AK Partili Naci Bostancı, 31 Mart yerel seçim süreci ve seçim sonrasındaki olası gelişmelere ilişkin BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'ın sorularını yanıtladı. "Benim sahadan izlenimim, Cumhur İttifakı'nın bu seçimlerden başarıyla çıkacağı istikametindedir" diyen Bostancı'nın açıklamaları şöyle:
Sayın Bostancı, yerel seçimlerde son viraja girildi, ilk kez ittifaklarla girilen bu yerel seçim sonuçlarına ilişkin beklenti ve tahmininiz nedir?
'SEÇİMLER BİTMEDEN GELECEĞE İLİŞKİN ÖNGÖRÜDE BULUNMAK DOĞRU DEĞİL'
Buradan Meclis aritmetiğini değiştirecek bir sonuç çıkabilir mi derseniz? Bugünden bunu konuşmak doğru olmaz, çünkü yapılacak her yorum aynı zamanda seçime kısa süre kalmış. Seçmen davranışına ilişkin farklı değerlendirmelere açık olacaktır. O bakımdan ben bu aşamada henüz seçimler bitmeden geleceğe ilişkin bir öngörüde bulunmayı doğru bulmam. Ama muhakkak her siyasal durum, her tablo siyasetin okunmasına ilişkin farklı değerlendirmeleri gündeme taşıyacaktır. Ama başarı ve başarısızlığa ilişkin herkesin bir hikayesi olacağı için mahalli seçimler sonrasında siyasi stabiliteyi bozabilecek ve farklı spekülasyonlara yol açacak yeni bir durumun ortaya çıkma ihtimalini de biraz zayıf görürüm.
Erken genel seçimin gündeme gelmesi gibi mi?
Partiniz ve ittifak ortağınız sık sık beka vurgusu yapıyor. Yerel seçim sonuçları nasıl ülkenin bekası için nasıl bir tehdit oluşturabilir?
'EVET BELEDİYE BAŞKANI SEÇİYORUZ ANCAK SİYASET SINIRLI BİR ALANDA DEĞERLENDİRİLMEZ'
Mahalli seçimlerde, evet belediye başkanı seçiyoruz. Ancak, siyaset hiçbir zaman sınırlı bir alanda değerlendirilmez. Siyaset torbasına her şey konulur. Seçimlerden sonra, kim ne kadar oy almış, dolayısıyla bu çerçevede Türkiye'nin uluslararası politikadaki pozisyonu ve politikalarını devam ettirmesi bakımından siyasal tablo bize ne söylüyor? İçerdekiler ve şüphesiz dışarıdakiler buna yönelik dikkat ve ilgiyle davranacaklardır. O nedenle bu iş nihai olarak beka ile Türkiye'nin temel meseleleriyle ilgili çok karakteristik unsurları taşıyor. Cumhur İttifakı'nın da bu hususa sürekli vurgu yapması bu yüzden.
Ama bunu vurgularken, muhalefet partilerinin oluşturduğu ittifak veya diğer muhalefet partileri zillet ittifakı olarak nitelendiriliyor. Muhalefet partileri Türkiye için tehdit mi?
'HDP POLİTİKALARINI TEYİT ETMİŞ İNSANLAR CHP LİSTELERİNDE YER ALIYOR'
Muhalefet partilerinin listelerinden adaylarla ilgili HDP'li veya PKK'lı olduklarına ilişkin listeler yayınlandı, işte Ankara'da Mansur Yavaş ile ilgili iddialar dile getirildi. Seçime kısa süre kala dile getirilen iddialar nedeniyle muhalefet sözcüleri bu durumu, 'kaybetme telaşı' olarak yorumluyor…
'HDP TÜRKİYE SİYASETİNDE TARTIŞMALI BİR PARTİDİR'
Denilebilir ki HDP meşru parti, listelerde gösterilebilir ne mahsuru var? Tabii bunu diğer ittifaka sormak lazım. Niye bu kadar mahcup ve örtülü yürütüyorsunuz. Madem HDP'yi meşru bir parti olarak görüyorsanız, göğsünüzü gere gere niçin söylemiyorsunuz. HDP Türkiye siyasetinde tartışmalı bir partidir. HDP'nin bence temel problemi Türkiye'deki PKK terörü konusunda çok problemli bir yerde duruşudur. İnsanlar HDP'ye oy verirken, demokratik ve reşit bir iradeye oy verdiklerini düşünmeleri gerekir.
Karşılıklı sert suçlamalar nedeniyle ülkenin iyice kutuplaştığı yorumları var. Bu durumun toplumsal barışı tehdit ettiğini düşünüyor musunuz?
Ama dikkatimizi niye sadece negatif eleştiriler üzerine veriyoruz. Aynı zamanda bizim cumhurbaşkanımız 82 milyonun kardeşliği diyor, birliğine, ortak kadere vurgu yapıyor. Eleştirilerin sadece üst kademe yöneticilerine olduğuna ilişkin eleştiri yapıyor. Bizim halka ilişkin hiçbir eleştirimiz yoktur. Ben sadece bu eleştirel dile takılarak, sanki olmayan husus üzerinden toplumsal barış tehdit altındaymış gibi görmeyi doğru bulmam.
Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere parti sözcüleriniz, muhalefet adaylarına yönelik, haklarındaki iddialar nedeniyle seçimden sonra görevden alınabileceklerini dile getiriyorlar. Bu durum, seçmende, 'nasılsa benim seçtiğim görevden alınıyor, irademe saygı duyulmuyor' duygusu oluşturmaz mı?
'HERHANGİ BİR KÜSKÜNLÜK GÖZLEMLEMİYORUM'
Bir de partili belediye başkanlarınız da 'metal yorgunluğu' gerekçesiyle istifa etmek zorunda kaldı, bu tabanınızda bir kırgınlık yarattı mı?
'SEÇİMDEN SONRA EKONOMİYE İLİŞKİN PARAMETRELER ÇOK DAHA İYİYE DOĞRU SEYREDECEK'
Ekonomi konusunda bir 'seçimden sonra kötüye gidiş olacak' kaygısı dile getiriliyor. İşte kime sorsanız 'döviz fırlayacak' yorumları dile getiriyor. Seçimden sonra sizce de böyle bir risk var mı?
Yürütme gerekli adımları atacak piyasa kuralları neyse o çerçevede davranılacak, esasen dövizde hareketlenme için bir sebep yok. Çünkü birçok tedbir alındı ekonomiye ilişkin. Döviz talebini bir bakıma ortadan kaldıran tedbirler alındı. Döviz bir yerde stabil seyredecektir. Onun dışında ekonomide verimliliği artıracak hamleler yapılacaktır. Sadece mali politikalar değil, yatırımlarla da tahkim edilecektir. Bu memlekette uzun yıllardır kalkınma, gelişme büyüme istikametinde davranmış bir aklın, şimdi tersine çalışması için de bir neden yok. O bakımdan seçimlerden sonra ben daha iyi olacağı kanaatindeyim. Tedirginlik de ortadan kısa süredir kalkacaktır. Kötü olmaya yatırım yapanlar kaybederler. Hem siyaseten hem ekonomik olarak kaybederler.
'SUÇ VE CEZA ARASINDA ORANTI OLMALI'
İdam tartışması seçim döneminde yeniden başladı. Seçimden sonra bu konuda yasal düzenleme gündeme gelebilir mi?
MHP ile aranızda gerilime neden olan af tartışması var. Seçimden sonra af ya da ceza infaz sisteminde yeni bir düzenleme olacak mı?