GÖRÜŞ

Adana Mutabakatı yeniden gündemde: Ankara’nın Şam yönetimine elini uzatmasının zamanı geldi

Diplomatlar, Adana Mutabakatı çerçevesinde Ankara’nın artık Şam yönetimine elini uzatmasının zamanının geldiğini belirtiyor. Diplomatlara göre, doğrudan temas etme yolu sağlanamıyorsa bir ülke ya da uluslararası kuruluş aracılığı ile görüşme imkanı var. Bu sayede 1998’de olduğu gibi askeri güç kullanmadan terörle mücadelede sonuç alınabilir.
Sitede oku

Adana mutabakatı: Anlaşma 2011'de nasıl geliştirildi, neler içeriyor?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Moskova'da gerçekleştirdiği görüşmenin ardından hatırlattığı "Adana Mutabakatı" dikkatleri yeniden üzerine çekti. Türkiye ile Suriye arasında terörle mücadele konusunda 1998 yılında imzalanan anlaşma, üzerinden geçen 21 yılın ardından yeniden gündeme gelmiş oldu. İki ülkenin terörle mücadele çerçevesinin çizildiği anlaşmada, "Suriye kendi topraklarından Türkiye'nin güvenlik ve istikrarını tehlikeye atacak eylemlere izin vermeyecek. Suriye, PKK'nın silah, lojistik ve mali destek sağlamasına ve propaganda faaliyetlerine izin vermeyecek" gibi taahhütler yer alıyor.

TBMM'de 2010 yılında imzalanan bir başka anlaşmayla da Adana mutabakatınının geliştirilmesi imza altına alınmıştı. "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Terör ve Terör Örgütlerine Karşı Ortak İşbirliği Anlaşması"nda, terörle ve terör örgütlerine karşı mücadele ve bu konuda somut sonuçlar elde etmek üzere, samimi ve kararlı bir güvenlik iş birliği amaçlanıyor.

Yürürlükte olan bu mutabakatın uygulanmasının Türkiye ve Suriye'nin resmi temas kurmasını sağlayıp sağlamayacağı ve sonuçlarının ne olabileceği de merak konusu oldu.

ONUR ÖYMEN: MUTABAKATIN ÖZÜ SURİYE İLE KAPSAMLI BİR İŞ BİRLİĞİ

Erdoğan: Adana mutabakatı bize Suriye'ye girmenin önünü açıyor
Sputnik'e konuşan Emekli Büyükelçi Onur Öymen' göre, Adana Mutabakatı'nın özü "Türkiye ve Suriye arasında terörle mücadele konusunda kapsamlı bir iş birliği" ve Adana Mutabakatı'nın ve sonrasında imzalanan anlaşmanın bir anlam ifade edebilmesi için de Türkiye ve Suriye arasında bir mekanizmanın çalıştırılması gerekiyor.

Putin'in mutabakatı hatırlatırken, Türkiye'nin Suriye ile temaslarda bulunarak iş birliği yapmasına yönelik bir mesaj verdiğini belirten Öymen, şunları dedi:

"TERÖRİSTLERİN BERTARAF EDİLMESİ ÖNCELİKLE O ÜLKENİN HÜKÜMETİNİN GÖREVİ"

"Türkiye ile Suriye arasında mutlaka terörle mücadele konusunda bir iş birliği yapmasının çalıştırılması lazım. Çünkü bir ülkenin topraklarını teröristlerin bertaraf edilmesi öncelikle o ülkenin hükümetinin görevidir. Suriye'de terör faaliyeti varsa IŞİD, PYD, PKK, Nusra kim olursa olsun, bunlarla mücadele etmek birincil olarak Suriye'nin görevidir. Suriye gerekirse başka ülkelerden de bunun için destek isteyebilir.

BM yasasının ikinci maddesinin en önemli hükmü; devletlerin egemenliğinin, bağımsızlığının ve toprak bütünlüğünün korunması ve buna saygı gösterilmesi. ‘Efendim, Suriye'de yanlış işler yapılmıştır, o zaman topraklarının bir kısmına el koyarız', bu BM yasasına uygun bir yaklaşım değil.

