TÜRKİYE

Adalet Bakanı Tunç: NATO ve AB'deki müttefiklerimiz insan hakları mücadelemizde yanımızda olmadılar

Adalet Bakanı Tunç, Türkiye Adalet Akademisi tarafından Yargıtay Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘Milletin Zaferine Giden Yolda Yargı’ panelind yaptığı konuşmada, 'biz demokrasinin beşiğiyiz,’ diyen NATO ve Avrupa Birliği’ndeki müttefiklerin Türkiye’nin insan hakları mücadelesinde, demokrasi mücadelesinde yanlarında olmadığını vurguladı.
Sitede oku
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, darbe girişiminden önce ve sonra firar eden örgüt mensuplarının bulunduğunu, söz konusu kişilerle ilgili iade taleplerinin halen devam ettiğini dile getirdi.
FETÖ mensuplarının iadesi konusunda bazı 'müttefik' ülkelerin kayıtsız kaldığını ve ikiyüzlü davrandığını belirten Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yurtdışına kaçanlarla ilgili olarak iade taleplerimiz hala devam ediyor. Taleplerimiz var adli yardımlaşma onlar da devam ediyor. ‘Demokratik hukuk devletiyim, insan haklarının saygılıyım, biz demokrasinin beşiğiyiz, insan haklarını en güçlü savunuyoruz’ diyen ülkeler ve bunlar bizim müttefikimiz NATO’da Avrupa Birliği’nde maalesef Türkiye’nin insan hakları mücadelesinde, demokrasi mücadelesinde yanlarımızda olmadılar. Başta Amerika Birleşik Devletleri; FETÖ elebaşısı zaten darbeden yıllar önce orada konuşlandırıldı. Ona orada bir karargâh kuruldu, oradan örgütü yönetti ve ABD’nin kontrolünde bunları gerçekleştirdi. Sonrasında da yargılama sırasında 7 iade talebimiz var, 30’a yakın suç var. Tüm bunlar delilleriyle birlikte sabit. Akıncı Üssü’nde o gece sivil imamlar suçüstü çıktı yakalandı. Bunların FETÖ elebaşısıyla irtibatları ayan beyan ortada tüm deliller ortada ama maalesef iade dosyalarımız ABD Adalet Bakanlığından bir türlü yargı makamlarına ulaştırılmadı, ulaştırılmak istenmedi.
Panelin açılış konuşmasını yapan Bakan Tunç, 15 Temmuz'da Türk milletinin 'çok büyük bir kahramanlık' sergilediğini ve dünyaya demokrasi mücadelesinin nasıl yapılması gerektiğini gösterdiğini söyledi.
Darbe girişimine karşı emniyet güçleri, vatansever askerler ve yargı mensuplarının da mücadele ettiğini vurgulayan Tunç, "O karanlık gecede ülkemizin geleceği için, bayrağımız için şehitler verdik" diye konuştu.

'Türk demokrasi tarihi darbeler tarihidir'

Türk demokrasi tarihini 'darbeler tarihi' olarak niteleyen Tunç, 27 Mayıs 1960 darbesiyle milli iradenin önünün kesildiğini, 1971'de muhtırayla demokrasiye müdahale edildiğini, 12 Eylül 1980 darbesiyle milli iradenin önünün bir kez daha kesildiğini anımsatarak, "Darbecilere çanak tutan, yardım eden bir yargı sistemi vardı. Darbecileri değil de darbe mağdurlarını yargılayan yargı sistemi vardı" ifadelerini kullandı.
Bakan Tunç, 90'lı yıllarda 28 Şubat postmodern darbesiyle seçilmiş hükümetin antidemokratik bir şekilde düşürüldüğünü, AK Parti'nin kuruluşundan sonra da kapatma davasıyla karşı karşıya kaldığını dile getirdi.
Darbeci vesayetçi anlayışın 2000'li yıllarda çeşitli olaylarla başarılı olmaya çalıştığını, son olarak 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunulduğunu aktaran Tunç, darbecilerin planlarının ise istedikleri gibi yürümediğini kaydetti.
Tunç, darbe girişimi sırasında birçok yerin darbeciler tarafından hedef alındığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

Vatansever vatandaşlarımız tankların önüne geçerek bedenleriyle engel olmaya çalıştı. Meclis bombalandı. Milletvekillerimiz hemen Meclis'e koştu ve darbeye karşı direneceklerini, 'Bomba da atsanız buradayız' dedi. Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ kürsüde konuşma yaparken, yukarıdan bombalar yağıyordu. Düşmanın yapmadığını içimizdeki hainler yapmak istediler. Kurtuluş Savaşı'nda Polatlı'dan beri geçemeyen düşman, maalesef içimizdeki düşmanlar, o maşalar, o emperyalizmin maşaları Meclis'i bombalayabildiler.

