Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Ukrayna müzakereleri için siyasi atmosferin oluşmasını beklediğini ifade etmişti. Fidan, başta ABD olmak üzere bazı Batılı ülkelerin seçimlerin tamamlanmasını beklediğini, müzakere sürecine yönelik bir bekleme eğilimi olduğunu vurgulamıştı.
Rusya Askeri ve Politik Analiz Bürosu uzmanlarından Nikolay Kostikin, ABD’de yönetim değişikliğine ilişkin bekleme eğilimleri ve ABD'nin bir bütün olarak müzakere sürecine ilgi duyup duymadığını Sputnik’e değerlendirdi.
Kostikin, ABD'de Ukrayna krizine yönelik farklı yaklaşımların olduğunu, ancak mevcut yönetimin kesinlikle müzakereye ihtiyaç duymadığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“ABD’de seçimlerin sonbaharda yapılması planlanıyor. Taraflardan biri çatışmayı desteklemediğini söylese de, bunun seçimlerden hemen sonra hızlı bir şekilde çözüleceğine inanmak zor. Müzakerelerin başlamasına yönelik herhangi bir özel eğilim görmüyorum; en fazla risklere karşı önlem alınmaya çalışıldığı gözlemlenebilir. ABD ve Ukrayna'nın mevcut yönetimleri, birbirleriyle bağlantılı olan ve işledikleri suçların sorumluluğundan korkan belirli kişiler, bu nedenle krizin derinleşmesi onlara yarıyor. Müzakerelere ihtiyaç duymuyorlar.”
Mevcut Beyaz Saray yönetiminin iktidarda kalmayı beklediğini ve planlarını Ukrayna ihtilafına göre yaptığını vurgulayan Rus uzman, şöyle devam etti:
“Biden yönetiminin halihazırda Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine destek amaçlı 10 yıllık bir program üzerinde çalıştığı ve bunun için yüz milyarlarca dolarlık bir bütçe ayrıldığı bilgisi var. Ancak aslında aynı kişiler iktidarda kalsa bile, Washington'dan Kiev'e bu kadar büyük bir yardım akışının yakın gelecekte durması ihtimali var. Demokratların iktidarda kalması durumunda elbette Ukrayna'ya yardım pompalamaya devam edeceklerini düşünüyorum, ancak daha küçük ölçekte. Ana görevleri gelecekteki müzakerelerde Ukrayna'nın pozisyonunu güçlendirmek olacak. Bugüne kadarki Batı yardımı, Ukrayna'nın potansiyel müzakerelerin en zayıf halkası olduğu gerçeğini değiştirmedi.”
ABD’nin izlediği ve seçimlerin sonucu ne olursa olsun izlemeye devam edeceği temel hedefin Rusya'yı zayıflatmak olduğunu kaydeden uzman, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:
“ABD öncülüğündeki Batı, Ukrayna'yı daha önce de silahlandırmıştı ve Amerika'daki seçimleri kim kazanırsa kazansın, onu bir dereceye kadar destekleyecektir. Hem Cumhuriyetçilerin hem de Demokratların asıl görevi, ana dış politika hedefidir: Rusya ile doğrudan bir çatışmadan kaçınarak onu zayıflatmak, kan kaybettirmek, askeri potansiyelini baltalamak. Ancak Rusya güçlerini başarıyla yeniden yapılandırıyor ve geliştiriyor, Batı'nın bu konuda aynı şekilde başarılı olacağından şüpheliyim.”