CHP lideri Kılıçdaroğlu, Best FM'de 'Ufuk Karcı ile Konuşan Türkiye' programında soruları yanıtladı.
Bunun partisi açısından stratejik değişiklik olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, muhtarlar, sivil toplum kuruluşlarının mitinglere gelmediğini, bu yöntemle onlarla da bir araya gelerek kendilerini ifade edebildiklerini vurguladı.
'ANKETLER BİZE YOL GÖSTERİYOR AMA…'
Kılıçdaroğlu, "Anketlere güveniyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine, CHP adaylarının özel olarak anket çalışmaları yaptırdıklarını, parti olarak Türkiye geneline yansıyan anket çalışmalarından yararlandıklarını anlattı.
'ERDOĞAN, CUMHUR İTTİFAKI'NIN KAYBETTİĞİNİ GÖRÜYOR'
Kılıçdaroğlu, vatandaşın gündeminde aş, iş ve yoksulluk bulunurken, Cumhur İttifakı'nın gündeminin bunlardan çok farklı olduğunu savunarak, "Erdoğan dün diyor ki 'Döviz alıp satanları biliyoruz. Hesabını seçimden sonra soracağız.' Niye şimdi sormuyorsun? Varsa birisi, sahtekarlık yapmışsa, döviz üzerine oyun oynamışsa gereğini yap. Berat Bey de diyor ki '2.5 milyon kişiye iş bulacağız ama seçimlerden sonra.' 17 yıldır siz yönetiyorsunuz, 17 yıldır bulamadınız, istihdam yaratamadınız da seçimden sonra mı yaratacaksınız?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, iktidarın artık halka güven vermediğini, tehdit ve şantaj üzerinden siyaset yaptığını ifade etti.
'ÇILGIN PROJE PEŞİNDE DEĞİLİZ'
CHP lideri, "İstanbul'da sorunları nasıl çözeceksiniz?" sorusunu yanıtlarken de adayları Ekrem İmamoğlu'nun çözüme yönelik projelerini açıkladığını anımsattı. CHP'nin doğrudan doğruya vatandaşa dokunan projeler hazırladığını dile getiren Kılıçdaroğlu, çılgın proje peşinde olmadıklarını söyledi.
CHP'li büyükşehir belediye başkan adaylarının projelerini kendileri halka anlatırken, Cumhur İttifakı'nın projelerinin adaylar yerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından lanse edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "O zaman kendisi büyükşehir belediye başkan adayı olsun. Belediye başkan adayının kimliği ve kişiliği yara alıyor. 'Bu bilmiyor, yönetemez, ben yöneteceğim' demektir." ifadelerini kullandı.
'MANSUR YAVAŞ ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI OLACAK'
Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı, Mansur Yavaş için 'Seçim sonrası ne olacağı belli değil.' dedi. Ne olacak, ne olabilir?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
Yavaş'a ilişkin iddiaların sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Bunlar defalarca dile getirildi ama ciddi iddialar değil. İddiayı ortaya atan adam zaten ruh hastası, çocuk tacizcisi. Sadece Mansur Yavaş için değil, aynı şeyi Kayseri'de de yapmış. Orada da benzer iddialar var. Ayıp olan bunların ciddiye alınması. Bunları ciddiye almaya gerek yok" şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Yavaş'a yönelik iddialara konu olayın 2016 yılında yaşandığını ancak şimdi seçimin sonucu görüldüğü için gündeme getirildiğini savunarak, "Erdoğan kaybedeceğini görüyor ve kaybetmemek için elinden gelen her türlü çabayı gösteriyor. İftira, karalama bunların başında yer alıyor" dedi.
'YENİKAPI'DA KİM AÇIKLADI PROJELERİ? BİNALİ BEY ORADA YOK MUYDU?'
Yeni sistemin karmakarışık olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Bu tek adam rejimidir. Onun içindir ki belediye başkanları projelerini açıklayamıyorlar. 'Ben yetkiliyim, sen kimsin ki?' diyor. Yenikapı'da kim açıkladı projeleri? Binali Bey yok muydu orada?" diye konuştu.
