Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in ev sahipliğinde düzenlenen zirveye, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Macaristan Başbakanı Viktor Orban, TDT Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev ve TDT Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım katıldı.
Zirvede, Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz temsil etti. Yılmaz'a, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan eşlik etti.
'Ulaştırma Bağlantısı ve İklim Hareketi ile Sürdürülebilir Bir Gelecek İnşa Etmek' temalı zirve sonunda liderler, Karabağ Deklarasyonu'na imza attı.
'Orta Koridoru geliştirme konusu Türk Dünyasının küresel rolünü ortaya koyacak'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Gayrıresmi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, “Orta Koridoru geliştirme konusunda ülkelerimizce yapılacak çalışmalar, hem iş birliğimizi güçlendirecek hem de Türk Dünyasının küresel rolünü ortaya koyacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in ev sahipliğinde Şuşa şehrinde 'Ulaştırma Bağlantısı ve İklim Hareketi ile Sürdürülebilir Bir Gelecek İnşa Etmek' temasıyla düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Gayrıresmi Zirvesi'ne katıldı. Yılmaz'a Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu da eşlik etti.
'Türk Devletleri Teşkilatı'nın geldiği iş birliği düzeyinden hepimiz gurur duyuyoruz'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz konuşmasına, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileterek başladı. Karabağ'ın incisi Şuşa'da bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Yılmaz, “Türkiye Yüzyılı vizyonumuz çerçevesinde yürüttüğümüz dış politikamızın esaslarından biri, ülkemizin ötesinde Türk Dünyasında da barış, refah ve güvenliğe katkı sunmaktır. Günümüzdeki küresel sınamalar karşısında en güçlü dayanağımız, Türk Dünyasının birlik ve beraberliğidir. Türk Devletleri Teşkilatı, bu birlik ve beraberliğin en somut tezahürüdür. Büyük çabalarla gerçekleştirdiğimiz atılımlar sayesinde aile meclisimiz Türk Devletleri Teşkilatı'nın geldiği iş birliği düzeyinden hepimizi gurur duyuyoruz. Dünyanın ekonomi ağırlık merkezlerinin değiştiği ve coğrafyamızın öneminin giderek arttığı bir dönemde Türk Dünyası olarak ülkelerimiz arasındaki bağları daha da güçlendireceğimize inanıyorum” dedi.
'Çalışmalarımızı birer birer hayata geçireceğiz'
Türk Yatırım Fonu'nun Türk Dünyasının ekonomik ve ticari kalkınmasına önemli katkı sağlayacağına yürekten inandığını söyleyen Yılmaz, “Macaristan'ın da fona üye olmak için başvuruda bulunmasından memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Umuyoruz ki geçtiğimiz yıl Ankara'da kurulmasına karar verdiğiniz Sivil Koruma Mekanizması başta olmak üzere müzakerelerini sürdürdüğümüz çalışmalarımızı birer birer hayata geçireceğiz. Bu çalışmalarımızın süratli bir şekilde takip edilebilmesi için Sekretaryamızın güçlendirilmesinin öncelikli bir mesele olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda atılan tüm adımları destekleyeceğiz” diye konuştu.
'Güney Kafkasya'da kalıcı barış ve istikrarın tesisi, küresel güvenlik ve bağlantısallık bakımından da büyük önem taşımaktadır'
Şuşa'da 15 Haziran 2021'de Türkiye ve Azerbaycan arasındaki eşsiz ilişkileri taçlandıran Şuşa Beyannamesi'nin imzalandığını belirten Yılmaz, “8 Kasım 2020 tarihinde Şuşa'nın işgalden kurtarılmasıyla Azerbaycan'ın 44 Günlük Vatan Muharebesi'ndeki zaferi de resmi olarak ilan edilmişti. Aradan geçen sürede kurtarılan olan tüm bölgelerde olduğu gibi Şuşa'daki kalkınma ve gelişime gururla şahit oluyoruz. Biz başından beri bu zaferi, sadece işgalin sonu değil, Güney Kafkasya'da barış, istikrar ve refah yolunda tarihi bir fırsat penceresinin açılışı olarak gördük. Bu çerçevede müzakereleri büyük emek ve titizlikle yürütülen Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşmasının bir an önce imzalanmasının, Güney Kafkasya'da kapsamlı bölgesel çözümün önündeki en büyük engeli ortadan kaldıracağına inanıyoruz. Güney Kafkasya'da kalıcı barış ve istikrarın tesisi, sadece bölge ülkeleri için değil, bölgesel ulaşım hatlarının nihayet açılacak olması nedeniyle küresel güvenlik ve bağlantısallık bakımından da büyük önem taşımaktadır. Söz konusu hatların açılması, bölgesel iş birliğini artırarak Orta Asya, Karadeniz ve Hazar Havzaları dahil tüm Türk Dünyası için büyük avantajlar oluşturacak, yeni fırsatları beraberinde getirecektir” dedi.
