Sosyolog Prof. Dr. Sencer Ayata ile Cumhur İttifakı tarafından seçim meydanlarında sıkça dile getirilen 'beka sorunu' argümanını konuştuk.
Ayata, "Darbede hem demokrasinin askıya alınması söz konusuydu hem de mevcut siyasi iktidara ve parlamentoya karşı yapılmış bir girişimdi. Bu süreçte demokrasi açısından bir var olma, yok olma sorunu olarak görülüyordu" dedi.
'BEKA SORUNUN ANAHTAR KAVRAMI, DIŞ GÜÇLER'
‘Dış oyunlar' tanımının da gündeme göre şekil aldığını söyleyen Ayata, "Bu zaman zaman Batı dünyasıdır, zaman zaman siyonizmdir, zaman zaman Amerikan oyunudur, taraf değişiyor ama net bir tanım yok. Bir bakıyorsunuz tarih spekülatörleri oluyor, bir bakıyorsunuz içeride fiyatı artıran kabzımallar oluyor, bir bakıyorsunuz AB oluyor. Böyle genel bir kavram" diye konuştu.
'ORBAN'A GÖRE DE MACARİSTAN'I KUŞATAN BİR İSLAM TEHLİKESİ VAR'
Macaristan'dan örnek veren Ayata, "Macaristan'da Müslüman nüfus yok, Macaristan'ın etrafında ciddi olarak ona bir tehdit teşkil etmeyi bırakın Müslüman ülke yok. Otoriterleşen Orban'a (Macaristan Başbakanı) göre ise bütün Macaristan'ı işgal altına almakta olan, kuşatan bir İslam tehlikesi var. Benzeri aynen burada oluyor; karşılığı olsun olmasın bir var olma-yok olma…" dedi.
'DİNE SAYGISIZ ELİTLE —MÜSLÜMAN HALK' KUTUPLAŞMASI ARTIK İŞLEMEMEYE BAŞLADI'
Bu yolla kutuplaşma söyleminin de başka bir zemine oturtulduğunu belirten Ayata, şöyle devam etti:
EKONOMİ VURGUSU: 'CUMHUR İTTİFAKI BEKA KONUSUYLA HATA YAPTI'
Ekonomideki gelişmelerin altını çizen Ayata, "Son seçim itibariyle de; ekonomi toplumun her kesimini o kadar yakından ilgilendiriyor ki yoksul, zengin, sermaye sahibi, işsiz dinlemiyor, bütün kesimleri kavuruyor. Böyle bir ortamda beka söylemi, var olma, yok olma tutmadı" dedi.
Ayata, "Halbuki dış güçler dedikleri zaman farklı farklı siyasi görüşteki kimseler açısından bir karşlığı oluyordu. Şimdi dış güçlerden bekaya geçince tutmadı, ekonomiye çarptı tutamadı, anlaşılmadı tutmadı. Son dönemde de, Yeni Zelanda'daki terör olayını içeride kullanma başladı, AP'nin kararı bir yanda, 8 Mart'ta kadınların bir başka olayı protesto için ıslıklamaları hemen ezan olayına dönüştürüldü, Ayasofya ortaya atıldı, birden bire bir paket sunuldu; ‘Biz beka diyorduk, siz inanmıyordunuz gördünüz mü?' Keşke olmasaydı ama bu olaylar olmasaydı söylenecek bir söz de bulamayacaklardı, beka sorunu eriyip geçiyordu" diye konuştu.
'BEKANIN İÇERİK SÖYLEMİ ZAYIF'
CHP'den milletvekillliği de yapmış olan Prof. Dr. Ayata, "Bugün vatandaş ekonomideki duruma bakıyor. Dış borcun iyi kullanılmadığını, özelleştirmeden, kamu varlıklarının satışından gelen kaynakların kötü kullanıldığını, en kaba tabirle betona yatırıldığını, Türkiye'nin teknoloji, katma değer yarışında çok geriye düştüğünü anlatan kudretli bir ekonomi hikayesi karşısına konsaydı vatandaşın, beka söylemi daha da zor durumda kalırdı" diye konuştu.