GÖRÜŞ

Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç: Riski yüzde 45 azaltmak mümkün

Türkiye'de şu anda yaklaşık 700 bin kişi Alzheimer hastalığı ile mücadele ediyor ama 2050 yılında bu rakamın 2.5 kat artması bekleniyor. Bu hastalığa yakalanma riskini azaltmak da mümkün. Peki dünyada ve Türkiye'de son durum nedir? Bu hastalığı tetikleyen faktörler neler? Alzheimer'dan nasıl korunulur? İlaç tedavilerinde son durum ne?
Sitede oku
Beyin işlevlerindeki bozukluklara bağlı olarak zihinsel işlevlerde gerileme, davranış sorunları ve işlevsellikte azalma ile giden dejeneratif bir hastalık olan Alzheimer dünyada ve Türkiye'de giderek artıyor. Nedeni ise nüfusun giderek yaşlanması. 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü öncesinde Sputnik'e konuşan Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç, Türkiye'de şu anda bir milyon bunama hastası olduğunu ve bunun 700 bin kadarının alzheimer hastası olduğunu anlattı.
Türkiye Alzheimer Derneği
Türkiye'de yaşlı nüfusun çok hızlı şekilde arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Bilgiç, "Günümüzde 65 yaş üstü nüfus Türkiye'de yüzde 10. Bir çok batı ülkesine göre düşük olabilir ama 2050 yılında yaşlı nüfusumuz oranı yüzde 23'e ulaşacak ve oldukça yaşlı bir toplum haline geleceğiz. Uzayan süre sağlıklı bir uzun yaşam vaad etmiyor. Alzheimer hastalığı için koruyucu tedbirler uygulamaya geçirmez ve de etkili tedavilerini devreye sokmazsak, uzun ömürle birlikte Alzheimer hastalarının sayısı ülkemiz ve tüm dünyada daha da artacak' dedi.

Riski yüzde 45 azaltmak mümkün

Prof. Dr. Bilgiç'in dikkat çektiği önemli bir nokta ise riskin azaltılmasının mümkün olabileceği.
Özellikle 'orta yaş'ın çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bilgiç, Lancet Komisyonu’nun 2024 yılı raporundan önemli bilgiler paylaştı. Raporun bunama vakalarının neredeyse yarısının önlenebilir olduğunu ortaya koyarak, halk sağlığı açısından büyük bir umut vadettiğini vurgulayan Prof. Dr. Bilgiç, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu yaşları sağlıklı bir şekilde geçirip yaşlılığa geçmemiz gerekiyor. Peki orta yaşlarda ne yapacağız? Öncelikle sigara içiyorsak bırakacağız. Tansiyonun kontrol altında olması gerekiyor. Fazla kilonuz varsa kilo vermek çok önemli. Aşırı alkol kullanmamak gerekiyor. Yine şeker hastalığı varsa bunun kontrol altına alınması gerekiyor. Özellikle orta yaşa çok ciddi bir risk faktörü var o da duyma kayıpları. Eğer orta yaşlarda duyma kayıpları varsa bunların nedeninin belirlenmesi ve gerekiyorsa işitme cihazı kullanılması çok önemli.

Yine yüksek kolesterol düzeyleri önemli risk. Özellikle LDL kolesterolün yüksek olması alzheimer riskini artıran bir faktör. Özellikle kafa travmasından korunmak gerekiyor. Bisiklet veya motosiklet kullanırken kask kullanmak, kafaya doğrudan darbe alınan sporlardan uzak durmak gerekiyor. En önemlisi ise hem orta yaşlarda hem de ileri yaşlarda sosyal olarak aktif olmak gerekiyor. Fiziksel aktivite de çok önemli. Spor yapmak, sosyal bağların güçlü olması, iyi bir arkadaş çevresi, iş ve aile desteğinin olması alzheimer riskini düşünüyor. Tüm bunlara riayet ederek alzheimer olma riskinizi yüzde 45 azaltabiliyorsunuz."

