Celiloğlu aday gösterilmesinden sonra DHA'ya yaptığı açıklamada, ev kadını olduğunu ancak sürekli siyasetin içinde yer aldığını kaydederek şunları söylemişti:
'KADIN BAŞKAN ADAYI GÖRMEK İSTEDİKLERİ İÇİN SANIRIM BENİ ADAY GÖSTERDİLER'
"Benim aday adaylığı için başvurum olmadı. Genel merkez, benim aday gösterilmem konusunda bir irade gösterdi. Kadın başkan adayı görmek istedikleri için sanırım beni aday gösterdiler. Bu da kadınlara verdikleri değeri gösteriyor. Beni de bu göreve layık gördüler. Çok memnunum. Bu süreç benim için zor olmayacak. Başkan vekilliği görevlerinde bulundum, encümen üyeliği yaptım. Partim ve belediye için hiç durmadan çalıştım. Siyasetin içindeyim."
Seferihisar Yeni Haber gazetesinin haberine göre, Acaroğlu ise 'amacının başka bir adaya destek olmadığını' vurguladığı istifa açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
‘İSTİFAM HİÇBİR ADAY ADAYININ LEHİNE YA DA ALEYHİNE DEĞİL SADECE BU YÖNTEME KARŞIDIR’
'TUNÇ BEY’İN BÜYÜKŞEHİR ADAYI OLMASI SEFERİHİSAR İÇİN BİR GURUR VESİLESİDİR’
Cumhuriyet Halk Partisi’nin değerlerini hiçe sayan bu anlayışı protesto ediyorum. Tunç Bey’in büyükşehir adayı olması Seferihisar için bir gurur vesilesidir. Bununla övünüyorum.
Ancak ilçe örgütü, adayın belirlenmesinde tamamen yok sayılmış, kimseye danışmadan, adaylık başvurusu bile olmayan, böyle bir düşüncesi hiç olmayan bir Meclis üyemiz hanımefendi durup dururken aday yapılmıştır. Bu, örgüte küfretmektir.
‘PARTİ EMEKÇİLERİNİN NASIL KÜSTÜRÜLDÜĞÜNÜ, EMEĞİN NASIL YOK SAYILDIĞINI İBRETLE İZLİYORUM’
Maalesef parti emekçilerinin nasıl küstürüldüğünü, emeğin nasıl yok sayıldığını ibretle izliyorum. Kurucu ayarlarından uzaklaşan Cumhuriyet Halk Partisi’nin örgütü nasıl yok saydığı, kişisel hedeflerin kurumsal hedeflerin nasıl önüne geçtiği artık herkesin malumudur. Teşkilatın içi öylesine boşaltıldı ki, yarın seçim kaybedilse ilçe binasının kapısını açacak yoldaş bulamayacak hale gelindi… Gönül yoldaşları küstürüldü.
Belki de birtakım kirli pazarlıklar yapıldı. Tabanın sesini dinlemeyeceksek, kapatalım ilçe teşkilatlarını, taban yerine birisi adayımızı belirlesin! Bu anlayışa karşı sessiz kalmam ya da böylesi bir yapının içinde olmam, hele oy vermem mümkün değildir. Oy bile vermekten imtina ettiğim bir yapıya üye olmam zaten anlamsızdır.”