Gazeteci Güçlü Özgan, Radyo Sputnik’te yayınlanan Yeri ve Zamanı programında, Ekonomim’den Alaattin Aktaş’ın ‘Temmuz enflasyonu işte bu fiyatlarla hesaplandı’ başlıklı köşe yazısı üzerinden Türkiye’de enflasyonun belirlenmesinde etkili olan rakamları değerlendirdi.
Zeytinyağının litre fiyatı 116 lirayken zeytinin kilosunun 136 lira olmasını eleştiren Özgan, şunları söyledi:
“Beyaz peyniri 148 liraya, erkek berberini 168 liraya bulabilmiş TÜİK. En hayati başlıklardan biri internet faturası, 217 lira. Özel üniversitelerden bazılarının yıllık ücretinin 1 milyon lirayı aştığı verisi elimizdeyken TÜİK’e göre bu rakam 199 bin 475 lira.”
En yoksul kesimde gıda enflasyonu yüzde 106
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) tepkisine değinen Özgan, şöyle devam etti:
“Enflasyon rakamları açıklanınca DİSK, Türkiye’de herkesin enflasyon rakamlarının aynı olmadığını söyledi. Çünkü ücret düşüp yoksulluk arttıkça bütçede gıdaya ayrılan pay daha da yükseliyor. En yoksul kesimde gıda enflasyonu yüzde 106.4 oranında. DİSK-AR’ın açıkladığı bu rakam tam da gerçekliği ortaya koyuyor. Türkiye’de bir zenginleşme net şekilde var ama bu zenginleşme nasıl bölüşülüyor, asıl sorun bu.”
‘Ateşten çember içindeyiz’
Geçmişte yaz aylarında enflasyonun düştüğünü vurgulayan Özgan, şu ifadeleri kullandı:
“Ortaya çıkan tablo içinde Mehmet Şimşek, ‘Enflasyon geçici etkiler kaynaklı olarak arttı’ diyor. Hangi geçici etkiler bunlar ya da bundan sonraki süreçte benzer geçici etkilerle karşı karşıya kalır mıyız? Küresel bir köyde yaşıyoruz ve ortaya çıkan tablo bu. Ateşten çember içerisindeyiz ve henüz net ve doyurucu bir cevapla karşı karşıya değiliz.”