TÜRKİYE

İngiltere’den uyarlanan ve hayvanların öldürülmesini kapsayan plana sert tepki: ‘Bu bir katliam’

Sokak hayvanlarının öldürülmesini içeren ve İngiltere’de uygulanan düzenlemenin Türkiye’ye uyarlanması hazırlığına hayvan hakları savunucuları tepkili. Hayvan hakları savunucuları uyutmayı ‘katliam’ olarak değerlendirirken, yasa hazırlıklarına karşı eylemler planlanıyor.
Sitede oku
AK Parti, sokak hayvanlarına yönelik kapsamlı bir kanun teklifi hazırlığı içerisinde. Dünya örneklerinin incelendiği teklif, İngiltere'deki düzenlemeye benzer şekilde hazırlandı.
Teklife göre, sahipsiz sokak köpekleri ilk olarak sahiplendirilmeye çalışılacak. Her belediye, barınaklarındaki kapasite doğrultusunda köpeklerin fotoğraflarını çekerek internet sitesinde sahiplendirme ilanları yayınlayacak. Köpeklerin sahiplenilmesi için 30 gün süre tanınacak. Sahiplenmeyen hayvanlar ise öldürülecek.

AK Parti STK’ları dinleyecek

AK Parti’de bu düzenlemeye ilişkin çalışmalar devam ediyor. Sahipsiz sokak hayvanları düzenlemesi bugün AK Parti Meclis Grubu'nun gündemine alınacak. AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu öncülüğünde yasa teklifine dönüştürülecek olan tasarı üzerindeki çalışmanın 10 gün içinde tamamlanacağı ifade edildi. Bu süre zarfında konuya alakalı çalışan akademisyen ve STK yöneticileri dinlenecek. STK raporları da AK Parti tarafından incelenecek.

‘Yaşam hakkına bir saldırı’

Yasa düzenlemesini Sputnik’e değerlendiren HAYTAP Ankara temsilcisi Pelin Sayılgan düzenlemenin yaşam hakkına yönelik bir eylem olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Kendimize hayvansever değil, hayvan hakları savunucusu diyoruz. Bunun altında birçok anlam var. Hayvanların da bazı hakları olduğunu kabul etmemiz gerekir. Özellikle yaşam hakkının tüm canlılar için eşit bir hak olduğunu söylüyoruz. Bu anayasalarda güvence altına alınmış bir konudur. Burada yaşam hakkının ihlali söz konusu. Uyutulma diye yumuşattıkları kelime aslında öldürmek anlamına geliyor. Uyutma iyileşmeyecek bir hastalığı varsa ve çok çok acı çekiyorsa yapılan bir işlemdir. Burada öldürmeyi, cinayeti bırakın, toplu bir katliam söz konusu. Etik olarak da vicdani olarak da bizim toplumsal yapımız açısından da hiçbir şekilde uygun değildir. Bilimsel olarak da çözüm olmaz. 2004 yılında çıkan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda "kısırlaştır, aşılat, aldığın yere geri bırak" diyen bu madde aslında Dünya Sağlık Örgütünün tavsiyesi ile bize benzer ülkeler incelenerek, bilimsel çalışmalar yapılarak getirilmiş bir maddedir. Örnek gösterilen Avrupa ülkelerinden farklı bir durumumuz var. Yasalar o ülkenin gelenekleri de göz önüne alınarak yapılır. Osmanlıdan beri sokak hayvanları ile birlikte yaşama kültürüne sahibiz.”

‘Tarihte kara leke olarak anılan denemeler var’

Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi başkan yardımcısı Avukat Burcu Yağcı ise tarihteki benzer denemeleri hatırlatarak, hayvanların öldürülmesine şu sözler ile karşı çıktı:
“Sokak hayvanlarını açıkça öldüreceklerini zikreden bir düzenlemeyi getiremeyeceklerini düşünüyorum. Bu benim şahsi fikrim. Kendilerince kamu vicdanını rahatlatmak ve tepki almamak adına bunu açıkça dile getirmeyecekler. Ancak uygulamada tabir yerinde ise kılıfına uydurarak hayvanların direkt veya dolaylı olarak ölüm fermanına imza atacaklar. Muhtemelen ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar. Fiili durumda bunu ya hepsini toplayıp doğal yaşam alanı adı altında hayvanların mutlak ve acılı ölümüne yol açacak yerlerde toplanması ve şimdi de kısmen yapıldığı gibi asla denetlenmeyen hayvana işkence yapan öldüren ve hiçbir şekilde yargılanmayan cezalandırılmayan yerel yönetimler aracılığıyla kılıfına uydurarak yapacaklardır. Maalesef şu ana kadar iyi niyetli vicdanlı ve çözüm odaklı bir tavır göremediğimiz için böyle düşünüyorum. Türkiye tarihinde iki kere hayırsız ada vakası yaşanmıştır. İlkinde sokak köpekleri toplu halde yiyecek su bulamayacakları bir adaya gönderilerek aç susuz ölüme mahkum edilmiştir. ikincisinde de yine toplu halde öldürülmüştür gelinen nokta da bunların hiçbir işe yaramadı ve ülke tarihine kara leke olarak geçip hepimizin vicdanını yaraladı. Dolayısıyla hayvanların öldürülmesi asla çözüm değil. Geçmişte bunu yapan Avrupa ülkeleri de bunun çözüm olmadığını ve şu an bundan dolayı utanç duyduklarını belirtmektedirler. Örneğin Romanya bunu yapmış ve şu anda sokak hayvanı nüfusu aynı şekilde devam ediyor. Ne yazık ki yasa sürecinde aktif olan STK akademisyenler Veteriner Hekimler ve baroların çözüm önerileri şimdiye kadar dikkate alınmamış ithalat ve üretim durdurulmamış sokağa ve barınaklara terk eden hayvan sahiplerine caydırıcı cezalar uygulanmamış ve 5199 sayılı kanunun en önemli maddesi olan 6 madde fiilen yok sayılarak belediyeler kısırlaştırma görevlerini yapmamıştır ve görevini yapmayan belediyelere herhangi bir yaptırım uygulanmamıştır gelinen noktada ise tüm bunların faturası sokak hayvanlarına kesilmek istenmektedir.”