'Darbeciyle hukuk içerisinde mücadele eden bir tutum sergilendi'

Adalet Bakanı Tunç, devlet kademesindeki görevlilerin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Hakimler ve Savcılar Kurulu üyeleriyle 'darbecilerle nasıl mücadele edileceği' konusunda çalışma yaptığını aktardı.
Bu kapsamda 20 Temmuz'da olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini anımsatan Tunç, "20 Temmuz bir karşı darbedir", "Siz kontrollü darbe yaptınız", "Bu bir oyundur, tiyatrodan ibarettir" diyenlerin de bulunduğunu ancak söz konusu sürecin hukuk çerçevesinde sürdürüldüğünü kaydetti.
OHAL kararnameleri sonrası FETÖ ile iltisaklı kişilerin ihraç edildiğini hatırlatan Tunç, "Bu örgütün ayıklanma süreci de kısa zamanda olacak gibi değildi. Kamudan ihraçlar içeren, FETÖ ile irtibatı ve iltisaklı olduğu değerlendirilen kurum ve kuruluşların kapatılmasına yönelik kararnameler Meclis'e gönderildi" bilgisini paylaştı.
Bunun yanı sıra hak arama yolunun da açık tutulduğunu vurgulayan Tunç, "Kararnameler Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi hale geldi. Bu derece demokratik, hukuk devletine saygılı, darbeciyle hukuk içerisinde mücadele eden bir tutum sergilendi" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Tunç, FETÖ kapsamında 125 bin kişinin yargılanması sonucu mahkumiyet kararı aldığını, 289 darbe davasının da sonuca bağlandığını bildirdi.

'Darbecileri yargılayan ve onlardan hesap soran bir yargımız var'

Adalet Bakanı Tunç, 15 Temmuz'da yargının 'büyük bir kahramanlık' gösterdiğini ve milletin yanında durduğunu vurguladı.
Geçmiş darbelerden ders çıkarıldığını ve yargının 15 Temmuz'da darbecilerden yana tavır almadığını dile getiren Tunç, şu ifadeleri kullandı:

1960 darbesinde, 71 muhtırasında, 1980 darbesinde, 28 Şubat postmodern darbesinde darbecilerin yanında duran bir yargı sistemi vardı, vesayetçi anlayışına, darbeci anlayışa, Yassıada zihniyetine mensup bir yargımız vardı maalesef. Bunu üzülerek söylüyorum. Ama bunlardan ders çıkardık. O gün darbecilerin yanında duran, darbe mağdurlarını yargılayan bir yargımız varken, 15 Temmuz'da gördük ki darbe mağdurlarının hakkını savunan, milletin hakkını, hukukunu savunan, darbecileri yakalayan, gözaltı yapan, soruşturan, yargılayan ve onlardan hesap soran bir yargımız var. İşte bu yargımızla biz onur, gurur duyuyoruz. Yargımız her zamankinden daha bağımsız ve tarafsız bir şekilde yoluna devam ediyor.

Yargının bağımsız ve tarafsızlığı konusunda birtakım eleştirilerin bulunduğunu anımsatan Tunç, hatalı kararların düzeltilebileceğini ancak 24 bin hakim ve savcının bir yanlış karar üzerinden töhmet altında bırakılmaması gerektiğini bildirdi.
Bakan Tunç, "15 Temmuz'da gördük ki yargı mensuplarımız milletin yargısı olarak iş başında o nedenle tarafsız ve bağımsız yargımıza güvenmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
EKONOMİ
Yurt dışı çıkış harcına zam geldi: Yeni tutar belli oldu
Yorum yaz