GÖRÜŞ

Siyaset bilimci Çetinkaya: Meclis-i Mebusan'da sosyalist vekiller vardı

Osmanlı’da Marksizm ve Sosyalizme ilişkin konuşan Siyaset bilimci Çetinkaya, “Meclis-i Mebusan’da sosyalist vekiller vardı ve parlamento oturumlarında en fazla söz alan vekillerdi” dedi.
Sitede oku
Siyaset bilimci Doç. Dr. Doğan Çetinkaya, Radyo Sputnik’te Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.
Son dönem Osmanlı sosyalist ve işçi hareketi üzerine editörlüğünü yaptığı ‘Osmanlı’da Marksizm ve Sosyalizm’ kitabına ilişkin konuşan Çetinkaya, şunları söyledi:
“Biz şaşırıyoruz Osmanlı’da sol mu varmış, sosyalizm mi varmış, Marksizm mi varmış diye… Normalde Osmanlı’nın son döneminde yaşayan bir insan şaşırmaz. Çünkü 1908’den sonra bir Meclis-i Mebusan var. Mecliste, sosyalist vekiller var ve Osmanlı’da parlamento oturumlarında en fazla söz alan vekiller. Marx anmaları, 1 Mayıs anmaları (o dönem) Van’da da yapılıyor, Üsküp’te de yapılıyor, İstanbul’da da yapılıyor. Belki biz unuttuk fakat Osmanlı’da o günlerde insanlar aşinaydılar.”

Osmanlı’da sosyalist düşünce

Çetinkaya, şöyle devam etti:
“Osmanlı’da Marksizm ve sosyalizm üzerine yapılmakta olan yeni çalışmalara ışık tutmaya çalıştık… Osmanlı’da siyasal ideolojilerin tarihinde Marksizm ve sosyalizmden bahsetmenin mümkün olmadığı en yetkin çalışmalarda bile iddia edilebiliyordu. Hatta sosyalizm yerine Osmanlı’da ‘Sol Düşünce’den bahsetmek gerektiğinden bile dem vurulabiliyordu. Bu eğilim kendi yansımasını Türkiye’deki sosyalist ve Marksist örgütlerin kendi tarihlerine olan bakışlarında da buluyordu. Her örgüt ya da aydın kendi etrafındakilerde olduğu gibi geçmişte de kendi bildiğini düşündüğü sosyalizm ve Marksizme diğerleri vakıf olmadığı için Türkiye’de bu siyasal ideolojinin varlığından konuşmanın mümkün olmadığını düşünüyordu. İşin ilginci sınıf çalışmalarında olduğu gibi sosyalizm ve Marksizm üzerine kalem oynatanlar herhangi bir tanım vermek ya da herhangi bir kuramsal tartışma yürütmek gereği de duymuyordu. Bu konudaki literatür artık ikinci el çalışmaların birbirlerini tekrar ettikleri sıkıcı ve kısır bir döngü içinde sıkışmış durumdadır. Bu tutum bugün sorgulandığı için sınıf çalışmalarında olduğu gibi Osmanlı’da sosyalist düşünce ve Marksizm üzerine yeni kuşak çalışmalar bugüne kadar bilmediğimiz bilgileri gün yüzüne çıkarırken yeni yorumlarla yeni tartışmaların da önünü açıyorlar.”
Yorum yaz