'Azerbaycan'a güçlü destek vermemiz, kardeşliğimizin olduğu kadar adaletin de bir gereğidir'
Birinci Karabağ Savaşı sonrasında yerlerinden edilen 1 milyon Azerbaycanlı için sesini çıkarmayan devletlerin, bugün haksız ve temelsiz suçlamalarla, Azerbaycan'ı hedef almaları hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Türk Dünyası olarak bu temelsiz suçlamalara karşı Azerbaycan'a güçlü destek vermemiz, kardeşliğimizin olduğu kadar adaletin de bir gereğidir" diye konuştu.
Yılmaz, "Küresel düzlemde yaşanan gelişmeler enerji arz güvenliğinin ve enerji alanında iş birliğinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Kaynak açısından zengin ve önemli coğrafi konumda yer alan Türk devletlerinin rolü bu düzlemde kritik önem taşımaktadır. Doğu ile Batıyı birbirine bağlayan büyük ölçekli enerji ve ulaşım altyapısı projelerini hep birlikte başarıyla hayata geçiriyoruz. Azerbaycan ile bu alanda hayata geçirdiğimiz projeler örnek niteliğindedir. Başta Türkmen doğal gazı olmak üzere Hazar ötesi kaynakların Türkiye ve Avrupa'ya taşınması, hem bizlerin ulusal refahına hem de Avrupa'nın enerji güvenliğine katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
'Orta Koridoru geliştirme konusunda ülkelerimizce yapılacak çalışmalar, Türk Dünyasının küresel rolünü ortaya koyacaktır'
TDT bünyesinde 'enerji' mekanizmasının kurulmasından memnuniyet duyduklarını ifade eden Yılmaz, “Bu kapsamda ortak projeler geliştirilmesini desteklemekteyiz. Başta yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve piyasa regülasyonları olmak üzere üye ülkelerin ihtiyaç duyabileceği konularda deneyim paylaşımına hazırız. Günümüzde Doğu-Batı ekseninde artan ticaret akışıyla birlikte bölgemiz önemli ulaşım koridorlarının kavşağında merkezi bir konuma yerleşti. Bu çerçevede biz de bölgesel bağlantısallığı kolaylaştıracak şekilde altyapı projelerine yatırımlarımızı ve Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde çalışmalarımızı artırdık. TDT üyeleri arasında ulaştırma alanında imzalanan belgelerin hayata geçirilmesine önem atfediyoruz. Orta Koridoru geliştirme konusunda ülkelerimizce yapılacak çalışmalar hem iş birliğimizi güçlendirecek hem de Türk Dünyasının küresel rolünü ortaya koyacaktır” dedi.
'COP31'e adaylığımızı duyurduk'
Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik çabalara sürdürülebilir kalkınma ve yeşil dönüşüm temelinde katkıda bulunduğunu belirten Yılmaz, “Bu kapsamda 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefimizi ve Yeşil Kalkınma Vizyonumuzu ilan ettik. Ulusal Katkı Beyanımızda sera gazı emisyon azaltım hedefimizi iki katına çıkardık. 2026 yılında düzenlenecek BM İklim Değişikliği 31. Taraflar Konferansı'na ev sahipliği için adaylığımızı duyurduk. Bu konuda bizi destekleyen ülkelere teşekkür ederiz. Azerbaycan'ın BM İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı'na (COP29) ev sahipliği yapacak olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Özellikle iklim finansmanı konusunda önemli kararların alınacağı bu konferans kapsamında ve hazırlık sürecinde birçok başlık altında yakın iş birliğimizi ve desteğimizi sürdüreceğiz. Azerbaycan'ın bu konferansa ev sahipliği, bölgesel iş birliği açısından büyük önem taşıyor. Bu bağlamda Azerbaycan'ın konferansta Türk Devletleri Teşkilatı'nın bir girişimine yer verilmesi veya ortak bir yan etkinlik düzenlenmesi yolundaki önerisini memnuniyetle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.
