İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, e, Esenler'deki Prof. Dr. Adem Baştürk Kültür Merkezi'ndeki "Metro İstanbul Bröve Töreni"ne katıldı.
Programın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, İETT'nin Adalar'da hizmete aldığı minibüslere yönelik tepkilere ilişkin, "Adalar halkıyla olan üst seviyede samimi diyaloğumuza zarar getirecek hiçbir davranışta ne ben ne bir çalışma arkadaşım bulunmaz, bulunamaz. Adalar halkıyla, Adalar'ı çok düşünen ve karşılıklı diyaloğunda hep şeffaf, onların ne hissettiğini anlamaya çalışan bir süreci işlettik" ifadelerini kullandı.
'Faytonları kaldırdıktan sonra buradaki toplu taşımayı sağlama mecburiyetimiz var'
Adalar'daki faytonları kaldırdıklarını hatırlatan İmamoğlu, "Adalar halkının ya da oradaki bir kısım vatandaşımızın tepkisini elbette duyuyorum ve bunu hissediyorum ve anlıyorum. Şunu söylemek isterim, bir kere tespiti sağlam yapmak lazım. Adalar'da faytonları kaldırdıktan sonra buradaki toplu taşımayı sağlama mecburiyetimiz var. Yani Adalar, toplu taşımasız olmaz. Bakınız Adalar'ın neredeyse yüzde 70 küsuru orta yaş ve orta yaş üstü vatandaşlarımızdan oluşuyor ve insanlarımızın toplu taşımadan faydalanma mecburiyeti var. Artı Adalar epeyce ciddi bir alandır. Başta Büyükada olmak üzere Heybeliada da bunlardan birisi" diye konuştu.
Adalıların mezarlık, hastane ve kamu kurumlarına erişim gibi mecburiyetleri olduğunu dile getiren İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Toplu taşımada tanımlı araçlar var. Bu tanımlı araçların dışında bir aracı siz lisanslayamıyorsunuz ya da ruhsatlandıramıyorsunuz. Biz o dönemde geçici bir ruhsatla, daha doğrusu geçici bir izinle L tipi araçlarla orada hizmet etmeye başladık. L tipi araçlar şu anda ülkemizde ruhsatlanabilen araçlar değil. Biz o günden bugüne araçların dizaynıyla ve Adalar'a uygun bir araç üretimiyle ilgili yoğun bir çaba içerisinde olduk. O gün de masada söz verdiğimiz üzere, yerli üretimle bu işi ayarlamaya dönük adımlar attık."
'Toplu taşımayı sunmayla ilgili çabamız olmak zorunda'
İstanbul'da ve Adalar'da "toplu taşıma yapmıyorum" diyemeyeceğini kaydeden İmamoğlu, "Bizim orada bu toplu taşımayı sunmayla ilgili çabamız olmak zorunda, yasal sorumluluğumuz var. Yani biri şikayet etse, bu konuda biz yargılanırız. Bu bağlamda oradaki mevcut araçların ne şekilde oluştuğu, ne şekilde olgunlaştığıyla ilgili, başta Adalar Belediye Başkanımız Sayın Ercan Akpolat olmak üzere, İETT Genel Müdürümüz, halka şeffaf bilgilendirme toplantılarını yapıyor ve büyük oranda aslında halkla uyumlu bir şekilde bu süreci karşılıyorlar ama dizayn hassasiyeti, estetik hassasiyeti olan bir kısım vatandaşlarımızın tepkileri var. Bunu da saygıyla karşılıyoruz" dedi.
Ada halkına minibüslerle ilgili bir sunum yapacağını belirten İmamoğlu, Adalar'da ruhsatsız taşımacılık yapan elektrikli araçların yetkillilerce toplanması gerektiğini söyledi.
İmamoğlu, "Şu andaki mevcut toplu taşımamızın belli hassasiyetler ve belli zaman dilimleri gözetilerek hizmet edilmesinin sağlanması lazım. Buna lütfen hemşehrilerim engel olmasınlar. Seslerini duyuyoruz ve bu hassasiyeti de takip ediyoruz" diye konuştu.
Adalar'da hizmete sundukları M tipi araçların Floransa, Roma gibi bir kısım tarihi şehirlerde kullanılan araçlar olduğunun altını çizen İmamoğlu, "Yani bu araç öylesine, sadece Adalar için getirilmiş bir araç değil. Özellikle dünyanın tarihi alanlarda, toplu taşımayla ilgili insanların hizmetine sunulan araçlardır" ifadelerini kullandı.
'İnsanlarımıza sağlıklı ekmek sunabilme fırsatını yakalayabilme gayretidir'
Halk Ekmek'in normal ve kepekli ekmeğine yüzde 60 zam yapılarak 5 liradan 8 liraya çıkarılmasına gösterilen tepkilere ilişkin soruya İmamoğlu, buğday ve un fiyatlarından dolayı bu zammın yapıldığı cevabını verdi.
Geçmişte aldıkları un bitene kadar zam yapmadıklarını vurgulayan İmamoğlu, "Bugünden itibaren sürdürülebilir bir işletme sürecini devreye almamız gerekiyor. Yapılan hesaplamalar ve ortaya konan zamlı fiyatı, bir kar hedefiyle konan değil, uzun süreli, bugünden itibaren kar etmeden işletmenin, insanlarımıza sağlıklı ekmek sunabilme fırsatını yakalayabilme gayretidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin, her konuda sürdürülebilir hizmet verme ama bir yanıyla da vatandaşını koruma mecburiyeti vardır. 250 gram ekmeğin, 200 gram ekmekle kıyaslandığında ya da piyasadaki fiyatları kıyaslandığında ki bence ekmek sektörü, yani fırıncılar belki de yaz bitmeden bir daha zam yapmak zorunda kalacaklar. O fiyatları analiz ettiğimde bunu görüyorum. Ülkemizdeki ekonomik koşullar ne yazık ki bizlerin de belini büken, sıkıntıya sokan bir aşamada. Yapılan zammın gerekçesi budur" dedi