En azından Türkiye konferansa Cumhurbaşkanı düzeyinde değil, bakan düzeyinde katıldı. Genel olarak Rusya, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu sözüm ona küresel Güney’den ortaklarıyla başarılı bir şekilde çalışıyor. Evet, Türkiye sonuç bildirgesini imzaladı, ancak bu belgenin içinde beklenmedik ya da en azından Rusya açısından kritik bir şey yok. Üstelik Türkiye gibi Batı yanlısı olmayan ülkelerin konferansın hazırlıklarına katılması sonucunda Ukrayna'nın tutumu çok daha esnek hale geldi. Hatta son metinde, barışa ulaşmanın tüm tarafların katılımını ve tüm taraflar arasında diyaloğu gerektirdiğine dair bir ifade bile yer aldı, bu Rusya’nın da dahil edilmesi gerektiği anlamına geliyor.
Mesele şu ki genelde belirli ülkelerin katılımı ve pozisyonu tartışılabilir, ancak çatışmanın ikinci tarafı orada olmadığından, bunların tamamı sadece bir gösteri sunumuna, bir şova benziyor. Onların ana hedefleri dünya toplumunu ‘Zelenskiy planını’ kabul etmeye zorlamaktı. Ancak sonuçta bu sözde formülün 10 maddesinden sadece nükleer güvenlik, esirlerin ‘herkes herkese karşı’ takası ve güvenli seyrüsefer ile ilgili olan yalnızca 3 madde sonuç bildirgesine dahil edildi. Bu elbette Kiev açısından tam bir başarısızlık ve birçok ülkenin kabul edip desteklediği Rusya’nın pozisyonunun başarısıdır. En ilginç olanı ise Batı’da ‘Rus birliklerinin derhal geri çekilmesi çağrısı’ şeklinde nitelendirilen kategorideki kilit noktaların belgeye dahil edilmemiş olmasıdır. Daha önce Rus birliklerinin geri çekilmesine ilişkin maddenin mutlaka dahil edileceği söylenmiş olmasına rağmen.