'BİZDE DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ, ONLARDA TEK ADAM REJİMİNE KOŞULSUZ İTAAT VAR'
Kılıçdaroğlu, CHP'li adaylarla Cumhur İttifakı'nın adayları arasında fark bulunduğunu savunarak, "Bizde demokrasi kültürü, onlarda tek adam rejimine koşulsuz itaat var" dedi.
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin reklam filmlerini CHP'li belediyelerin yönetimindeki yerlerde çektiğini belirterek, "Bağcılar'da bir yeşil alan bulsunlar da orada çeksinler. Orada yaşayanlar insan değil mi? İnsanların bulunduğu yerde insanca yaşamalarını sağlamak bizim amacımız" şeklinde konuştu.
'KARDEŞİM SENİN İSTİHBARAT ÖRGÜTÜN YOK MU?'
Kılıçdaroğlu, "İddia edildiği gibi sizin bazı belediye meclis üyesi adaylarınızın terör örgütü PKK ile bağlantıları var mı?" sorusunu şöyle yanıtladı:
'ALBAYRAK BİR ELİ YAĞDA BİR ELİ BALDA, EL BEBEK GÜL BEBEK BÜYÜMÜŞ'
Halkın geçim derdinde olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bunların derdi koltuk, vatandaşın derdi bir dilim ekmek. 8 milyona dayandı işsiz. Sarayda oturan zat işsizlik nedir bilir mi? Berat Albayrak bir eli yağda bir eli balda, el bebek gül bebek büyümüştür. Ne anlar işsizlikten, yoksulluktan" dedi.
'EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLARIN SORUNU ÇÖZÜLEBİLİR'
Karcı'nın, emeklilik yaşına ilişkin SSK Genel Müdürü olduğu dönemde, "(Bu devlet bu kadar erken bir yaşta kimseyi emekli edemez, buna gücü yetmez) gibi bir cümle kurdunuz mu?" sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Kurdum. Defalarca kurdum. Ben doğruyu her yerde söylerim. Niye söylemeyeyim" dedi.
"Emeklilikte yaşa takılanların sorunu çözülebilir. Üstelik SGK'ya büyük bir yük getirmeden çözülebilir. Özel bir düzenleme yaparsınız. Bunu yaptık. Dünyada örnekleri var. Mecliste bu gündeme geldi. En azından oturup tartışalım. Bir yük geliyorsa yükü nasıl ortadan kaldırabiliriz. Bunun hesabını yapalım ve bu çerçevede olayı gündeme getirelim dedik. Aile yardımları sigortası Türkiye'de uygulanmıyor. Niye uygulanmıyor? 1971 yılında 102 sayılı uluslararası çalışma örgütünün, Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Sözleşmesi var. O sigorta dallarından birisi de aile yardımları sigortasıdır. Bir kişi işsiz kaldığında, işsizlik sigortasından en fazla 2 yıl aylık alıyor. Sonra açıkta kalıyor. Peki onun, ailenin yoksulluğunu kim giderecek? Aile yardımları sigortası. Kurulması gereken budur. Bakın biz çözümü de söylüyoruz. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir güçlü sosyal devletten yanayız."
'BEKA SORUNU, TÜRKİYE'NİN ÜRETİMDEN KOPARILMASIDIR'
Kılıçdaroğlu, emeklilik yaşının 65'e çıkarılmasına karşın, sosyal güvenlik açıklarının arttığını çünkü iyi yönetilemediğini savundu.
Yunanistan'dan pamuk, buğday ve tütün ithalatına ilişkin rakamları paylaşan Kılıçdaroğlu, "Peki pamuk, buğday, tütün ekenler ne oldu şimdi? İşsiz kaldılar. Büyük kentlerin varoşlarına gelip hayata tutunmaya çalıştılar. Eğer bir beka sorunu varsa bu ülkede, o da Türkiye'nin üretimden koparılmasıdır" ifadesini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, konuşmalarında beka sorununu vurgulamasının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Beka sorunu konusunda herkesin konuşmaya hakkı var, Bahçeli'nin hakkı yoktur. Tank Palet Fabrikası Katar ordusuna satılırken dönüp Erdoğan'a şunu söylemesi lazım: Dünyanın en önemli 5 fabrikasından biri. TSK'ya ait olan bir Tank Palet Fabrikası, Katar ordusuna peşkeş çekilirse MHP Genel Başkanı bunun karşısında sessiz durur mu?" diye sordu.
