Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Sputnik’e açıklamasında, “Rusya ve Ukrayna’nın eşit katılımını ve mevcut tüm barış girişimlerinin tartışılmasını sağlayacak bir uluslararası barış konferansının zamanında toplanması fikrine gelince, bunu Pekin'in Ukrayna krizinin çözümü için koşullar yaratma çabalarının bir devamı olarak görüyoruz. Öncelikle temel nedenlerin ortadan kaldırılması, tüm tarafların meşru çıkarlarının sağlanması, ardından eşit ve bölünmez güvenlik ilkesine dayalı anlaşmalara varılması gerektiği görüşünü paylaşıyoruz. Bunun, karada gelişen ve bölgedeki insanların iradesini yansıtan gerçek duruma saygıyı gösterilmesi gerektiğinin bir kez daha altını çiziyorum” ifadesini kullandı.
Pekin’in Ukrayna krizi bağlamındaki yapıcı çizgisini son derece takdir ettiklerini dile getiren Lavrov, Çin’in bu krizin doğasının ve tüm yaşananların özünün farkında olduğunu söyledi. Çin’in geçen yılın Şubat ayında çatışmanın çözümüne ilişkin kendi planını sunduğunu anımsatan Bakan, bu yılın Nisan ayında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in “ateşi körüklemek ve sadece kendi bencil çıkarlarına göre hareket etmek yerine barışı tesis etmek ve istikrarı sağlamak için gerilimi azaltma çağrısında bulunduğunu” belirtti.
Lavrov, “Batı ve Kiev'in doğru sonuçlara varacağını umuyorum” diye ekledi.
‘ABD, Kiev’in işlediği suçların ortağı’
Ukrayna ordusunun Rusya şehirlerine yönelik saldırılarını değerlendiren Lavrov, ABD’nin bu suçların ortağı haline geldiğini belirtti.
ABD’nin ulusal güvenlik stratejisinde Rusya yakın tehdit olarak tanımlanıyor. ABD ve NATO, amaçlarının ülkemizi ‘stratejik yenilgiye uğratmak’ olduğunu doğrudan söylüyor. Bu bağlamda Rusya şehirlerindeki sivil nüfus, Kiev rejiminin suçlarına ortak olan Beyaz Saray’ı ilgilendirmiyor.
‘Ukrayna’ya F-16 teslimini nükleer alandaki sinyal olarak değerlendireceğiz’
NATO ülkelerinin Ukrayna’ya F-16 savaş uçaklarını vermesini değerlendiren Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, bu uçakların uzun zamandır NATO’nun ortak nükleer misyonlarında ana dağıtım aracı olarak kullanıldığına dikkat çekerek şunu dedi:
Bu yüzden bu uçakların Kiev rejimine teslimini NATO’nun nükleer alanındaki kasıtlı sinyali olarak değerlendirmemek mümkün değil. Bize, ABD ve NATO’nun Ukrayna’da kelimenin tam anlamıyla her şeye hazır olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.
F-16’ların, cephedeki durumu hiçbir şekilde etkilemeyeceğini kaydeden Lavrov, “Bu uçaklar, NATO ülkelerinin Ukrayna'ya sağladığı diğer silah türleri gibi imha edilecek” diye vurguladı.
‘Rusya-Belarus ortak nükleer tatbikatı Batı’nın aklını başına getirmeli’
Batı’nın, Kiev rejimine F-16 dahil giderek daha ölümcül silah türlerini pompalamaya devam etmesinin, Ukrayna’daki çatışmanın bitmesine ilgi duymadığını gösterdiğini söyleyen Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
Yine de, Rusya ve Belarus’un bugünlerde stratejik olmayan nükleer silahların kullanımını test etmek amacıyla yürüttüğü ortak tatbikatın rakiplerimizin aklını başına getirerek onlara nükleer gerilim merdiveninden daha fazla ilerlemenin yıkıcı sonuçlarını hatırlatmasını umuyoruz.
‘Çin, savunma işbirliğini artırmamız gerektiğini kabul ediyor’
Rusya ve Çin arasındaki askeri işbirliğinin yüksek düzeydeki karşılıklı güvene dayandığını dile getiren Lavrov, bu işbirliğinin uluslararası güvenliği güçlendirmeye yönelik olduğunu ve uluslararası hukuk kurallarına uygun şekilde hayata geçirildiğini kaydetti.
Çabalarımızın birleşimi üçüncü ülkeleri hedef almıyor. Biz ve Çinli dostlarımız, Asya-Pasifik bölgesindeki olumsuz askeri-politik eğilimleri hesaba katmak ve bunların sonuçlarını hafifletmek için önlemler almak zorundayız. Savunma işbirliğini sadece ikili değil, çok taraflı formatlarda da artırmanın önemli olduğu görüşünü paylaşıyoruz. Bu görüş, Rusya Devlet Başkanı Putin’in Çin ziyareti sırasında imzalanan ortak bildiride tespit edildi. Somut olarak müşterek tatbikat ve muharebe eğitimlerinin kapsamının genişletilmesinden, deniz ve hava devriyelerinin düzenlenmesinden, müşterek müdahale kabiliyetlerinin geliştirilmesinden söz ediyoruz.