'KKTC'nin bir sonraki Bişkek Zirvesine de katılmasını arzu ediyoruz'
Kıbrıs meselesinde adil, kalıcı, sürdürülebilir ve gerçekleri esas alan bir çözüme ulaşılmasına yönelik çabalarını sürdürdüklerini belirten Yılmaz, “Bu bağlamda 2022 yılındaki Semerkant Zirvesi'nde KKTC'ye gözlemci statüsü verilmesi kararı, Kıbrıs Türklerine Türk dünyasının dayanışma ruhunu göstermekle kalmamış, aynı zamanda KKTC'nin uluslararası sahada görünürlüğünü ve temaslarını artırmasına imkan sağlamıştır. Bu çerçevede bugün Şuşa'da KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı aramızda görüyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev'e de göstermiş oldukları hassasiyet için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Sayın Tatar'ın bir sonraki Bişkek Zirvesine de katılmasını arzu ediyoruz. Bu konuda sizlerin desteğinizi bekliyoruz” şeklinde konuştu.
'Bu işgal sona ermeden Filistin halkının direnişi de bitmez'
Yılmaz, başta Gazze olmak üzere bölgedeki çatışmaların kalıcı biçimde sonlandırılmasının en büyük önceliklerinden biri olduğunu vurgulayarak, “Özellikle Gazze'de yaşanan, soykırıma varan katliamlar hepimizin yüreğini dağlamaktadır. Üzerimize düşen vazife, el ve güç birliğiyle yanı başımızda süregiden bu insani trajediye bir dur demektir. Sorun, İsrail'in on yıllardır devam eden Filistin topraklarını işgalidir. Bu işgal sona ermeden Filistin halkının direnişi de bitmez. Kalıcı ateşkes bir an önce sağlanmalı, insani yardımlar kesintisiz şekilde mazlum Gazze halkına ulaştırılmalı ve 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm hayata geçirilmelidir. Biz Türkiye olarak bu konuda elimizden gelen her türlü gayreti büyük bir açıklıkla ve samimiyetle gösteriyoruz. Birlikten kuvvet doğar. Gazze'deki mezalime karşı el ele verdiğimizde eninde sonunda bu zulmün sona ermesini sağlayacağımıza yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Türk devletlerinin 'Birliğimiz Gücümüzdür' şiarıyla her türlü sınamaya karşı ortak çaba göstermeye devam etmesi gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “Ulaştırma, Bağlantısallık ve Müşterek İklim Eylemleriyle Sürdürülebilir Geleceğin İnşası temasıyla düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmi Zirvesi'nin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Türk Devletleri Teşkilatı olarak barışı, iş birliğini ve dayanışmayı bölgemizde ilerletmeye devam edeceğiz. Bugün imzalanacak olan Karabağ Deklarasyonu'nun da hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.
'Çin-Kırgızistan-Özbekistan demir yolu inşaat projesini hayata geçiriyoruz'
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, "Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkeler arasında ulaşımda karşılıklı iletişimin güçlendirilmesi için Çin-Kırgızistan-Özbekistan demir yolu inşaat projesini hayata geçiriyoruz" dedi.
Orta Asya'nın ulaşım ve ticaret alanında stratejik konuma sahip olduğunu belirten Caparov, "Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkeler arasında ulaşımda karşılıklı iletişimin güçlendirilmesi için Çin-Kırgızistan-Özbekistan demir yolu inşaat projesini hayata geçiriyoruz" ifadesini kullandı.
Caparov, Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolu projesinde işbirliği anlaşmasının Çin, Kırgızistan ve Özbekistan hükümetleri arasında 6 Haziran'da Pekin’de imzalandığını anımsatarak, bu demir yolunun, TDT'ye üye ülkeler için yeni ulaşım potansiyeli oluşturacağını ve yeni lojistik pazarlar açacağını vurguladı.
Kırgız tarafının, Orta Asya'daki ulaşım koridorlarının yenilenmesine ve yenilerin kurulmasına sıcak baktığına işaret eden Caparov, ticaretin artırılması için gümrük kapılarındaki işlemlerin dijitalleşmesinin yaygınlaştırılmasını önemli gördüklerini söyledi.
