Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, artık Batı'dan gelen emirleri dinleyen bir Türkiye'nin olmadığını, günümüz Türkiye'sinin kendi dış politika stratejisine sahip olduğunu söyledi. Altun ayrıca, Batılı medya organlarının sosyal medya şirketleri, sinema ve dizi endüstrisi yardımıyla Türkiye'ye karşı bir yıpratma savaşı yürüttüğünü belirterek, onlara karşı verilen mücadelenin devam ettiğini vurguladı.
Rusya Bilimler Akademisi Güvenlik Araştırmaları Merkezi'nin önde gelen araştırmacılarından siyaset bilimci Konstantin Blohin, Altun’un açıklamasını Sputnik’e değerlendirdi.
Rus uzman, Fahrettin Altun'un açıklamasının Türkiye'nin siyasi öznelliğini dünyaya gösterdiği anlamına geldiğini belirterek, şu açıklamada bulundu:
“Türkiye, bölgesel ve küresel çatışmalarda belirli bir tarafı tutmamaya çalışıyor. Türkiye bir NATO ülkesi olmasına rağmen Barack Obama'nın başkanlığı döneminde yaşanan darbe girişimini çok iyi hatırlıyor. Bu süreçten sonra Ankara çok vektörlü bir politika izleme yönünde tutum almaya başladı. Bu, tüm risklerin dikkate alındığı, fırsatların değerlendirildiği ve çıkarların en üst düzeyde tutulduğu anlamına geliyor. Öncelikli görev, ulusal güvenliği sağlamak ve büyük güç karşısında egemenliği sürdürmektir. Elbette bu çok vektörlülük Batı'yı ve özellikle ABD'yi rahatsız ediyor, çünkü Amerikalılara göre NATO'da yalnızca İttifak'ın sağlam iradesi, mantığı ve çıkarları geçerli olmalı.”
ABD'nin Türkiye politikasını istediği yöne çekme girişimlerinden vazgeçmeyeceğini vurgulayan Rus siyaset bilimci, “NATO ve Amerikalı stratejistler, en hafif deyimle, bu çok vektörlü politikadan oldukça rahatsızlar, ancak Türkiye'den de vazgeçerek, silip bir kenara atamazlar. Sonuçta Türkiye'nin askeri güç ve asker sayısı açısından NATO’nun ikinci ülkesi olduğu biliniyor. Tekrar darbe girişiminde bulunmaya cesaret etmeleri pek olası değil, ama Türkiye Cumhuriyeti'nin liderliğini ‘disiplin altına almaya’ yönelik ısrarlı ve kaba girişimlerini sürdürecekler” ifadelerini kullandı.
Rus uzman, Türkiye'nin tüm baskılara rağmen dış politikada dengeli ve bağımsız kararlar aldığını kaydederek sözlerini löyle sürdürdü:
“Elbette ABD'nin şu anda en büyük baş ağrısı Çin ve Rusya ama ABD son zamanlarda Türkiye'yi sıkıştırmaya, baskı kurmaya çalışıyor. Ankara ise kendi çizgisini takip ediyor. Türkiye'nin bağımsız politikası daha önce S-400'lerin satın alınması, tahıl anlaşmasının hazırlanmasına katılım, Ukrayna ihtilafına ilişkin müzakere sürecini başlatma arzusu vb. şeklinde öne çıkmıştı. Türkiye'nin bağımsız dış politikasını sürdürmeye devam edeceği açık."