TBMM Başkanı Kurtulmuş, Habertürk televizyon kanalında canlı yayında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
TBMM Genel Kurulu'nda TİP'ten Hatay milletvekili seçildikten sonra milletvekilliği düşürülen ve halihazırda cezaevinde bulunan Can Atalay oturumunda yaşananlarla ilgili "Meclis'e yakışmadı" diyen Kurtulmuş "Bir milletvekilinin kötü ve kirli bir dille hakaret etmesi kabul edilemez" ifadesini kullandı.
Genel Kurulda yaşananların kabul edilemez olduğunu vurgulayan Kurtulmuş şunları söyledi:
"Birisinin kalkıp, durduk yerde, dile alınmayacak ağır hakaretlerle Meclis'in büyük çoğunluğunu oluşturan bir partinin mensuplarına hakaret etmesi asla kabul edilemez. Ondan sonraki kavga görüntüleri de kabul edilemez. Bu, Türkiye'ye, TBMM'ye yakışmadı. Hele hele bir gün evvelki o ortak duruşa hiç yakışmadı."
'Bu kirli dilin mutlaka önlenmesi lazım'
Kurtulmuş, "Meclis'in yeni yasama dönemi başlamadan önce bütün Meclis Başkanvekillerini hatta Başkanlık Divanındaki arkadaşlarımızı toplayarak önümüzdeki dönemde bir daha TBMM'nin bu görüntülerin içerisinde olmaması için ortak bir hareket zeminini oluşturacağız. Ayrıca belli aralıklarla grup başkanvekili arkadaşlarımızı bir araya getirerek, Meclis'in bir vakar içerisinde yönetilmesinin temin edilmesi lazım. Burada herkese görev düşünüyor. Sadece Meclis kürsüsünde oturan o günkü Başkanvekili arkadaşımıza değil herkese büyük sorumluluklar düşüyor. Öncelikle bu kirli dilin mutlaka önlenmesi lazım" ifadelerini kullandı.
Geride kalan yasama döneminde Meclis'ten onlarca yasa çıktığını aktaran Kurtulmuş, "Bu kadar emek, bu kadar büyük nitelikli tartışmanın olduğu bir Meclis'te bunların hiçbiri konuşulmuyor, bir yıllık emek o günkü kötü görüntüler ve söylemlerle çöp tenekesine atılıyor. TBMM bunu hak etmiyor" dedi.
Kurtulmuş, olağanüstü toplantıyı TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın yönetmesine ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine CHP sözcülerinin TBMM Genel Kurulunu yönetme sırasının Gülizar Biçer Karaca'da olduğu yönündeki ifadelerinin yanlış bilgiden kaynaklandığını belirtti.
'TBMM'nin mahkeme kararını değiştirme gücü yok'
Can Atalay'ın milletvekilliğini düşürülmesine yönelik tutumuna ilişkin eleştirilerle ilgili soru üzerine de Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Hukuk birtakım prosedürler içerisinde yürütülüyor. Bizim prosedürlerimiz içerisinde Anayasa Mahkemesinin bize yazdığı bir metin yok. Dolayısıyla biz Anayasa Mahkemesinin hangi kararını okutacağız? Bazıları 'Meclis Başkanı yazı yazsın, geçmişte falancalara yazmıştı' diye söylüyor. Ben onların hepsini satır satır, kelime kelime okudum. Bana birisi 'TBMM Başkanı yazı yazmış ve falanca mahkemenin verdiği yargı kararını ortadan kaldırmış' diye bir yol söylesin. Böyle bir şey yok. Olmayan şey üzerinden tartışmanın anlamı yok. Burada maalesef en başından itibaren iki yargı kurumu arasında çok ciddi bir içtihat farklılığı diyelim, sonuçta TBMM açısından tamamlanmış bir süreç var. TBMM olarak her şeyi yapabiliriz. İsterse yüksek yargı kurumlarının fonksiyonlarını bile değiştirebilir, anayasa değişikliği yapar, yasamanın böyle bir gücü var ama yasamanın bir mahkeme kararını değiştirme gücü yok."