Mucize bir ilaç yok

Bu kadar çok insanı etkileyen hastalığın tedavisinde ne durumdayız sorusuna ise Prof. Dr. Bilgiç şu yanıtı verdi:
"Alzheimer hastalığında şu anda son aşamaya gelmiş onlarla ilaç deneniyor. Bunların etkili olup olmayacağını önümüzdeki yıllarda öğreneceğiz. Şu anda henüz 'mucize bir ilaç' yok. Mucize dediğimizi ilaç da hastalığı tamamen durduran ya da daha da ötesi hastalık bulgularını düzelten ilaçlar şeklinde. Böyle bir ilaç mevcut değil. FDA'in onayladığı üç tane ilaç var. Bunlar beyinde biriken amiloid proteinleri temizleyen ilaçlar ama mucize değiller. Bu ilaçlar hastalığın erken döneminde işe yarıyor ve hastalığın ilerlemesini yüzde 30-35 oranında yavaşlatıyor ama bu yavaşlama, hastalığı durduranya da tedavi eden bir durum değim. Hastalık ilerledikçe bu ilaçların etkinin ne olacağını bilmiyoruz. Bunun için verilerin birikmesi gerekiyor."
Bu ilaçların henüz Türkiye'de olmadığını söyleyen Prof. Dr. Bilgiç, ama yakın zamanda gelmesinin muhtemel olduğunu belirterek, "Alzheimer hastalığını yavaşlattığı gösterilen ikinci ilaç olan Lacenemab geçtiğimiz yıllarda Amerikan İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanmış ve halihazırda ABD, Çin, Japonya, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde hastalarda kullanılmaya başlamıştı.
FDA bu yıl içinde ise Donanemab adlı bir diğer ilaca daha kullanım onayı verdi. Bu ilaç da onaylanan diğer ilaçlar gibi hastalığın erken döneminde hastalığı kısmen yavaşlatıyor ve nadir de olsa ciddi yan etkileri sahip. Avrupa kıtasında ise işler karıştı. Bu yıl içinde Avrupa İlaç Ajansı (EMA), özellikle yan etkilerinden dolayı Lacenemab'ın Avrupa’da kullanımına onay vermedi ve bu durum oldukça tepki çekti. Bu durum Türkiye'yi dolaylı olarak etkilemekte zira Türkiye’deki sağlık otoriteleri genellikle EMA'nın kararlarını izlemekte. Bu durum da Türkiye’deki Alzheimer hastalarının umutla beklediği tedaviye ulaşmalarını zorlaştırmakta.” diye konuştu.

Orman yangınları bunama riskini yüzde 21 artırıyor

Çevre kirliliği ve orman yangınlarının bu hastalığın riskini artırdığını vurgulayan Prof. Dr. Bilgiç Güney Kaliforniya'da 1.2 milyon insan üzerinde yapılan 10 yıllık bir araştırmanın sonuçlarını da paylaşarak şunları söyledi:
"Bu araştırma, yangın dumanına maruz kalmanın, bunama riskini diğer hava kirliliği türlerinden daha fazla artırdığını ortaya koydu. Yangın dumanı, beyin sağlığı için en tehlikeli hava kirliliği türü olarak öne çıkıyor. Yangın dumanı, motorlu taşıtlar ve fabrikalar gibi kaynaklardan havaya yayılan ve PM2.5 adı verilen mikro maddeler, insan saç telinden 30 kat daha küçük katı ve sıvı parçacıklardan oluşuyor. Araştırmacılar, özellikle orman yangını dumanından kaynaklanan PM2.5 maddelerine maruziyetin bunama riskini yüzde 21 oranında arttırdığını saptadı. Beynimizde alzheimer olmamızı kolaylaştıracak birtakım mekanizmaları tetikliyor. Bu nedenle çevre politikalarımızı geliştirmemiz, hava kirliliğinizi azaltmamız ve orman yangınlarıyla mücadele etmemiz gerekiyor. "

Alzheimer hastalığı nasıl teşhis edilir?

Alzheimer hastalığının teşhisine yönelik net olarak bilgi verebilen bir ayırıcı tanı testi bulunmaz.
Standart testler aracılığıyla uygun nöropsikolojik değerlendirme
Bilgisayarlı Tomografi (BT) ya da Manyetik Rezonans (MR)
Klinik muayene
Laboratuvar incelemeleri
Özellikle hasta yakınlarının vereceği anamnez

Alzheimer Hastalığının Belirtileri

Unutkanlık
Yol bulma sorunları
Zaman şaşırma
Kelime haznesinin azalması
Karar verme sorunları
Muhakeme yeteneğinin kaybolması
Kişilik ve huy değişiklikleri
Çeşitli davranış değişiklikleri
Olaylara ilgi azalması
Günlük yaşam becerilerini yerine getirmekte güçlük
Öğrenme Güçlüğü
Konuşma Bozukluğu
Kişileri Tanıyamama
Depresyon
Huzursuzluk
İlgisizlik
Saldırganlık
Uyku Bozukluğu
Amaçsız Dolaşma
Gerçek Dışı Hayaller
YAŞAM
Yaşlılar için çok daha tehlikeli: Geceleri ışığa maruz kalmanın Alzheimer riskini arttırdığı ortaya çıktı
Yorum yaz