'Küresel ısınma, doğal afetlere neden oluyor'
Kırgızistan'ın, iklim hareketlerini keskin şekilde hissettiğini belirten Caparov, "Küresel ısınma, dağlarla kaplı Kırgızistan'da buzulların erimesine ve daralmasına, kuraklığa, susuzluğa, sel, toprak kaymaları, çığ gibi doğal afetlere neden oluyor. Bu bağlamda TDT Sivil Koruma Mekanizmasının Kurulmasına İlişkin Anlaşma'nın imzalanmasını önemli görüyoruz" diye konuştu.
Caparov, TDT liderlerini, Kırgızistan'ın ev sahipliğinde bu yıl 24 Ekim'de Bişkek'te yapılacak TDT Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi'ne davet etti.
'En büyük gücümüz, Türk Dünyası'nın birlik, beraberlik ve dayanışmasıdır'
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC'nin tüm kurum ve kuruluşları ile Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) faaliyet gösterdiği her alanda yer almak ve ilişkileri geliştirmek arzusunda olduğunu söyledi.
Azerbaycan'ın Şuşa şehrinde düzenlenen TDT Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi'ne katılan Tatar, 'Ulaştırma Bağlantısı ve İklim Hareketi ile Sürdürülebilir Bir Gelecek İnşa Etmek' temalı zirvede konuştu.
Türk dünyasının manevi başkenti Şuşa'da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Tatar, kendisini davet eden Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e teşekkürlerini iletti.
Tatar, uzun yıllar Ermenistan işgali altında bulunan topraklarının Aliyev'in liderliğindeki kahraman Azerbaycan ordusunca kurtarılmasından büyük gurur ve sevinç duyduklarını ifade etti.
2. Karabağ Savaşı ve devamında yaşanan gelişmeler bağlamında genelde Karabağ'ın, özelde de Şuşa'nın, Türk Dünyası'ndaki birlik ve beraberliğin sembolü haline geldiğini dile getiren Tatar, "En büyük gücümüz, Türk Dünyası'nın birlik, beraberlik ve dayanışmasıdır. Bir araya geldiğimizde, dayanışmamızı gösterdiğimizde, neleri başarabileceğimizi ortaya koyduğumuz simge bir yerde bulunuyoruz" diye konuştu.
Tatar, KKTC'nin, Türk Dünyası'nın ayrılmaz parçası olarak kadim Şuşa'da düzenlenen zirvede temsil edilmesinin son derece önemli ve tarihi bir olay olduğunu vurgulayarak, "KKTC, tüm kurum ve kuruluşları ile TDT'nin faaliyet gösterdiği her alanda yer almak ve ilişkileri geliştirmek arzusundadır" dedi.
'Gazimağusa Limanı'nın, 'Kardeş Limanlar' programına dahil edilmesi çok önemli destek olacaktır'
KKTC'nin Ercan Havalimanı, Gemikonağı Limanı ile uluslararası alanda tanınan Gazimağusa Limanı'nın, TDT açısından çeşitli fırsatlar yarattığına inandığını belirten Tatar, şöyle devam etti:
Bu alanda nihai hedefimiz, KKTC'yi sivil havacılıkta bölgesel bir merkez, deniz taşımacılığında da güvenilir transit bir ülke haline getirmektir. Gazimağusa Limanı'nın, TDT'nin 'Kardeş Limanlar' programına dahil edilmesi için TDT Sekretaryasına ilgili Bakanlığımızca başvuruda bulunulmuştur. Kıbrıs Türk halkının beklentisi, KKTC'nin Kardeş Limanlar Mutabakat Zaptı'na dahil olma talebinin olumlu karşılanmasıdır. Gazimağusa Limanı'nın, TDT 'Kardeş Limanlar' programına dahil edilmesi, Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız ve hukuksuz izolasyona zulmüne karşı çok önemli bir destek ve mesaj olacaktır.
'KKTC, kardeş devletlerimizin yanında olmaya her daim hazırdır'
Tatar, iklim değişikliği ve küresel ısınma sonucu dünya genelinde meydana gelen doğal afetlerin çoğalma eğiliminde olduğuna dikkati çekerek, "Yaşanmasına engel olamayacağımız doğal afetler sebebiyle oluşabilecek yıkıcı sonuçların üstesinden ancak Türk Dünyası olarak işbirliğimiz ve dayanışmamız sayesinde gelebiliriz. KKTC, tüm ilgili kurum ve kuruluşlarıyla, imkan, kabiliyet ve edindiği tecrübeyle ihtiyaç duyulduğu anda kardeş devletlerimizin yanında olmaya her daim hazırdır" şeklinde konuştu.