'Olağanüstü toplantı meselesini de çok sıradanlaştırmamak lazım'
Kurtulmuş, CHP'nin olağanüstü toplantı açıklamalarının hatırlatılması üzerine TBMM'nin 10 Eylül'de tekrar olağanüstü toplanmasına ilişkin kendilerine yapılmış bir başvuru olmadığı belirtti. Kurtulmuş, "(AYM'nin Can Atalay kararıyla ilgili olağanüstü toplantı) Geldi, konuşuldu ve yasal olarak da tüketilmiş bir konu var. Aynı konuda zaten olağanüstü toplantı talep edilemez. Adı üstünde bu olağanüstü toplantı meselesini de çok sıradanlaştırmamak lazım diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
'Halkın seçtiği, yüzde 52 oy verdiği bir Cumhurbaşkanı'na bu dille, bu üslupla hakaret edemezsin'
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan paylaşımına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Bu çok fazla. Herhangi bir ülke için çok fazla. Demokratik olarak seçilmiş bir Cumhurbaşkanı. Sen hiç sevmeyebilirsin, nefret ediyor olabilirsin, hiç önemi yok. Halkın seçtiği, yüzde 52 oy verdiği bir Cumhurbaşkanı'na bu dille, bu üslupla hakaret edemezsin. Her küp, içindekini dışarıya sızdırır. Bu ülkenin, kim olursa olsun bir tane Cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanı'na saygı göstermek asgariden her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının görevidir. Hele TBMM üyesi olan birisinin asla kabul edilemez. Akla ziyan bir şey. Doğrudan milli iradeye hakarettir. Tayyip Erdoğan'a oy versin ya da vermesin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese hakarettir. Bu kadar densiz, aşağılık sözlü saldırı için söyleyecek bir şeyim yok. Yorumlamak da istemem."
Kurtulmuş, bir soru üzerine AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu'nun, dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik başvurusunun, dokunulmazlığın kaldırılması için yeterli olmadığını söyledi. Dokunulmazlığın kalkması için milletvekili hakkında bir fezleke olması, ardından ortak komisyonun toplanması ve Genel Kurul'da görüşülmesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, "Şimdi bütün bunların hiçbirisi yokken, böyle bir işlem yokken, böyle bir dilekçenin işleme konulması mümkün değildir" ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, aynı durumun geçen yıl Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır'ın dokunulmazlığının kaldırılması için yaptığı başvuruda da yaşandığını hatırlattı.
'İlk 4 madde tartışması zaman kaybı'
Kurtulmuş, şu anda Meclis'te bulunan partilerin tamamının ya yeni anayasa ya çok köklü bir anayasa değişiklik teklifini ya seçim beyannamelerinde ya da parti programlarında ifade ettiğini dile getirdi. İlk tur sonucunda Demokrat Parti hariç hiçbir partinin "biz bu işte yokuz, ne yaparsanız yapın" demediği gördüklerini kaydeden Kurtulmuş, "Şimdi birinci tur bitti. Bundan sonrasını inşallah güzel, açık bir şekilde yürüteceğiz. Sadece siyasi partiler değil, bütün toplum kesimlerine yayacağız. TBMM'nin öncülüğünde bu süreç yürütülecek" değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti, Saadet Partisi temsilcileriyle gayriresmi bir yemekte bir araya geldiklerini ve bu yemekte her partinin temsilcisine, "Anayasanın ilk 4 maddesinin değişmesini istiyor musunuz?" diye sorduğunu, hepsinden "Hayır" cevabını aldığını söyledi. Parlamentoda bulunan büyük bir çoğunluğun ilk 4 maddeyle ilgili değişiklik talebinin olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, "İlk 4 madde tartışması yapmanın ben zaman kaybı olduğuna, Türkiye'de lüzumsuz tartışmaların kapısını açacağına, bu anayasa tartışmalarını da başından zehirleyeceğine inanıyorum" diye konuştu.
'ABD Ukrayna'daki savaş üzerinden Rusya'yı ciddi bir sıkıntı ile meşgul etmek istiyor'
"Rusya-Ukrayna savaşında yeni bir döneme mi girdik, bu dönemde pozisyonumuzu koruyabilir miyiz?" sorusu üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin durduğu pozisyonun her iki ülke tarafından da takdir edildiğini belirtti.
Türkiye olmasa, iki tarafla konuşabilecek başka bir ülkenin bulunamayacağına vurgu yapan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın süreci aktif bir şekilde götürdüğünü anlattı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu konuyla ilgili çekincelerimizi saklı tutmak şartıyla her iki tarafın da kabul edebileceği, adil ve makul bir barışın sağlanması için neredeyse son noktaya geldik. Dolmabahçe görüşmelerinde iş hemen hemen bir imza noktasına gelmişti. Ama ne yazık ki bazı ülkeler savaşın bitmesini istemedi. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna'daki savaş üzerinden Avrupa kıtasını konsolide etmeye çalışıyor, Rusya'yı ciddi bir sıkıntı ile meşgul etmek istiyor hem de bölgesel bir türbülansın olmasını orada güç dengeleri bakımından önemli görüyor. Öncelikle Ukrayna ve Rusya'nın, bu savaşın bir an evvel bitirilmesi için kendi siyasi niyetlerini çok net ortaya koymaları lazım."