Rus uzman: Türkiye Batı ile ilişkilere güvenmiyor
© Sputnik / Grigory Sysoev
/ Abone ol
Rus siyaset bilimci Yelena Suponina, Ankara’nın BRICS'in yalnızca karar alma özgürlüğünü ve tam egemenliği korumayı mümkün kılan siyasi bir birlik olmadığını anladığını, bu organizasyona katılma yönünde araştırmalar yaptığını belirtti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Çin ziyareti kapsamında temaslarını sürdürüyor. Türkiye ve Çin dışişleri bakanları, Ukrayna krizi de dahil olmak üzere önemli uluslararası konular hakkında görüş alışverişinde bulundu. Hakan Fidan Çin'de yaptığı görüşmelerde Türkiye'nin BRICS'e katılmak istediğini ve bu organizasyonun AB'ye karşı iyi bir alternatif olabileceğini ifade etti.
Fidan’ın Çin ziyaretini Sputnik’e değerlendiren Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (RİSİ) Başkan Danışmanı ve Ortadoğu Uzmanı Yelena Supunina, Türkiye’nin yönünü giderek daha fazla Doğu’ya çevirmeye başladığını söyledi.
Ankara’nın Batı ülkeleriyle ilişkileri derinleştirmeye odaklanmayı bıraktığını belirten Suponina, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bölgedeki birçok ülke gibi Türkiye de artık Batı ile ilişkilerin geliştirilmesine bel bağlamanın yanlış olduğunun bilincinde. Üstelik Ankara, ABD ile ticaretin yanı sıra, Amerika'dan yapılan askeri tedarikte sıkıntılar yaşadı ve Türkiye dikkatini diğer kutuplarla ilişkilere vermeye karar verdi. Ankara şu anda Çin ile ilişkilerini çok aktif bir şekilde geliştiriyor, Rusya ile iyi ve güçlü bağlarını sürdürüyor ve Afrika kıtası ile iletişim anlamında önemli bir yol kattediyor. Bu artık bir taktik değil, açık bir strateji.”
Batı’nın tüm baskılarına rağmen Türkiye'nin Rusya ve Çin ile bağlarını güçlendireceğini vurgulayan Rus siyaset bilimci, söyle devam etti.
“BRICS'e üyelik başvurusu konusuna gelince, bu biraz zaman alacak. Türkiye'nin bir NATO ülkesi olması, muhtemelen BRICS’e üye ülkeler arasında sorular gündeme getirecektir. Türkiye'nin bu tür planlarından hoşlanmayacak olan Amerikalılar, doğal olarak Ankara'ya baskı yapacaklardır. Ancak yine de Rusya ve Çin ile ilişkilerin güçlendirilmesi kendi başına önemki bir eğilim. Üstelik Rusya şu anda BRICS'in dönem başkanlığını yapıyor. Rusya’nın başkanlığıyla birlikte bu organizasyon tam 2 kat arttı ve şu anda 10 üye ülkeye sahip. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'ya Mısır, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Etiyopya eklendi.”
Suponina, Türkiye'nin BRICS'e üyeliğin sadece siyasi değil, ekonomik faydalarının da farkında olduğunu belirterek, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
“Ankara da dahil olmak üzere pek çoğu, BRICS'in yalnızca karar alma özgürlüğünü ve tam egemenliği korumayı mümkün kılan siyasi bir birlik olmadığını anlıyor. Ancak bunlar aynı zamanda organizasyon içinde var olan ortak projeler, ortak bir kalkınma bankası sayesinde ekonomik büyüme, ekonomik kalkınma için de fırsatlardır. Dolayısıyla Türkiye şu anda BRICS'e katılma yönünde zemin araştırması yapıyor. Önümüzdeki hafta Türkiye Dışişleri Bakanı Rusya'ya gelecek ve Nijniy Novgorod'daki BRICS dışişleri bakanları toplantısına katılacak.”
Siyaset bilimci ve Siyasi Süreçler Uzman Desteği Merkezi Başkanı Sergey Yaroşenko ise konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye dış politikada geleneksel olarak orta bir pozisyona sahip, bu onun Doğu ile Batı arasındaki konumundan kaynaklanıyor. Bu nedenle Türk liderliği sıklıkla belirli bir zamandaki güç dengesine göre ortak seçmek zorunda kalıyor. Şu anda Türkiye iki zıt jeopolitik çizgi arasında manevra yapmak zorunda. Bunu yapmanın son derece zor olduğunu kabul etmek gerekir, ancak yine de bu koşullar altında Türkiye uluslararası arenadaki pozisyonunu şu ana kadar başarıyla korudu.”