futbolda olumlu iklimin tesis edilmesini bekliyor. Elbette bunu beklerken rekabet kalitesinin, seyir zevkinin, marka değerinin ve başarıların arttığını da görmek istiyoruz. Bu haklı beklentilere cevap vermek başta sorumluluk sahibi siz kardeşlerim olmak üzere hepimizin görevidir.