Orta Asya'dan başlayıp Anadolu'dan Balkanlar'a kadar uzanan coğrafyada 'turkuaz yay' adını verdiğimiz, belki de dünyanın en stratejik, her bakımdan en önemli bölgesinde; nüfusu 300 milyona yaklaşan, yer altı ve yer üstü kaynaklarıyla stratejik konumuyla dünyanın en değerli bölgesinde bulunan Türk devletlerinin, Türk milletinin dünyada yeni bir denge unsuru olarak ortaya çıkması herhalde kaçınılmazdır. Bunu çok açık bir şekilde ifade etmek isterim ki, Türk dünyasının yeni bir merkez olarak oluşmaya başladığını görüyoruz. Bu anlamda Türk dünyasının gelişmesinin, dünya barışına katkı sağlayacak önemli gelişmelerden biri olduğunun da altını çizmek istiyoruz. Özellikle Türk Devletleri Teşkilatı, parlamenter düzeyde ise Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) üzerinden organizasyonları genişleten, her alanda ilişkilerini geliştirmek iradesine sahip olan Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerin bu anlamdaki çabalarını takdirle karşılıyoruz.
'Azerbaycan'ın kaydettiği tarihi başarıları takdirle takip ediyoruz'
'Azerbaycan ve Türkiye ilişkileri stratejik ortaklık seviyesinin de üstüne çıktı'
Ümit ediyorum ki bu kararlılık ve azim, inşallah çok güzel sonuçları doğuracak, Türkiye-Azerbaycan arasındaki bu kuvvetli ilişki, bir çekim merkezi oluşturarak Türk Devletleri Teşkilatının önümüzdeki dönemde dünyanın en etkili, çok taraflı organizasyonlarından biri olmasını temin edecektir. Önümüzdeki dönemde Türkiye-Azerbaycan arasındaki ilişkilerin her alanda çok daha ileriye gidebilmesi için bütün gücümüzle mücadele edeceğiz. Ekonomik, siyasi, askeri ve her alanda ilişkilerin sürdürüleceği, artırılacağı gibi en az bunlar kadar önemli olan halklar arasındaki köprülerin de kuvvetlendirilmesinin gerektiği bir dönemdeyiz. Bunun için eğitim, bilim, kültür, spor ve her alanda güçlü bir ilişkiyi sürdürmek, ortak çabalarımızı çok daha ileri götürmek mecburiyetindeyiz.