KKTC'nin TDT'ye üyeliğiyle Türk Dünyası ve Akdeniz arasında bağlantı kurulduğunu anlatan Tatar, şunları kaydetti:
Orta Koridor'un geliştirilmesine yönelik çalışmalarda, TDT'nin de aktif rol alması bizim açımızdan da büyük önem taşımaktadır. Teşkilatımızın, 'Türk Dünyası 2040 Vizyonu' belgesinde aile meclisimiz arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine özel önem verilmekte ve bu çerçevede taşımacılık ve lojistik alanındaki işbirliklerinin güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapılmaktadır. Vizyon Belgesi'nde, ulaştırma konusunda Hazar Geçişli Uluslararası Doğu-Batı Orta Ulaşım Koridoru ve Zengezur Koridoru özelinde işbirliğinin güçlendirilmesi kararlılığımızı selamlıyor, üzerimize düşen her türlü katkıyı koymaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Tatar, bu yıl Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yılını kutlayacaklarını hatırlatarak, TDT devlet başkanlarını kutlama törenlerine davet etti.
'21. yüzyıl, Türk Dünyası'nın kalkınma yüzyılı olmalıdır'
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) dünya çapında güç merkezlerinden birine dönüşmesi gerektiğini belirterek "Zengin doğal kaynaklarımız, ulaştırma bağlantılarımız, zengin tarih ve kültürümüz bizim büyük servetimizdir. 21. yüzyıl Türk Dünyası'nın kalkınma yüzyılı olmalıdır" dedi.
Aliyev, Azerbaycan'ın Şuşa şehrinde düzenlenen TDT Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi'nde konuştu.
Türk ülkeleriyle ilişkilerin genişletilmesi ve Türk Dünyası'nın güçlendirilmesinin Azerbaycan dış politikasının önceliği olduğunu vurgulayan Aliyev, Azerbaycan olarak her zaman Türk Dünyası'nın sıkı birlik içerisinde olması, ekonomik ve askeri olarak güçlenmesi ve uluslararası arenada güç merkezine dönüşmesi adına çaba sarf ettiklerini söyledi.
Aliyev, TDT'nin, dünya çapında güç merkezlerinden birine dönüşmesi gerektiğinin altını çizerek "Biz büyük coğrafi alanı kapsıyoruz. Ülkelerimizde olumlu demografik dinamizm var. Askeri potansiyelimiz, savaş alanında kendisini defalarca ortaya koydu. Zengin doğal kaynaklarımız, ulaştırma bağlantılarımız, zengin tarih ve kültürümüz bizim büyük servetimizdir. 21. yüzyıl, Türk Dünyası'nın kalkınma yüzyılı olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini tam sağladıktan sonra Şuşa'da yapılan zirvenin sembolik anlam taşıdığına işaret eden Aliyev, Karabağ'ın tacı Şuşa'nın her zaman Azerbaycan'ın ve bölgenin medeni ve siyasi hayatının önemli merkezlerinden biri olduğunu kaydetti.
Aliyev, Azerbaycan'ın hiçbir zaman topraklarının işgalini kabullenmediğinin altını çizerek 2. Karabağ Savaşı'nda Azerbaycan ordusunun 30 yıllık işgale son verdiğini hatırlattı.
İşgalden kurtarılan bölgelerde kapsamlı imar ve ihya çalışması yürüttüklerini aktaran Aliyev, "Şimdi bu topraklara hayat geri dönüyor. Bugüne kadar yaklaşık 8 bin zorunlu göçmen ata yurtlarına geri döndü. Yıl sonuna kadar 20 bin kişi geri dönecek" diye konuştu.
Aliyev, TDT liderlerinin, Karabağ ziyaretlerinin kardeşlik dayanışmasının tezahürü olduğunu vurgulayarak bölgede TDT ülkelerince yapılan ve yapılacak okullar dolayısıyla teşekkür etti.