‘Nükleer caydırıcılık alanında ek adımlar atabiliriz’
ABD’nin kara konuşlu orta ve kısa menzilli füzeleri yerleştirme planlarını uygulamasına tepki vereceklerini söyleyen Rus bakan, Washington’un Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan çekilmesinin ardından Rusya’nın tek taraflı olarak uygulamaya devam ettiği kısıtlamalardan vazgeçilmesinin kaçınılmaz olacağını kaydetti.
Nükleer caydırıcılık alanında ek adımlar atılabilir. Zira nükleer kuvvetlerimizin komuta merkezleri ve konuşlanma yerleri ABD’nin ileri bazlı füzelerinin menziline girebilir. Bu konulara ilişkin kararlar Rusya Federasyonu Başkanının yetkisi dahilindedir.
Lavrov, ABD’nin kara konuşlu orta ve kısa menzilli füzelerini Avrupa ve Asya-Pasifik bölgesine yerleştirmesinin, Rusya için büyük bir güvenlik sorunu yaratacağını kaydetti.
Bu tek bizim sorunumuz değil. Rusya Devlet Başkanı Putin’in son Çin ziyareti sırasında kabul edilen ortak açıklamada, ABD’nin bu tür istikrar bozucu adımları ülkemiz ve Çin için doğrudan tehdit arz ettiği kaydedildi. Bu nedenle biz ve Çinli ortaklarımız, Washington’un uluslararası istikrarı bozan sorumsuzca davranışlarını püskürtmek için işbirliğini artırma konusunda anlaştık.
‘Ukrayna’ya silah sevkiyatı durursa siyasi çözüm süreci başlar’
Lavrov, Ukrayna kriziyle ilgili siyasi çözüm sürecini hızlandırma olasılığının olup olmadığı sorusuna, “Teorik olarak evet. Bunun için Batı’nın Ukrayna’yı silah pompalamasını durdurması, Kiev’in de silahlı eylemlerine son vermesi gerekiyor. Bu ne kadar erken yapılırsa siyasi çözüm de o kadar erken başlar” dedi.
“Kiev’de iktidarda bulunan ‘savaş partisi’ en azından laf üzerinde Rusya’ya karşı savaş alanında zafer kazanmak için can atıyor” diyen Dışişleri Bakanı, bu koşullarda barış diyalogunu hayal etmenin bile zor olduğunu kaydetti.
Ukrayna’da 30 Eylül 2022’den bu yana Rusya’yla görüşmelere yönelik yasağın uygulandığını anımsatan Lavrov, Vladimir Zelenskiy’in, devlet başkanlığı görevindeki yetkililerin sona erdiği 20 Mayıs’tan sonra yasal statüsüne ilişkin Rusya lideri Putin’in, 24 Mayıs Minsk’teki basın toplantısında oldukça net konuştuğunu kaydetti.
Umarız er ya geç Ukrayna’da halkın çıkarlarını önemseyen siyasi güçler ortaya çıkar. Şimdilik özel askeri harekatı hedeflerine ulaşılıncaya kadar sürdürmekten başka seçenek yok.
‘Ateşkesin hiçbir anlamı yok’
Rusya’nın görüşmelere açık olduğunu en üst düzeyde dahil defalarca dile getirdiklerini söyleyen Rus diplomat, “Ancak şunu net bir şekilde anlamak gerekiyor ki, ateşkesten değil barıştan bahsediyoruz. Düşmana, bir kez daha toparlanıp yeniden silahlanmak için kullanacağı bir mola vermenin hiçbir anlamı yok” yorumunda bulundu.
Her şeye rağmen AGİT
Lavrov, Doğu ve Batı arasında çok taraflı bir müzakere ve diyalog forumu olarak kurulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ile Rusya arasındaki ilişkilere de yer verdiği demecinde, ülkesinin AGİT'e katılımının tek amacının Rusya'nın pozisyonunu diğer 56 katılımcıya doğrudan iletme imkanı olduğunu vurguladı.
‘Örgütün Ukrayna yanlısı gidişatı göz önüne alındığında Rusya'nın AGİT ile işbirliğini sürdürmesinin mantıklı olup olmadığı’ sorusunu yanıtlayan Rusya Dışişleri Bakanı, “AGİT'in derin bir kriz içinde olduğu inkar edilemez” diyerek şöyle devam etti:
Bu, Batı'nın bu örgütün üzerine kurulduğu tüm ilkeleri ayaklar altına almasının bir sonucudur. Örgütün gündeminin tamamen 'Ukraynalılaştırılması', geleneksel alanları olan askeri-politik, ekonomik-çevresel ve insani alanlardaki faaliyetlerini pratikte geçersiz kılmaktadır.
Tüm bunlara rağmen, Rusya'nın AGİT'e katılımının belki de tek anlamının, ‘Moskova’nın güncel uluslararası konulardaki pozisyonunu paylaşabilme imkanı' olduğuna değinen Lavrov, AGİT platformunu, “Bizimle diğer formatlarda diyaloğu dondurmuş olan Batılı devletler de dahil olmak üzere, diğer 56 katılımcıya doğrudan iletme imkanıdır” diye tanımladı.
Bakan, aynı zamanda üye oldukları örgütte var olan konsensüs kuralının, Rusya’ya karşı dostane olmayan ülkelerin Moskova’ya uymayan önerilerini üye ülke olarak engellemelerine olanak tanıdığını da sözlerine ekledi.