"TÜRKİYE İLE SURİYE ARASINDAKİ MEKANİZMALAR FAALİYETE GEÇMELİ"

Erdoğan: Adana mutabakatı yeniden gündeme gelmeli
"Şu anda Suriye topraklarının yüzde 33'ü PYD ve onun yönetimindeki gruplar tarafından işgal edilmiş vaziyette. Bu uluslararası hukuka açıkça aykırı, bunu hiç kimse savunamaz. Başka bölümleri başkalarının kontrolü altında, İdlib gibi… Bu bakımdan öncelikle üzerinde durulması gereken bu ilkelerdir. Bu çerçevede yapılmış bir mutabakat var. Bu anlaşmayı yürürlüğe koyacaksınız, bu anlaşmanın yürütülmesi için de Türkiye ile Suriye arasındaki mekanizmaları faaliyete geçireceksiniz."

'ÜÇ YÖNTEMLİ TEMAS'

Öymen, mutabakatın nasıl faaliyete geçebileceği sorusuna da yanıt verirken, "Bir, doğrudan doğruya temas etme yolu var, bu sağlanamıyorsa bugünkü ortamda, bir ülkenin aracılığıyla bu temasları sağlama yöntemi var. Üçüncü bir ülkede temas imkanı var, Bir uluslararası kuruluşta, diyelim ki BM'deki Türk-Suriye temsilcileri arasında görüşme yöntemi var. Uluslararası alanda buna benzer yöntemlerin hepsi uygulanmıştır" diye konuştu.

"HİÇBİR ASKERİ GÜÇ KULLANMADAN TERÖRLE MÜCADELEDE SONUÇ ALINABİLİR"

Hangi yöntemle olursa olsun temasın sağlanması durumunda ise Öymen, "Terörle mücadele Türkiye'nin lehine olduğuna göre ve terörle mücadelede Suriye'ye çok önemli bir görev düştüğüne göre, böyle bir temas mekanizması ayrıca siyasi çözüm bulunması konusunda da katkıda bulunur ve terörle mücadelede de daha etkili sonuç alınır" dedi.

Putin ile Erdoğan, 2019’un ilk görüşmesini gerçekleştirdi: Şubatta üçlü zirve yapılacak
Öymen, "Terörle mücadelenin hep askeri boyutu düşünülüyor, diplomatik boyutu hiç düşünülmüyor hemen hemen. Oysa Adana Mutabakatı gösterdi ki; Öcalan'ın Suriye'den çıkarılması, kampların kapatılması, hiçbir askeri güç kullanmadan dahi diplomasiyi etkili bir şekilde kullanarak sonuç alınabilir" diye konuştu.

FARUK LOĞOĞLU: PUTİN TÜRKİYE'YE PENCERE AÇTI, ŞAM'LA TEMAS EDİLMELİ

Sputnik'e konuşan Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu da, Putin'in Adana Mutabakatı hatırlatmasının Suriye konusunda Türkiye'ye açılan bir pencere olduğunu ifade etti. Loğoğlu, "Gereğinin yerine getirilebilmesi için, Putin'in açtığı pencerenin Türkiye'ye yarar sağlayabilmesi için Ankara'nın Şam yönetimine elini uzatması lazımdır. Türkiye Şam yönetimiyle temas edip terörle mücadele bağlamında bu anlaşmaların gereği doğrultusunda, yeni bir ortak anlayış oluşturabilirse bu hem Türkiye'nin yararına hem Suriye'nin istikrara kavuşması bakımından yerinde olur" diye konuştu.

"SURİYE TÜRKİYE'Yİ RAHATLATACAK ADIMLAR ATABİLİR"

BM hukuku ve ikili anlaşmalara göre kendi topraklarındaki terörle mücadelede birincil sorumluluğun Suriye'de olduğu görüşünü yineleyen Loğoğlu, mutabakatın uygulanmasıyla Suriye yönetiminin ülke topraklarında terörle mücadelede daha aktif olarak, Türkiye'yi rahatlacak adımlar atabileceğini de kaydetti.

TÜRKİYE TEMASA HAZIR MI?

‘Türkiye ile Rusya İdlib’de kırılma noktasına geldi’
Loğoğlu, Türkiye'nin temasa hazır olup olmadığı konusunda ise "sanmıyorum" dedi ancak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun "Rejimle dolaylı temaslarımız var" sözlerini de hatırlattı. Bunun en azından istihbarat örgütlerinin temas halinde olduğunu gösterdiğini ifade eden Loğoğlu, "Adana Mutabakatı'nın eğer bir meyvesi olacak ise bunun yüksek siyasi seviyeli Ankara ve Şam arasında temasla olması lazım. Ankara buna hazır görünmüyor ama Putin'in bu hatırlatmasını da herhalde yabana atmadılar. Bu biraz da Ankara'nın şimdiye kadar izlediği politikalarına ilişkin yeni bir sayfa açmasını gerektiren bir gelişme" dedi. 

Yorum yaz