TDT'nin faaliyetlerine de değinen Aliyev, "TDT'nin bütçesi, hedeflerimizin gerçekleştirilmesi açısından yeterli değil. Bu nedenle Azerbaycan TDT sekretaryasına 2 milyon dolar ödedi" dedi.
Aliyev, ulaştırma koridorlarından da bahsederek "Doğu-Batı Ulaştırma Koridoru'nun genişletilmesi önceliğimizdir. Orta Dehliz'in (Orta Koridor) parçası olan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu'nun kapasitesi, Azerbaycan sermayesi ile yıllık 1 milyon tondan 5 milyon tona çıkartıldı. Hazar'da 50'den fazla ticari gemiye sahip Azerbaycan, Türk devletleri için önemli transit hizmetleri vermektedir. Alat Uluslararası Limanı'nın kapasitesi, 15 milyon tondan 25 milyon tona çıkartılacak" ifadelerini kullandı.
Azerbaycan'ın 11-22 Kasım'da ev sahipliği yapacağı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29 Taraflar Konferansı'na (COP 29) ev sahipliği yapacağını hatırlatan Aliyev, TDT liderlerini bu etkinliğe davet etti.
'Bizim gücümüz birliğimizdir'
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) dönem başkanı olarak "Türk Devletleri Teşkilatının uluslararası otoritesini artırmak için çabalayacağız. Bu kapsamda 'Türk Devri' sloganı adı altında teşkilatın etkileşimini genişletmeyi sürdüreceğiz" dedi.
Zirvenin, Türk devletleri arasındaki kardeşliği pekiştirmedeki önemli rolüne işaret eden Tokayev, zirvenin 'ulaştırma bağlantısı ve iklim hareketi ile sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek' temasıyla gerçekleştirilmesinin de tüm TDT üyesi ülkelerin çıkarlarını karşıladığını söyledi.
Tokayev, TDT dönem başkanlığının Kazakistan'da olduğunu dile getirerek, "Türk Devletleri Teşkilatının uluslararası otoritesini artırmak için çabalayacağız. Bu kapsamda 'Türk Devri' sloganı adı altında teşkilatın etkileşimini genişletmeyi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
Astana'da eylülde 5. Dünya Göçebe Oyunları'na ev sahipliği yapacaklarını hatırlatan Tokayev, "Dünya Göçebe Oyunları, Türk kültürünü daha geniş kitleye yayacak önemli bir etkinliktir. Bu vesileyle kardeş ülkelerin sporcularını bu etkinliğe katılmaya davet ediyorum" diye konuştu.
Tokayev, Kazakistan'ın dış politikasında küresel güvenliği ve istikrarı sağlama konusunun hep ön planda olacağını ve Türk halklarının her zaman birlik içinde olması gerektiğini vurgulayarak, "Bizim gücümüz birliğimizdir" dedi.
'Geçen yıl Orta Koridor üzerinden taşınan yük hacmi yüzde 65 artarak 3 milyon tona yaklaştı'
Kazakistan'ın barışa yönelik adımları destekleyeceğini, şu anda dünyanın siyasi ve ekonomi alanda büyük değişimler geçirdiğini anlatan Tokayev, "Böylesine dengesiz bir dönemde TDT'yi daha da geliştirmek önemli" değerlendirmesinde bulundu.
Tokayev, bu bağlamda teşkilata üye ülkeler arasında karşılıklı ticareti artırmanın önemine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
Hazar Denizi geçişli Trans Hazar Uluslararası Taşımacılık Koridoru'nun potansiyelini tam anlamıyla kullanmak gerek. Bugün de bu koridor üzerinden taşınan yük hacmi hızla artıyor. Biz bu alanda yüklerin geçiş süresini azaltmak için 'Dijital Ticaret Koridoru' adıyla bir platform oluşturduk. Bu alanda Azerbaycan ile sıkı çalışma yürütüyoruz. Halihazırda iki tarafın demiryolu idareleri arasında entegrasyon süreci tamamlandı. Bu sayede geçen yıl Orta Koridor üzerinden taşınan yük hacmi yüzde 65 artarak 3 milyon tona yaklaştı.
Tokayev, Kazakistan'ın Hazar Denizi kıyısındaki limanları üzerinden yük taşıyan kardeş ülkelerin nakliyecileri için özel indirim uygulamayı planladıklarını bildirdi.
