Adalet Bakanı Tunç,TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunda, Bakanlığ'ının çalışmaları ile ceza infaz alanındaki düzenlemelere ilişkin bilgi vermesinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Cezaevlerindeki sağlık hizmetlerine ilişkin bilgi veren Tunç, 878 tutuklu ve hükümlüye 1 aile hekimi, 1033 tutuklu ve hükümlüye de 1 diş hekimi düştüğünü belirtti.
Ceza infaz kurumlarındaki sevklerin isteğe bağlı, disiplin ya da zorunlu nedenlerle yapıldığını aktaran Tunç, sevkler yapılırken kurum kapasitelerinin göz önünde bulundurulduğunu, tutukluların yargılamalarının devam ettiği sürece yargılama mahallinde barındırıldığını, zorunlu sevklerin giderlerinin Bakanlıkça karşılandığını söyledi.
Tunç, "Nakil sonrası ailelerine hemen bilgi veriliyor ama bazen güvenlik nedeniyle de bilgi verilemediği durumlar söz konusu oluyor. Ancak nakil gerçekleştikten sonra hangi cezaevinde kaldığı ailesine bildiriliyor" diye konuştu.
Bakan Tunç, DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan'ın, "terör örgütü PKK'nın elebaşının hükümlü olarak kaldığı İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tecride maruz bırakıldığı" iddiasına tepki gösterdi.
'İmralı’da tecrit söz konusu değildir'
İmralı'da tecridin söz konusu olmadığını vurgulayan Bakan Tunç, şunları kaydetti:
"İmralı’da tecrit söz konusu değildir. Orada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve ölünceye kadar infaz kararı verilen hükümlüyle ilgili infaz devam etmektedir. Aynı cezaevinde 4 hükümlü bulunmakta ve belirli zamanlarda, spor saatinde ve sohbet için bir araya gelebilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti cezaevlerinin hiçbirinde tecrit söz konusu değildir. Ziyaret yasağı ve telefon görüşmesine ilişkin kararlar, tamamen yargının, infaz hakimliğinin aldığı kararlar doğrultusunda yapılmaktadır. İmralı'daki hükümlü, terörist elebaşıdır. Ona 'sayın' ifadesini kullanmanızı kabul etmediğimizi belirtiyorum. 40 bin kişinin ölümüne neden olan terör örgütü elebaşıdır. Buna da bağımsız, tarafsız Türk yargısı karar vermiştir."
Tunç, 2024 yılında iyi halden tahliye edilen 119 bin kişi olduğunu, 815 kişinin talebinin de reddedildiğini belirterek, "Burada kararların yüzde 94'ye yakınının olumlu olduğunu görüyoruz" dedi.
Tahir Elçi'nin öldürülmesine ilişkin dava: Bunun istinafı, temyiz süreci var
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 9 yıl önce dönemin Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesine ilişkin davada, "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan yargılanan 3 polisin beraatine karar verilmesine ilişkin soru üzerine Tunç, Tahir Elçi'nin katledilmesinin herkesi derinden sarstığını söyledi.
Olayın ardından soruşturmaların yapıldığını aktaran Tunç, "Başlangıçta delil tespitiyle ilgili terör örgütünün müdahalesi olmuştu, birtakım sıkıntılar yaşanmıştı. Sonrasında dava süreci başladı, yargılama oldu. Bugün itibarıyla beraat kararı verilmiş, biraz önce duyduk. Bu, ilk derecenin kararı. Bunun istinafı, temyiz süreci var. Yargılama safhasında olan bir konu. Hep birlikte bu yargılama sürecini bekleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Akıllı Teknolojilerin Ceza İnfaz Kurumlarına Entegrasyonu'na (ACEP) benzer uygulamaların gelişmiş ülkelerde yeni hayata geçirildiğini, Türkiye'nin bu konuda önde olduğunu vurgulayan Tunç, "Yargıda dijitalleşme konusunda da çalışmalarımız var. Hatta yargıda yapay zekanın kullanılmasına yönelik de Bilgi İşlem Genel Müdürlüğümüzün UYAP çalışmaları devam ediyor. UYAP, bizim dünyaya örnek bir ulusal yargı ağı projemiz. Yazılım mühendislerimiz yeni teknikleri yargının hizmetine sunmaya çalışacaklar" diye konuştu.
'AHİM'in ihlal kararları bakımından Türkiye ortalamanın daha altında'
Yargılamalardaki tutukluluk oranlarına ilişkin bir soru üzerine Tunç, tutuklu yargılama oranının Danimarka ve Belçika'da yüzde 35, İtalya'da yüzde 33, Yunanistan'da yüzde 32, Fransa'da yüzde 30, Almanya'da yüzde 22, Türkiye'de ise yüzde 16 olduğuna dikkati çekti.
Tunç, "Hukukçular olarak her zaman 'tutuksuz yargılama aslolandır' deriz. Türkiye'de tutuksuz yargılama konusundaki oranlar yüzde 40'lara varmıştı ama son zamanlarda yüzde 16'ya kadar düştü" bilgisini paylaştı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) ihlal kararlarına ilişkin bir soru üzerine Bakan Tunç, 2012 yılından itibaren ihlal kararlarına ilişkin istatistikleri paylaşarak şunları kaydetti:
"2012'den itibaren AHİM'in ihlal kararı oranlarına bakıldığında Türkiye'de yüzde 1,17, tüm konsey üyesi ülkelerde ise yüzde 1,52'dir. İhlal kararları bakımından Türkiye ortalamanın daha altında. Bu konuda, bazı dosyalar öne çıkarılarak, sürekli gündem yapılarak, Türkiye'nin karnesi kötüymüş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Tabii ki temennimiz ihlal hiç olmasın. İhlal kararlarının yerine getirilmesi konusunda da Türkiye'de 4 bin 403 ihlal dosyasının 3 bin 951'i sorunsuz icra edilmiş, 452'sinin de icra süreci devam ediyor. Burada da icra edilme oranı yüzde 89. Avrupa Konseyi ülkelerinde ise bu oran yüzde 79. İcra edilme oranı bakımından da Türkiye'nin karnesi diğer ülkelere göre iyi."