‘Kısırlaştırma doğru şekilde uygulanmalı’

Sorunun çözümü için en bilimsel yönetimin kısırlaştırma olduğunu belirten HAYTAP Ankara temsilcisi Sayılgan bunun nedenlerini şu şekilde anlattı:
“Sokak köpekleri sürü hayvanındır ve alan koruma özelliğine sahiptirler. Köpekler bir alanı sahiplenir ve o alana başka köpek sokmazlar. Siz onları kısırlaştırıp kendi alanına bırakırsanız başka köpekleri sokmayacaklardır. Kısırlaştırma seferberliği yapıldığında bu sorun çözülecektir. Siz o alandaki hayvanları topladığınızda illaki kısırlaştırılmayan hayvanlar kalacak. Dolayısı ile çevreden, kırsaldan köpekler şehre inmeye başlayacak. Bunlar evcil olmadığı için saldırma vakaları artacak. Yabani hayat ile teması olan bu hayvanlar zoonoz hastalıkların patlamasına neden olacak. Biz bu konuda birçok bilim insanından görüş aldık. Makaleleri inceledik. Bu kadar çok hayvan popülasyonun olduğu bir yerde bir anda hepsini toplayıp öldürmek, bir popülasyonu yok etmeye çalışmak son derece tehlikeli ve yanlış yöntem. Asla çözüm de olmayacaktır. Bizim ülkemizde popülasyonun azaltılması için kademeli geçiş şarttır. Diyorlar ki kısırlaştırma ile bu sonu çözemedik. Ama bu çok maliyetli denilerek hiç uygulanmadı. Bu ülkede israf edilen kaynaklar, ranta akıtılan kaynaklar var. Bu kaynaklar ranta değil halk sağlığına harcansaydı bu sorun çözülebilirdi.”

‘En önemli sorun üretim merkezleri’

Hayvanların üretilmesinin kontrol altına alınması gerektiğine de savunan Sayılgan bunun büyük bir tehlike oluşturduğunu şu sözler ile dile getirdi:
“En önemli sorun şu. Ana vanadan suyun kesilmesi gerekiyor. Haytap olarak defalarca kanun teklifi verdik. Üretim yasaklanmalıdır. Hayvan üretimi ve satışı yasaklansın diyoruz. Hep kâr odaklı bakılıyor. Kapitalizmin bir akılsızlığı var. Tamamen birilerinin cebini doldurmaya yönelik bir politika uygulanıyor. Kesinlikle üretimin durdurulması lazım. Üretim çiftliklerine, merdiven altı üretime izin veriliyor. İnsanlar evlerinde çiftleştirip bu hayvanları satıyorlar. Hayvan deyip geçmeyin çok yüksek bir rant var burada. Devletin denetimleri etkin bir şekilde yapıp bunun önünü kesmesi gerekiyor.”

2. Mahmud da köpekleri toplatmıştı

Sokak köpeklerinin toplanması Osmanlı döneminde de gündeme gelmişti. 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, İkinci Mahmud zamanında İstanbul’daki köpekler toplanmış ve Hayırsızada’ya gönderildi. Padişahın bu talimatı sonrasında birkaç gün boyunca şehirde tek bir hayvan kalmadı. İstanbul halkı ise bu karar tepki gösterdi. ‘‘Hayvanlara eziyet etmek uğursuzluk getirir, başımıza iş açılır, köpekleri orada bırakmayalım’’ tepkileri ortaya çıktı. Hayırsızada'daki sağ kalan köpekler yeniden teknelere konup İstanbul sokaklarına salınmıştı.

TBMM Komisyon raporu: Tek çözüm kısırlaştırma

TBMM’de 27’nci döneminde hayvan haklarına yönelik kurulan inceleme komisyonun raporunda “Şehirlerde popülasyon kontrolünü sağlamak amacıyla uygulanması önerilen tek yöntem kısırlaştırmadır. Kısırlaştırmanın başarıya ulaşabilmesi ancak tüm ülke çapında seferberlik halinde uygulanmasıyla mümkündür” ifadesi yer almıştı.

Hayvanseverler eylem hazırlığı içinde

Mecliste yasa hazırlığı sürerken, hayvanseverler yasaya karşı eylem hazırlıklarına başladı. Bu kapsamda 2 Haziran’da İstanbul Yenikapı’da eylem düzenlenecek. İzmir ve Ankara’da da eylem hazırlıkları devam ediyor.
YAŞAM
Felçli köpekler için varilleri kullanarak tren yaptı: Göremedikleri sokakları gezdiler
Yorum yaz