DÜNYA

TMMOB Başkanı Koramaz: 6 yıldır baca filtresi taktırılmayan termik santraller yaşamı tehdit ediyor

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Koramaz, Türkiye'deki 42 termik santralden 15 tanesinin baca filtresi bulunmadığını ve şirketlerin 6 yıldır bunu yapmadığını belirterek, hava kirliliğinin yaşamı tehdit eden boyuta geldiğini söyledi. Koramaz, "Erdoğan, AKP Genel Başkanı sıfatıyla çıkardığı yasayı, Cumhurbaşkanı sıfatıyla veto ederek tarihe geçti" dedi.
Sitede oku

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 12. Enerji Sempozyumu'nu ilk kez Diyarbakır'da yaptı. İki yılda bir yapılan sempozyum bu yıl 'Enerji, Ekoloji ve Toplumsal Barış' başlığı ile düzenlendi.

Üç gün sürecek olan ve 40 konuşmacının yer aldığı sempozyumda TMMOB'a bağlı oda temsilcilerinin yanı sıra sivil toplum örgütleri, sendika ve siyasi parti temsilcileri ve yurt dışından katılımcılar yer alıyor.

'Enerji Politikaları’, ‘Enerjide Dönüşüm’, ‘Enerjinin Toplumsal Maliyeti’, ‘Enerjide Demokratik Yönetim’, ‘Hasankeyf’, ‘Enerji ve Ekoloji’, ‘Doğanın Metalaşması ve Mücadele Örnekleri’, ‘Tahir Elçi Anısına: Enerji Savaşlarında Yıkılan Kentler ve Kürt Sorunu’, ‘Enerji ve Bölgesel Barış’ gibi konu başlıklarının yer aldığı sempozyumda, Türkiye'yi de içeren uluslararası enerji politikaları; bölgesel, ekonomik, jeopolitik, stratejik, kamusal ve hukuki açılardan masaya yatırılacak.

Nacaroğlu: Enerji politikalarındaki yandaşlığı, doğa katliamını, kadim kentlerin yok edilişini tartışacağız

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Arif Nacaroğlu, enerjinin tartışıldığı yerde siyaseti de tartışacaklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Kirli siyaseti, hatta kanlı siyaseti tartışacağız. Dünya servetinin yarısından fazlasını elinde tutan 40 aileye kafa tutarken, Türkiye servetinin yarısından fazlasını elinde tutan 5-10 aileye sesini çıkartamayan siyaseti de tartışacağız. Enerji silahıyla rehin alınmışlık siyasetini tartışacağız. Enerji politikalarındaki yandaşlığı, doğa katliamını, tarihin, kültürün, kadim kentlerin yok edilişini tartışacağız. Tüm konuşmalardaki temel hedefimiz sadece günümüzün bir fotoğrafını çekip sunmak olmayacak. Halk düşmanı politikalara nasıl direneceğimizi tartışacağız. Halktan yana doğruları söyleyeceğiz. Belki ülkeyi yönetenler bizi dinlemeyecekler, rehin alınmışlıklarının bedelini ‘Nükleer Santralle’, ‘Doğalgazla’ ödeyecekler."

Orak: Bir kaos hali yaşanmaktadır

Nacaroğlu'nun ardından söz alan  Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Mehmet Orak, 3 gün sürecek sempozyumda fosil enerji üretimi, yenilebilir enerji, barajlar, Türkiye’nin enerji politikası gibi birçok konunun tartışılacağını belirterek, enerji varsa siyasetin de olacağını ve şu an dünyanın en önemli varlığının ve sömürü düzeninin tek aktörünün enerji ve kaynaklarının olduğunu söyledi.

Orak, Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmelere dikkat çekerek, "Ülkede bir kaos hali yaşanmaktadır. Örneğin; güncel olarak ve hepimizi ilgilendiren ekonomik duruma baktığımızda devletin resmi kurumu olan TÜİK'in verileri gerçeği yansıtmamaktadır, enflasyon oranı saray damadının eli ile istenen oranda belirlenmektedir. İktidar tüm yoksul, yetim ve emekçilerin cüzdanına göz dikmiştir, resmen hak gaspı yapıp Hırsızlık yapmaktadırlar. Birçok meslektaşımız ekonomik açıdan çok zor durumdadır. AKP-MHP bloğu, faşizmi kurumsallaştırarak, düşünmeyen, üretmeyen, biat eden bir toplum yaratmak istiyor. Sarayın politikaları bu topraklarda yaşayan halkları, birbiri ile düşmanlaştırdı, ötekileştirdi, ayrıştırdı. Dini siyasete alet ederek nemalandı, oini mezheplere, halkları kökenlerine ayırdı, kardeşi kardeşe düşman ettirdi" diye konuştu.

