Merkez sağcı Ilımlılar lideri Ulf Kristersson'un başbakanlığındaki hükümet, entegrasyon sorununu çözmek için göçü ve büyük çete suçlarını azaltmayı amaçlayan 'İsveç'i düzene sokmak' kampanyasını açıkladı.
Ancak kitlesel göçü caydırmaya yönelik kampanyaya slogan olarak, dışarıdan verdiği destekle hükümetin mecliste güvenoyu almasını sağlayan İsveç Demokratları'nın alameti farikası seçildi: "Buraya Gelme."
Milliyetçi-muhafazakar İsveç Demokratları'nın lideri Jimmie Akesson'ın 2020'de Türkiye'ye gelip Yunanistan sınırında göçmenlere dağıttığı el ilanlarında da şöyle yazıyordu:
"Bize gelmeyin. İsveç dolu. Size daha fazla para veremeyiz, konut sağlayamayız. Bu mesaj için üzgünüm. İsveç halkı, İsveç Demokratları."
Kökenleri Nazizme uzanan parti
1988'de kurulan İsveç Demokratları, İsveç Nazizmi ve beyaz milliyetçiliğine dayanan köklerinden 1990'ların sonu-2000'lerin başında uzaklaşmaya başladı ve 2005'ten beri Jimmie Akesson'un önderliğinde radikal üyelerini ihraç ederek platformunu ılımlılaştırıp reformdan geçti.
'Ya AB göçmen anlaşması gider ya da hükümet'
Bugün hem faşizmi hem Nazizmi resmen reddeden, ama mevcut göçmenlik ve entegrasyon politikalarına karşı çıkıp 'sıfır iltica göçü' talep eden İsveç Demokratları, son olarak AB'nin yeni gelen göçmenlerin üye ülkeler arasında dağıtılması anlaşmasını durdurmazsa, hükümeti dışardan desteğini çekerek devirmekle tehdit etti.
Gündem ve söylem değişti
İsveç'te yıllardır üstüne gidilmeyen bir konu olan göçmenler ve bağlantılı suçların 2022 seçimlerinin ana gündemi haline gelmesinin ardından, haberler, yıllardır kullanılmamaya özen gösterilen "paralel toplum", "girilmez bölge", "yasadışılar" ve "dışlama bölgeleri" gibi terimlerden geçilmiyor.
Nereden nereye
İsveç Demokratları'nın kılavuzluğunda, Ilımlılar'ın önderliğindeki liberal-muhafazakar azınlık hükümeti de bu yılın başlarında göç politikasında 'paradigma değişikliği' ilan ederek 'yeni gelen akışını sınırlama' sözü verdi. Bu kapsamda sosyal refah devleti İsveç'in göçmenler için bolluk bereket ülkesi olduğu imajını yıkmayı ve adeta "Kim olursan ol gel" çağrısı yapan iltica politikasının eskisi gibi cömert olmadığı fikrini yaymayı hedefleyen kampanya başlattı.
'Bildiğiniz gibi değil'
Kampanyayı "İsveç göç politikasının tam olarak neye benzediğini ve neye benzeyeceğini anlatmaya çalışıyoruz" diye duyuran Göç Bakanı Maria Malmer Stenergard, bu amaçla Fransa, Danimarka ve Belçika medyasına röportaj verdi, Alman medyasında makale yayımladı, ülkesinin göçmen politikasını ve göçmenlerin yaşam koşullarını ayrıntılarıyla anlatan bilgi notunu büyükelçiliklere e-postayla gönderdi.
Stenergard'a göre İsveç'te ikamet eden yabancı uyrukluların yarısından fazlası kendi başlarına geçimlerini sağlayamıyor.
Danimarka'nın izinden
Bu arada hem Kristersson hem de Stenergard, bir diğer İskandinav ülkesi Danimarka'yı göçmenlik politikalarının sertleştirilmesine öncülük ettiği için övdü. Kristersson, 'İsveç'in 10-15 yıl geriden takip ettiği Danimarka'ya bu zor zamanlarda yetişmeye çalıştığından' söz etti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de Kopenhag'ın 20 yıldır devam ettirdiği katı göçmenlik politikalarının nihayet diğer ülkelere ilham vermesinden memnuniyetini ifade etti.
Danimarka'nın incileri: Mücevher Yasası, Getto Paketi
Tüm sığınmacılara geçici statüyü resmi politika yapan Danimarka, 2016'da kabul ve konaklama masraflarını karşılamak gerekçesiyle göçmenlerin 1500 ABD dolarına denk 10 bin Danimarka kronunun üzerindeki nakit para, mücevher ve diğer değerli eşyalarına el konulması yetkisi veren Mücevher Yasası'nı, ardından 'Batı kökenli olmayanların' sayısını tahliyeler, daha sert cezalar, aşırı polislik ve zorunlu kreş gibi önlemlerle azaltmayı amaçlayan Getto Paketi'ni çıkarmıştı.
Yabancı ülkelerdeki kabul merkezlerine gönderme planı
Danimarka'nın bir başka gözde projesi, sığınmacıların taleplerinin işlemde olduğu sürece yurtdışında kurulacak kabul merkezlerinde tutulması.