"Dilruba meselesinde inanın dün Sayın Erdoğan'a bir telefon açmayı düşündüm. 'Gerçekten bilmiyorsanız anlatayım, bilip de yapıyorsanız niye böyle yapıyorsunuz diyecektim?' Ama Türkiye siyasetinde bu tip telefonlar falan belki biraz daha normalleşmek gerekecek bunları yapabilmek için. Hani bir büyüğümle, arkadaşımla, bir dostumla konuşur gibi konuşabilsek arayıp diyeceğim ki 'Gerçekten bilmiyor musunuz? Yok da bilip de böyle söylüyorsanız burası sorunlu.'
Ben Aliağa Cezaevi'nde Dilruba'yla konuştum. Dilruba'ya dedim ki 'Bu sözlerin, siyasiler hazmeder, hazmetmek zorunda ama bir grup seçmeni, bir grup insanı üzmüş olabilir. Bunu telafi etmekte fayda var.' Fuarda Dilruba ile görüştüğümde dedim ki 'Bir telafi etmekte, bu ifadelerden üzüldüğünü söylemekte fayda var.'
Sayın Erdoğan diyor ki efendim, 'Dilruba'nın ifadelerini sahipleniyor.' Ben Dilruba'nın ifadelerini sahiplenmiyorum, ben Dilruba'nın ifade özgürlüğünü... Ve böylesi bir meseleden kişilerin sırf ibretialem olsun diye tutuklanıp 33 yaşında genç bir kadının cezaevine konulmasını yanlış, ölçüsüz ve adaletsiz buluyorum."
'Şimdi Sayın Erdoğan da onlardan bir özür dilesin'
'AK Partili seçmenden bu sözü söyleyenler adına özür diliyorum'
'Atatürk'ün askeriyim' diyen hiçbir teğmen suçlanamaz'
"Şimdi bu insanlara sırf birilerinin gazını almak ve birilerinin istediği gibi kutuplaşmak için 'Yok efendim ceza vereceğiz, hesap ödeteceğiz' yaklaşımları son derece sorunludur. Bu yüzden bu ifadeleri bir an önce terk etmesini, bu meseleyi artık suni bir sorun haline getirmemesini düşünüyoruz. Ağız tadıyla sevindirtmediler, 3 kadın teğmen 3 harp okulunun birincisi oldu. Ne yapacaksın şimdi? O yemini ettiren kadın teğmeni ordudan mı ihraç edeceksin?
"Milletçe bu işin peşi, siyasetçi olarak bunun istismarı, tartışması bir tarafa bırakılsın, orada bu ülkesini seven gencecik çocukların tekrar ettikleri bir ritüele siyasi anlamlar yüklenmesin. 'Atatürk'ün askeriyim' diyen hiçbir teğmen suçlanamaz. Suçlayanlar tarih önünde suçlu duruma düşerler."