İpek: Zamların maddi altyapısı yok, gerekçeler doğru değil

Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek de şunları söyledi:

"Bugün seçilmiş belediye başkanının görevden alındığı, yerine kayyum atandığı, bununla kalmayıp tutuklandığı bir bölgede, şu an bu kürsüde bulunması gereken insanlar bulunamıyor. Bunları söylemek durumundayız. Bu bölgenin savaş koşullarından çıkarılması gerekiyor. Son günlerde termik santrallerdeki baca filtresi garip bir durum. Hazırlandı, hazırlayanlar belli ama veto edildi. Vetonun sonucu ne olacak onu çok bilmiyoruz. Türkiye'de garip bir enerji politikası izleniyor. Zamlar geliyor, anlaşılmaz şekilde gerekçelendiriliyor. Bu zamların maddi altyapısı yok, gerekçeler doğru değil. Enerji sektörü çok ciddi bir kriz içinde. Bu kriz ortamında bakanlık bir dizi girişimlerde bulunuyor ve bazı firmaları kurtarmaya çalışıyor. Bunun da zam ile geri döneceğini biliyoruz. Dolayısıyla hızla kamusallaştırmanın nasıl yapılacağını Türkiye gündemine getirmemiz gerekiyor.”

Koramaz: Kayyum rejimini püskürtemezsek, yarın tüm ülkede benzeri süreçleri yaşayacağız

Ardından TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz konuştu. Konuşmasına Tahir Elçi’yi anarak başlayan Koramaz gündemdeki siyasi gelişmeleri değerlendirdi.

Kayyum atamalarını eleştiren Koramaz, "Atanmışların seçilmişler üzerindeki bu zorbalığı, AKP’nin demokrasiye ve halk iradesine bakışının özetidir. Bu anlayış, benzerlerini darbe dönemlerinde gördüğümüz faşizan bir yönetim zihniyetinin ürünüdür. Tek adam rejiminin halk iradesini yok sayan bu faşizan yönünü gerek 2017 yılındaki Anayasa Referandumu sırasında gerekse 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sürekli olarak dile getirdik. Tek adam rejiminin halk egemenliğini, hukuk devleti anlayışını ve güçler ayrılığını ortadan kaldırmak anlamına geldiğini yayınlarımızda ve açıklamalarımızda sürekli vurguladık. Tek adam rejimi bir keyfiyet rejimidir. Tek adam rejiminin özü, halk egemenliğinin ilkesinin ortadan kaldırılması, halk ile yönetenler arasında bağın koparılmasıdır. Tek adam rejiminin bir üst aşaması yerel yönetimlerin de tümüyle valiliklere ve merkezi idareye bağlanmasıdır. Bölgeye egemen olan bu kayyum  rejimini püskürtemezsek, yarın tüm ülkede benzeri süreçleri yaşayacağız" ifadelerini kullandı.

'42 termik santralden 15 tanesinin baca filtresi bulunmuyor'

Türkiye'deki 42 termik santralden 15 tanesinde baca filtresi bulunmadığını söyleyen Koramaz, şöyle devam etti:

"Günümüzde özellikle Ortadoğu'da devam eden çatışmaların temelinde büyük oranda bölgenin zengin enerji kaynakları üzerinde söz sahibi olma mücadelesi yatmaktadır. Geçmişte Türkiye Elektrik Kurumu'nun tekel statüsüne karşı çıkanlar, bugün birkaç holdingin sektörde tekelleşmesini görmezden geliyor. Enerji sektörünün özel şirketler elinde tekelleşmesi, enerji üretim ve dağıtımın tümüyle kâr-zarar hesabına indirgenmesi, ülkenin ortak geleceğini riske atmaktadır. Geçtiğimiz günlerde ülke gündemine gelen termik santrallere filtre takılması meselesi ülkemizi yönetenlerin bu konuda ne kadar sorumsuzca davrandığının açık göstergesidir. Bildiğiniz gibi hali hazırda ülkemizde üretimde bulunan 42 termik santralden 15 tanesinin baca filtresi bulunmuyor ve çevre mevzuatı gereği bunların 6 yıl içerisinde filtre taktırması gerekiyordu. Bu santrallere sahip olan şirketler 6 yıldır bunu yapmadılar ve başta Kahramanmaraş ve Manisa olmak üzere bu santrallerin bulunduğu illerimizde hava kirliliği yaşamı tehdit eden boyuta geldi. Buna rağmen AKP ve MHP’nin oylarıyla TBMM’de kabul edilen kanunla bu santrallerin filtre takma zorunluluğu 2.5 yıl daha ertelenmişti. Neyse ki, bu karara karşı gelişen toplumsal muhalefet Cumhurbaşkanı’nın yasayı veto etmesine neden oldu. Böylelikle Erdoğan, AKP Genel Başkanı sıfatıyla çıkardığı yasayı, Cumhurbaşkanı sıfatıyla veto ederek tarihe geçti.”

 

Yorum yaz