TDT ülkeleri arasında özellikle finans sektöründe işbirliğini geliştirmeyi önemsediklerini dile getiren Tokayev, "TDT ülkelerinin toplam gayri safi yurt içi hasılası 1.5 trilyon dolara ulaştı. Bu bağlamda Türk Merkez Bankaları Konseyinin oluşturulması gerekli. Ayrıca Ortak Türk Patent Kurumunu kurmayı öneriyorum" şeklinde konuştu.
'Büyük Türk Dili Modeli' önerisi
Telekomünikasyon sektöründeki işbirliğinde de önemli projelerin hayata geçirildiğini anlatan Tokayev, "Hazar Denizi'nin dibinde fiber optik ağı oluşturulmasına yönelik çalışmalar sürüyor. Bu proje, ülkelerimiz arasındaki iletişim kalitesini artıracak. Aynı zamanda bölgenin sosyo-ekonomik kalkınmasına önemli fırsatlar sunacak" ifadelerine yer verdi.
Ülkeleri için öz kültürlerini ve ana dillerini korumanın önemini vurgulayan Tokayev, yapay zekayı kullanarak 'Büyük Türk Dili Modeli' geliştirmeyi önerdi.
Tokayev, iklim değişikliği konusunun da TDT ülkeleri için önemini dile getirerek, "Türk Dünyası ile birleşerek iklim değişikliği alanında işbirliğini güçlendirmeye hazırız" dedi.
Hazar Denizi'ndeki çevre sorununun göz ardı edilmemesi gerektiğini kaydeden Tokayev, "En büyük sorunumuz, Hazar Denizi'nin suyunun çekilmesidir. Hazar'ı kurtarmak için somut kararlara ihtiyaç var. Bu alanda Türk devletlerinden uzmanların etkileşimini canlandırmanın zamanı geldi. Aral Gölü'nün kuruması ve çöle dönüşmesi de diğer bir önemli konu" ifadelerini kullandı.
'Ülkelerimiz Büyük İpek Yolu'nu yeniden canlandırmayı hedefliyor'
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Türk Dünyası ülkelerinin kararlılıkla büyük dünya pazarlarına açılmayı ve yeni tarihi koşullarda Büyük İpek Yolu'nu yeniden canlandırmayı hedeflediğini bildirdi.
Mirziyoyev, Azerbaycan'ın Şuşa kentinde düzenlenen Türk Devletler Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi'nde konuştu.
Zirvenin, Türk Dünyası'nın kültür başkentlerinin biri Şuşa'da gerçekleştirilmesinin sembolik olduğunu vurgulayan Mirziyoyev, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in liderliğinde Karabağ bölgesinde büyük yaratıcı çalışmaların yürütüldüğünü vurguladı.
Mirziyoyev, zirvenin artan küresel tehdit ve zorluklarla karşılıklı güven krizi koşullarında gerçekleştirildiğini belirterek "Böyle zor bir ortamda zamanın kendisi, ortak yaklaşımların geliştirilmesini ve ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin yeni niteliksel seviyeye çıkarılmasını gerektiriyor" dedi.
TDT ülkeleri arasındaki ticaret hacminin geçen yıl yüzde 27 arttığını aktaran Mirziyoyev, bu sene de aynı büyüme oranının gözlemlendiğini bildirdi.
Mirziyoyev, "Ülkelerimiz, kararlılıkla büyük dünya pazarlarına açılmayı ve yeni tarihi koşullarda Büyük İpek Yolu'nu yeniden canlandırmayı hedefliyor" ifadesini kullandı.
İşbirliğinde yasal çerçevenin güçlendirilmesi ve modern dijital sistemlerin uygulanması sonucu Trans Hazar Uluslararası Koridoru'ndan geçen yük taşımacılığının arttığına işaret eden Mirziyoyev, iş dünyası için cazip tarifelerin uygulanmasının bu koridorun rekabet gücünü artıracağını dile getirdi.
Mirziyoyev, Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te olmak üzere TDT Demiryolu İdareleri Konseyi'nin kurulmasını önerdi.
'Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi, TDT ülkeleri için tarihi öneme sahip'
İklim değişikliğiyle mücadeleye de değinen Mirziyoyev, bu alanda mevcut sorunların sistematik şekilde çözülmesi amacıyla merkezi Aral Gölü bölgesinin önemli şehri olan Nukus'ta olmak üzere Türk Ekoloji Konseyinin kurulmasını önerdi.