'BİR DEVLET, BİR ORDUYA BÖYLE PEŞKEŞ ÇEKİLİR'
"Fırtına obüslerinin yapıldığı fabrikadır. Devletin bütün sırları orada. O fabrikada çalışan bütün işçiler gidip dilekçe verdiler. 'Biz bu fabrikada çalışmak istemiyoruz bizi başka yerlere gönderin oralarda çalışacağız' dediler. Neden diye sorulduğunda ise şu cevabı veriyorlar: 'Burada devletin en önemli sırları var. Bu silahlar kolay üretilmiyor, burada önemli bilgiler var. Biz bu sırların, bilgilerin yabancı bir ordunun eline geçtiği bir ortamda çalışma istemiyoruz.' O işçiler Ankara'da miting yapmak istedi. Güvenlik nedeniyle izin verilmedi. Yasaklamadaki amaç ise bu olayı kimse duymasın, bilmesin. Daha önemli bir şey, kaça sattılar kimse bilmiyor. İhale ne zaman yapıldı? Bilmiyoruz, belli değil. Bir devlet, bir orduya böyle peşkeş çekilir. Beka sorunu ise işte budur beka sorunu."
'EN DÜŞÜK UÇAĞI SATSA 150 MİLYON DOLAR'
'TÜRKİYE SÜRATLE ESAD YÖNETİMİYLE İLİŞKİYE GEÇMELİ'
Türkiye'de bulunan Suriyelilerin durumuna ilişkin soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Suriye konusunda Türkiye'nin, süratle Esad yönetimiyle ilişkiye geçmesi lazım" ifadesini kullandı.
Suriye'de iç savaşın süratle bitmesi gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin Esad yönetimi ile ilişki kurması ve Suriye'nin yeniden onarılması lazım. Bu onarım için de en büyük paranın AB'den sağlanması lazım. Elinizi cebinize atacaksınız dedim. Suriyelilerin yolunu, köprüsünü, okulunu, parkını, hastanesini yapacaksınız. Sonra Suriyelilere, 'Bak evin var. Ev, park, köprü, yol, hastane her şeyini yaptık. Buyur kardeşim kendi ülkene git' diyeceğiz. Ona rağmen yüzde 100'ü gitmez ama en azından yüzde 90'ını gönderirsek başarılı olmuş oluruz."
'ERDOĞAN MEŞRU BİR CUMHURBAŞKANI DEĞİL'
"Böyle bir meşruiyet tartışması içerisine girer misiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır. Erdoğan, meşru bir cumhurbaşkanı değil zaten. Bunu defalarca söyledik. Çünkü, referandum süreci meşru bir süreç değildi. Bütün dünya bunu biliyor. Bugün de seçimlere giriyoruz. Medyanın yüzde 90'ını tek başına kontrol ediyor. Günün 24 saati konuşuyor. Bütün televizyonlar onu veriyor. Biz de arada bir fırsat bulursak derdimizi anlatacak bir mecra buluyoruz. Neyin ne olduğu belli değil. Biz reklam veriyoruz korkudan yayınlamıyorlar ama bütün bunları aşacağız." değerlendirmesinde bulundu.
'EYT'LİLER VE 3600 EK GÖSTERGE TALEBİNDE BULUNANLAR CUMHUR İTTİFAKI'NA OY VERMEMELİ'
"Hiçbirisini yapmadılar ama biz bunun takipçisi olacağız. Bu konuda verdiğimiz kanun teklifi AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Emeklilikte yaşa takılanlar ve 3600 ek gösterge talebinde bulunanların hiçbiri gidip Cumhur İttifakı lehine oy kullanmaması lazım. Sizleri kandırdılar. Sizleri kandırana oy veriyorsanız, kandırılmayı o zaman hak ediyorsunuz demektir. Niye kandırılıyorsunuz? Siz bir hak talebinde bulundunuz ve bunun gerçekleşmesini istiyorsunuz. Muhalefet öneriyor, iktidardakiler reddediyor. Niçin söz verdiler? Oy almak için. Oy aldıktan sonra onları alıyorlar doğrudan sepete atıyorlar."