‘IMF’siz IMF politikaları yürüyor’
“Ekonomi bir IMF’siz IMF reçetesi altında maalesef 2001 sonrası yaşadığımız erken sanayisizleşme sürecinin Türkiye’ye getiren sıcak para bolluğuyla suni refah yaratan koşullara geri dönmeye çalışıyor, onu görüyoruz. Bu tehlikeli bir süreç. Çünkü Türkiye bunu yaşadı, yaşadıktan sonra bir Trump tweeti ile ekonomisi sarsıldı. Daha sonra emniyet sübabları getirildi Berat Albayrak tarafından. Şu anda emniyet sübablarının teker teker kaldırılarak yeniden bir serbesiyet rejimine geçilmeye çalışıldığını gözlemliyoruz. Bakıldığında bunlar enflasyonla mücadele adı altında yapılıyor.”
‘Bu faizle, bu kurla devam edemeyiz’
“Faizin iyisi kötüsü yoktur. Faizin optimumu vardır. Günün koşullarına göre piyasadaki fiyatları dengelemek için bir oran belirlemeniz gerekir. O oranı yanlış belirlediğinizde işte bugünkü yaşanan sonuçlar ortaya çıkıyor. Biz yüksek enflasyon, yüksek faiz ortamında yabancıya para vererek içerideki kaynakları tükettiğimiz için onun parasıyla ekonomiyi çevirmeye çalışıyoruz. Bir nevi haraç ödüyoruz.”
‘Tüketim malları ithalatı arttı’
“Dünyanın fabrikası olan Çin Türkiye gibi ülkeleri ihracatçı yapmıştır ara malı tedariğiyle beraber. Ama siz düzgün ekonomi politikası izleyip katma değerde ön plana çıkmazsanız çengelli iğneyi, toplu iğneyi de ithal etmeye başlarsınız. Haliyle ucuz ithalat yoluyla Türkiye’deki atölyelerin de kapanmasına neden olursunuz. Bu izlediğiniz politikayla alakalı.”
‘Kumarhane kapitalizmi kaybettirir’
“Türkiye’deki gelir dağılımı ciddi şekilde bozuldu. Belki çok iyi niyetle Berat Albayrak döneminde başlatılan kalkınmacı model reel sektöre verilen ucuz faizli krediler düşük faiz ortamıyla beraber spekülatif varlıklara gitti. Kaynakların O spekülatif varlıklara gitmesi sonucu bugün Türkiye coin’ler dediğimiz kripto varlıklar noktasında işlem hacmi itibariyle dünyanın en büyük ikinci pazarlarından biri haline geldi. Birçok insan parasını batırdı, birçok insan intihara teşebbüs etti, arada zengin olmuşlar da vardır ama bir elin parmaklarını geçmez. Genellikle kaybettiriyor bu kumarhane kapitalizmi insanlara.”
‘İhracatçı kur beklentisinden vazgeçmiş durumda’
“İhracatçı artık kur beklentisinden vazgeçmiş durumda. Kur 40’a da gelse artık bizi kurtarmaz noktasındalar. Çünkü özellikle gıda tarafında ihracat yapanlar kurun bir miktar en azından 40 TL’ye kadar çıkartılması noktasında talepleri vardı. Ancak ondan da vazgeçmişler. Çünkü enflasyonist baskılar göz önüne alındığında kur artıyor, gıda maddelerine zam yapılıyor. Bunun psikolojik etkisi var. Bunu kırmak lazımdı. Bunu kırmak için sürdürülen kur politikası devam ettiriliyor. Bu da ihracata zarar veriyor. Ama orada Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz’ın söylediği bir şey var; ‘Biz Türkiye ihracatını yıllar itibarıyla inceledik. İstediğiniz kadar rekabetçi kur uygulayın, sizin ana pazarınız AB ve Amerika. Sattığınız mallar itibariyle o pazarlarda durgunluk varsa biz kuru patlatsak da senin ihracatın artmayacak, karlılığın artacak. Kusura bakma pandemi döneminde ciddi karlar yazdın, ben de sana ucuz kredi verdim. Bu süreçte de biz enflasyonla mücadele ederken biraz elini cebine at’ diye bakıyorlar olaya benim gördüğüm kadarıyla. Bu da haklı, bu dolaylı yoldan bir sermaye aktarımıdır. Ama özellikle belli ihracatçı kesimin çift kur talebi var.”