Mirziyoyev, uluslararası iklim işbirliği alanında Türk Dünyası'nın sesinin giderek yükseldiğini belirterek, bu bağlamda kasımda Bakü'de yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'nin TDT ülkeleri için tarihi öneme sahip bir etkinlik olacağını kaydetti.
Alternatif enerji kaynaklarının geliştirilmesinin önemine işaret eden Mirziyoyev, 2030'a kadar ülkesinin enerji dengesindeki yenilenebilir enerji payını yüzde 40'a çıkarmayı amaçladıklarını dile getirdi.
Mirziyoyev, yabancı ortakların katılımıyla her yıl yaklaşık 2 gigavat kapasiteli yeni güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinin devreye alındığını anlatarak "Ayrıca komşu Kırgızistan'da hidroelektrik santrali inşası için Kazakistan ile çalışmaya başlıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, gelecek yıl ülkesinde TDT himayesinde müspet bilimlerde Genç Türk Olimpiyatı ve Dünya Türkologlar Kongresi'nin düzenlenmesini teklif etti.
İsrail-Filistin meselesine de değinen Mirziyoyev, Orta Doğu'da stratejik istikrar ve barışın sağlanmasının ana koşulunun, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması olduğunu vurguladı.
Mirziyoyev, Afganistan'daki duruma da işaret ederek Özbekistan'ın Afganistan halkına gerekli yardımı sağlamaya devam edeceğini kaydetti.
'Moskova’da görüşmelerde bulundum ve bu misyon devam edecek'
Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı Macaristan'ın Başbakanı Viktor Orban, dönem başkanlığı sürecini bir barış misyonu olarak gördüklerini, bundan dolayı hem Ukrayna hem de Rusya'ya ziyaretler gerçekleştirdiğini belirtti.
Orban, 6-9 Haziran tarihlerinde yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimi ve ülkesinin AB dönem başkanlığı sürecine ilişkin konulara değindi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in son 2.5 yılda binlerce insanın bölgede barış içinde yaşamasını sağlamak için ortaya koyduğu çabayı takdir eden Orban, Ukrayna’da başlayan krizin bir sonucu olarak dünyanın yeniden iki bloka bölünme riskiyle karşı karşıya olduğunu ileri sürdü.
Orban, bu nedenle tarihi küresel bağların yeniden onarılmasının önemine işaret ederek bu minvalde Türk Devletleri Teşkilatını Doğu ve Batı arasında işbirliğini öne çıkartan önemli bir organizasyon olarak gördüklerini dile getirdi.
Ülkesinin AB dönem başkanlığını hafta başında üstlendiğini hatırlatan Orban, "Bu 6 aylık bütün periyodu, bürokratik ev ödevi değil barış misyonu olarak değerlendiriyoruz. Bu nedenle Kiev’e yaptığım ziyaretin hemen bir gün sonrasında dün Moskova’da görüşmelerde bulundum ve bu misyon devam edecek" ifadelerini kullandı.
Orban, AP seçimlerinin sonucunu 'siyasi deprem' olarak nitelendirerek 27 üye ülkenin 20’sinde halkların değişime oy verdiğini savundu.
Halihazırda AB içinde 'egemenlik ve federasyon' yanlıları arasında tartışmaların sürdüğünü kaydeden Orban ancak bu seçimden çıkan en önemli sonucun 'vatanseverlerin başarısı' olduğunu ifade etti.
'İttifak, yakın gelecekte AP’nin 3’üncü büyük grubu olacak'
Orban, Avusturya’nın başkenti Viyana’da 30 Haziran’da Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), Macar Yurttaş Birliği (Fidesz) ve Çekya’daki Gayrimemnun Vatandaşlar Hareketi (ANO) tarafından kurulan ve 'Avrupa için Vatanseverler' (Patriots for Europe) isimli yeni ittifaka ilişkin bilgilendirmede bulundu.
Bu üç partinin kurduğu ittifakın, yakın gelecekte AP’nin 3’üncü büyük grubu olacağını savunan Orban, AP içinde 'federasyon' yanlısı oluşumların zayıflamakla beraber hala çoğunluğu oluşturduğunu ve AB’nin yeni yöneticilerini belirlemek istediklerini, bunun için 17 Temmuz’da oylama yapılacağını kaydetti.